DÜŞ ZAMANI 2.Bölüm

12K 725 38
                                    

Yorumlarınız ve oylarınızla desteklerinizi bekliyorum :)) Eliza'yla karşınızdayız :)


~~~

Kardeşlerinin bu davranışlarından sıkılan Sappho sonunda umutsuzluk ormanına gitmeye karar vermiş.Kimsenin ona ihtiyacı olmadığından onu aramayacaklarını düşünmüştü. Umutsuzluk ormanı perilere yasaktı. Ve kötü şeyleryapan periler bu ormana sürgün edilirdi. Sürgüne gönderilen perilerin hiçbirinden bir daha haber alınamamıştı.


                                                                                                            Düş Perisi'nden

~~~



Annem fal baktırmanın zekasız insanların işi olduğunu söyler. Geleceği görmeye çalışmak yerine kendini geliştirip onu oluştur der. İşin gerçek tarafındadır her zaman. Bunu insanların geleceğini öğrenmek için yaptığından ziyade eğlendiği için yaptığı düşüncesiyim. Ama bunu anneme anlatmak Casper'ın kötü olması kadar zordu.

Ve ben bu yüzden hep merak ettiğim ama bir türlü yapamadığım bu tuhaf şeyden mahrum kalmıştım. Ne uğruna? Anneme onun istediği gibi bir kız olduğumu göstermek için. Bu benim hayatımın odak noktası olmuştu. Bende akıllıyım anne. Güzel değilim belki ama akıllıyım iyiyim demeye o kadar odaklandım ki kendi benliğimi geri plana ittim. Değildim ama . Değildim işte. Kafeden ayrılarak anneme isyan bayrağı açtım bir nevi. Madem öyle neden ufak bir kaçamak daha yapmayayım ki?

Falcı abla filmlerden fırlamıştı adeta. Saçları yağlı ve uzun. Ucunda beyaz bir taşın etrafında çiçekler olan tokası var. Tuhaf şıngırtılı nesnelerin takılı olduğu peruğumsu bir saç işte. Üstünde mavi bir saç bantı. Kolları olabildiği yere kadar bileziklerle dolu. Tuhaf yüzükler. Karayip Korsanlarında Jack Sparrow'u canlandıracakken son anda rolü Johnny Deep' e kaptırmıştı sanırım. Ondan zavallım sokaklara düşmüş fal bakıyordur. Ve bakmakta olduğu müşteriye söylediği "Görüyorum, görüyorum!" nidaları. Ne görüyorsun acaba? Bir yat iki kat , paralar boldur tabi.

Palavradan ibaret olduğunu bildiğim halde izlemeye devam ediyorum. Benim farkımda bile değiller. Zaten kim benim farkımda ki? Beni doğuran kişi bile beni yıllardır farketmemişken sokak arasında kim olduğu belirsiz falcılar, insanlar mı farkedecek? Ben bile tam anlamıyla kendimin farkında değilim aslında. Sevdiğim şeyleri gönül rahatlığıyla yapamam. Yapsam dahi sürekli eleştirilirim. Annemin en sevdiği sözdür neden kardeşlerin gibi olamıyorsun lafı. Olamıyorum anne. Beni böyle de sevemez misin?

Fal baktıran kız sevgilisinin kendisini sevip sevmediğini öğrenmek istiyor. "Biliyorum sevdiğini ama yine de emin olmak istedim." diyor. Seviyorsa seviyordur sevmiyorsa da kısmet. Aslında bunu bilmek için falcı olmaya da ihtiyaç yok. Çözüm çok basit. Fal yerine yanı başına baksa sevgilisinin kız arkadaşıyla kırıştırdığını görecek ama nerede? Hayır müdahale etsem desem sen bak yanına gör gerçeği kesin gene suçlu ben olurum. O derece alışmışım bu durumlara.

Falcı nabza göre şerbet verip evet çok diyor. Evet çok aldatıyor mu evet çok boynuzlusun mu acaba? Ya da her ikisindende biraz. Zeki kadın şimdi. Bakıpta boynuzun gökdelenleri aşmış dese orada o yağlı saçlarını eline verir o kız. Falcı hem kendini sağlama alıyor hemde karşısında duran kişinin gönlünü yapıyor. Annem haklı olabilir. Yani ona hak vereceğime inanmazdım ama önümdeki manzara bunu haykırıyor resmen. Ama hazır kırmışken zincirlerimi bu fal merakımı gidermenin tam zamanı.

DÜŞ ZAMANI (TILSIM SERİSİ 1 ) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin