9.bölüm

1K 4 0
                                    

"Hiç bir şey tesadüf değildir, her şey birbirine sıkı sıkıya bağlıyken,eğer yaşadıklarını bir rastlantı zannediyorsan ,mutlaka biryerlerde eksiğin vardır,iyi idrak ve iyi hisset "

Sokak kapısının önünde duran aractan, inenin, kim olduğunu bilmesine gerek olmadığını düşünerek ,gayri ihtiyari sokak kapısından fırlayıp arkadaşına koşturduğunda arabadaki diğer kişinin varlığından habersizdi.

Kendisi gibi arabadan ok gibi fırlayan  bedenine yapışan kolların sahibine sarıldı.
" Bal böcegim habersiz çıkarma yapmak ha ben sana bunun bedelini ödeteceğim" diye mıncıklamaya başladı. Sena'nın "Eflal dur,rezil oluyoruz. Patron " dediğinde genc kadın çoktan rezil olduklarını anlamanın verdiği utançla arabanın yanında kendilerine bakan iki adama kıpkırmızı  olmuş suratla kaçamak utangaç bir bakış attı.

İki adamda arabaya yaslanmış, küçük çocuklar gibi birbirini didekleyen kocaman kadınları izlerken onlarda bu manzaranın cümbüşüne daha fazla suskun kalmayıp gülümseyerek izliyorlardı.

Efal rezil olmuşluktan ziyade arkadaşının patronun yanındaki surete bakakalmıştı.
"Dr.Faruk bey siz " dediğinde  Dr. Faruk hala sarmaş dolaş duran iki serseri yaratıga doğru ilerleyerek

"Bu deli kızla birlikte yolculuk yaptık ,son anda beni atlatıp taksiyle gelmesini  Hakan engelledi." diyerek kendisi ile birlikte yanlarına doğru ilerleyen adama göz kırptı.
" Merhaba " diyen efsunlu sesin etkisi ile bir irkilerek kendini toparladı.
" Merhaba Hakan bey "
Adam kendisine diktiği maviliklerin genç kızı allak bullak ettiğinden habersiz belkide bilinçli  o maviliklerle bir bakanı tutsak eden bir gülümseme ile  genc kadına elini uzattı.
" Eflal bu kadar tesaduf nasıl olur diye sorguluyorsun sanırım.Anlatırım ama bir şartla" diyerek tekrardan arkadaşına yöneldi.
" Bu iki baş belasına bir yemek sözüm var ve senide davet ediyorum itiraz yok ,hemen hazırlanıp bendeki emanetle bir burada bekliyoruz " dediğinde sesindeki ton baskılı nazik ve itiraz kabul etmiyorum diye bagırıyordu.
Genç kadın arkadaşına dönüp baş işareti ile durumu sorguladığında arkadaşı iki elini 'yapacak bir şey yok ' der gibi açmış suratını ekşitmişti.
Derin bir nefes eşliğinde
" Ehh herşey planlanmış galiba banada uymaktan başka çare düşmüyor " diyerek arkadaşınıda beraberinde sürükleyerek eve yöneldi.
Sena başına gelecekleri bildiğinden kendini geriye doğru itekleyerek geri çekilmek istesede genç kadın mengene gibi yapıştığı kolu hiç bırakmak niyetinde değildi.
" Sesini çıkarma ve beni takip et ,bu hainliğin hesabını sonra keseceğim ,simdilik rahat ol Sena hanım " diyerek arkadaşını sokak kapısindan itekleyerek bahçeye soktu.
" Eflal yemin ederim,benim bir suçum yok. "
" Lütfen şu kolumu bari bırak ,canımı acıtıyorsun " diye sızlanarak kolunu kurtarmaya çalıştı.
Genc kadın arkadaşının gözlerinin acılı ifadesini görünce canını yaktığını farkederek hemen bıraktı.
" Bebeğim ozür dilerim çok canın yandımı " diyerek ovuşturduğu kola hafifce bir buse bırakarak içeriye girdi.
" Beni burada bekle sakın kaybolma ,bir haltlar karıştırmana engel olmalıyım " diye homurdanarak yatak odasına girdi ,alelacele uzerine birşeyler geçiştirip,madalyonla bir kapıya geldiğinde Senanın yerine patronu nu görünce iyice afallamıştı heyecandan.
" Neden durduk yere heyecan basmıstı "yine genç kadını
Ne yapacağını şaşırmış bir halde bocalarken kapı eşiginden iceriye bir adımda atlayıp kendisine anlamlı bakan maviliklerin sahibi genç kadını güçlü kollarla kavrayıp dudaklarina yapışması bir olmuştu.
Zamanın durduğunu o an farkettiginde genç kadında yuzyıldır tanıdığını hissettiği adamın öpücüklerine karşılık veriyordu.Bir süre ikiside birbirinin kollarında zamanı unutup sadece o anın hissettirdiği ahenkli huzura teslim olmuşlardı.
Ayakları kendisine ihanet eder gibi titremeye başladığında genç adam bunu fark etmiş derin bir titremenin etkisini azaltmak için öpmeyi bıraktıgı kadına sıkıca sarılmıştı.Bir sure daha öylece sessizce birbirlerinin kollarında bekledikten sonra ilk sessizliği genç adam bozdu.
" Eflal özür dilerim,gerçekten niyetim bu değildi .Sadece geçen gün için sana yanlız tesekkür etmek istemiştim,ama b-bu buna engel olamadım " diyerek genç kadının öpülmekten pembeleşmiş dudaklarına bakarken tekrardan dayanamayarak kısa bir öpücük kondurdu.
" Bana neden bu kadar huzur veriyorsun ? Neden senin yanındayken herşey zihnimden siliniyor ? " diye sayıklar gibi konuşurken aynı soruları genç kadında kendine soruyordu.
Bahçe kapısından seslerin gelmesi ile bir
Ikiside birbirinin  kollarından istemsizce ayrıldılar,hiç bir şey konuşmadan elinde tuttuğu madalyonu adama uzatıp önden hızlı adımlarla kendilerini bekleyen arkadaşlarının yanına geldiklerinde ikisindeki gariplikten birşeylerin olduğunu diğerleri çoktan farkefip anlamlı bakışmalarla " Neler oluyor der " gibi işaretleştiler.
Derin bir sessizliğin ardından buz gibi havayı ısıtmak için ilk Faruk söze başladı
" Eee Eflal ilk randevunu ne zaman almak istersin "diye gülumseyerek genç kadının oturduğu koltuğa dönüp muzipce göz kırptı.
"Ama elini çabuk tutsan iyi olur ,randevu listem bir hayli kabarık" diyerek gülümsedi.
Sena tutamadığı çenesini yine belli ederek
" Bence biran önce tedavi  alsa iyi olur ,baksana hortlak görmüş gibi bakıyor" diye  arkadaşından önce soruyu cevapladı genç kadının istemsizce verdiği cevaba Faruk kahkahalarla gülüyordu.
Arabayı kullanan arkadaşı ters ters baktığında neşesi ikiye katlanmış bir halde gülmeye devam etti.
"Sena sanırım iki kişilik bir terapi yapmam gerek " diyerek arkadaşına bir dirsek hareketi yaparak
" Bana öyle bakış atma dostum,seni ilk kez dut yemiş bülbül gibi görüyorum " diye dalga geçmeye devam etti.
Sena arkadaşının patronu ile dalga geçmesine fazla ses çıkarmadan kikirdesede belli etmiyordu.

Eflal'in arabada ikisinide parçalayacakmış gibi bakan adamla aynada bakışları birleştiğinde birden kendisine bakan maviliklerin değiştiğini hissetti
" Demekki o maviler sadece kendisine öyle güzel bakıyordu"

HEYULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin