7.bölüm

1K 9 7
                                    

Sarmaşıklar gibi , gecenin karanlığında renksiz ve kokusuz

Yalnızlığını kucaklamakta  ruhum

Bir melisa kadar narin ve mutsuz şımarıklığından sadece geceye açar çiçeğini sessizce

Ve.

O beklenen gün geldiğinde

Sen zamanın kadını bu sayfaları okuduğunda

Kehaneti çözülecek , yalnızlığımın
Her gece kokan melisalar gibi

Sarmaşık misali sarmalayıp kollarımda  koklayacağım seni...

Okuduğu sayfadaki kelimelerin anlamı ve ağırlığında cama vuran yağmur damlalarıyla irkilip verandada hala köpekle oynamakta olan adama baktı.

“Belkide bir kahve ikram etmem sorun olmaz “ diyerek

Dış kapıya doğru yöneldiğinde evininde zili çalmaya başlamıştı.
Kapıyı açtığında duru pürüzsüz yakışıklı surata ve yağmurla bir iri yağıyormuş gibi duran parlak ıslaksı maviliklere baktı.

“ Allahım bu adam ve bu bakışlar “ diye inledi içinden

“ Nerden tanıdık geliyor bana ?”

Genç kadın maviliklerin derinliklerinde kendini ararken kapıdaki adam saygılı bir şekilde genç kadını selamlayıp

“ Tekrardan merhaba ,kusura bakma Eflal seni rahatsız ettim “ derken genç kadın adamın söylediklerini  içinden sessizce tekrar ediyordu.

“ Eflal ? Hımmm samimiyet “

“ Seni mi ? Bana sen diye hitap etti gereginden fazla rahat “diye zihin labirentinde dolaşıp adama aynı samimiyetle karşılık verdi.

“ Hakan ‘dı değil mi  yanılmıyorsam ?”

“ Yanılmıyorsun evet Hakan “diye tekrar etti adam ismini

“ Kusura bakma rahatsız ettim ama,birşey sorup hemen kaçacağım ,geçen gün ki karşılaşmamızda buralarda bir şey düşürmüşüm belki bulmuş olabilirsin diye uğradım” diyerek genç kadından gelecek cevabı ,  kapının pervazına eliyle tutunup bekledi.

Eflal saniyeler içinde düşünüp adamın ne aradığını anlayınca

“ Aaa evet aradığınız şey galiba bir madalyon evet bende ,bahçenin girişinde düşürmüşsün, gel içeri bir kahve ikram edeyim o arada madalyonu bulayım galiba ceketin cebinde olacak “ diyerek gayri ihtiyari adamı arkasında bırakarak  içeri girerken adamda arkasından salona kadar kadını takip etti.

“ Buyrun oturun “ diyerek gösterdiği koltuğa koyduğu günlüğü alıp sehpanın üzerine bıraktı.

“ Türk kahvesi mi ? Filtre kahve mi ?  Diyerek gülümsedi.

Adam sakince koltuğa oturup
“ Lütfen zahmet etme ,zaten habersizce geldim ama haberde veremezdim telefon numaran bende yok “ diye gülümsedi.

“ Telefon numaramı verecek kadar sizi yakından  tanımasam da Rüya’ nın sayesinde evimde kahve içme şansını yakaladınız “ diyerek kendi de adama muzipçe gülümsedi.

“ Bu kadar hazır cevap,mesleğiniz  avukatlık mı bayan Eflal “ diyerek göz kırptığında Eflal adamın hakkında herşeyi bildiğini sezinledi.

“ Sanırım hakkında herşeyi öğrenmiş gizemli bir adamı sadece köpeğimin hislerine güvenerek içeri almam bana fazla pahalıya mâl olmaz “ derken genç kadın duruşuyla  ve ses tonuyla senden korkmuyorum mesajını karşıya vermişti.

“ Oldukça özgüvenlisin,kesinlikle köpeğinizin hislerine güvenin amacım size zarar vermek olsaydı sizinle sohbet etmeyi değil asıl amacımı gerçekleştirmek için çaba sarfederdim,oysa ben sadece herşeye sevgiyle bakan bu gizemli kadını tanımak istiyorum .” derken bir yandanda kadının gözlerine dikmişti maviliklerini

“ Amacını öğrendiğime göre bir kahve ikram etme zamanı gelmiş “ diyerek mutfağa geçip kahveyi hazırladı.

Elinde fincan salona geldiğinde adamın ayakta öylece durmuş evin duvarlarında bir şey izliyor gibi dalmış olmasına şaşırarak ne yapacağını bilmeden öylece durup bekledi.

Arkasında durmuş kendini izleyen kadını hissedip kadına dönen adamın maviliklerinden akan yaşları görünce iyiden iyiye şaşırıp afallamıştı.

Kendisine şaşkınlıkla bakan kadına yaklaşıp elindeki fincanı alıp kahve kokusunu burnuna çekti.

“Bu havada en etkili koku galiba bir fincan kahve kokusu” diyerek kahvesinden bir yudum çekti.

Kadın hala kendisinden  açıklama beklerken yavaşça pencereye doğru ilerleyip kadına sırtı dönük bir şekilde , dışarıdaki köpeği işaret ederek.Boğuk bir ses tonuyla

“ Bir zamanlar kardeşiminde böyle beyaz tüy yumağı bir köpeği vardı,bir gece köpeğinin sesine dışarıya çıkmış, köpekle birlikte o gece ortadan kayboldular,yaklaşık üç ay sonra ikisininde cesedi ormanlık alanda bulundu jandarma olayı  firari bir akıl hastasının yaptığına dair deliller buldu,adam yakalanıp tekrar hastaneye yatırıldı ,ama hala biliyorum ki bu bir akıl hastasının işi değildi” diyerek kadına döndü.

“ İşte “ dedi “ Karşında sapık bir yabancıdan ziyade yaralı bir adam var “

O an kadın istemsiz bir şekilde adama doğru ilerledi,maviliklerden aşağıya düşüp düşmemek konusunda kararsız kalan damlacıkları eliyle silip
“ Çok üzgünüm “ diyerek evindeki yabancı adama  yıllardır tanıdığı bir dostu gibi sarılıp teselli etmek istedi ve yaptıda.

Kendisine doğru ıslak kirpiklerle yaklaşan kadın, adamın  gözlerindeki yaşları parmaklarıyla araladı, şefkatle kollarını bedenine  dolayıp, omzuna kadar gelen başını göğsüne koydu o saçlardan gelen kokuyla bütün acılarını bir bir toprağa gömdü yabancı ,kendisine korkusuzca, beklentisiz ,çıkarsız ,mahsum bir samimiyetle dolanan kollar yağmur sonrası ciğerlerine çektiği hava kadar güzel bir duyguydu.

Bir süre öylece kalan iki beden, genç kadının ne yaptığını fark etmesiyle ayrıldı.

Panikle adamdan sıyrılıp uzaklaşan kadın
“ Şe-şeşeyyy özür dilerim bir an  hikayeyi duyunca seni teselli etmek yani aslında kendimi teselli etmek istedim “ diye şaşkınca ne yapacağını bilmez bir halde sağa sola dönerken ,mavilerin sahibi gülümseyerek yanına yaklaştı
“ Sorun değil ,özür dilenecek bir şey varsa ben özür dilerim ,şefkatin iyi geldi “ diyerek kadının başını tutup alnına bir öpücük kondurdu.

“ Sanırım gitsem iyi olacak ,kahve için teşekkürler,ulaşmak istersen telefon numaram ve iş adresim sehpanın üzerine bıraktığım kartta yazıyor “ diyerek dış kapıya doğru hızlıca ilerledi.

Adamın arkasında tarumar olmuş bir halde bakakalan Eflal adamın gidişini bahçe kapısına kadar takip etti .Bir süre elinde sallanan madalyona baktı,adamın arkasından koşturup vermenin imkansızlığını anladığında eğilip sehpadaki karta uzandı.

“ TMC  Hakan Arıhan “ yazısını okuyunca zihnindeki gizli çark  yeniden dönmeye başladı.

“ Bu isim …..bu bu firma evet yaaa Sena ‘ nın çalıştığı firma adam da Hakan Arıhanın ta kendisiydi” parmaklarıyla şakaklarını  ovalarken

 Bu kadar tesadüfün  olabilirliğini sorguluyordu.

HEYULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin