DÜŞ ZAMANI 8. Bölüm

10.1K 626 46
                                    

Henry beyciğim, Eliza ve ben geri döndük :) Bugün perşembe.  Yorumlarınızı beklemedeyim. İyi okumalar. :)


~~~

Sappho "Yiyecek bir şeyler nereden bulabiliriz? Çok açım." dedi. Ghopbe kafasını yana çevirip bakmaya başladı. "Yiyeceğe de ihtiyaç duymuyorum." dediğinde Sappho korktu. Uyumadan, yemek yemeden nasıl dayanabiliyordu? Bir perinin gücü yediklerinden ve mutluluğundan geliyordu. Kendi parıltısı buradan geliyordu. Demek o yüzden Ghopbe'nin parıltısı yok olmuştu.

~~~


1823 mü dedi o yakışıklı ve yasak herif? 1823. Ona inanmalı mıyım? Neden inanmayayım? Geldiğimden beri normal olan bir şey var mıydı? Annem annem değil. Ben aslında kardeşim Monica gibiyim ama Monica değilim. Monica ben mi o bile belli değil. Ben burada uyandıysam bu kızda Eliza olarak geleceğe mi gitti? Peki neden herkes benim görünüşümden farklı biri olduğumu düşünmedi? Monica'yla birbirimize mi benziyoruz? 2018 den bu zamana nasıl geldim?

Resmen bir dizi içine düşmüş gibiyim. Hayır bilim kurgu dizisi olsa başrol ben değil sarışın, büyük göğüslü biri olurdu. Şu soğuk Medusa Christina gibi. Demek ki bu zamanın başrolü o. Bende yardımcı kadın oyuncunun dublörü. İş göğüste bitiyor demek ki. Tamam benimde büyük ama ben şu korku filimlerinde ilk öldürülen inek kız pozisyonuna daha uygunum.

Elim boynuma gidiyor. Boynumdaki kolye... KOLYE, PİM!!!! İşte bu. En son ne yapıyordum ? Bunu elimde tutmş ve pimi çevirmiştim. Işıklar yandı, bulanıklaştı her yer ve bam. Hoşgeldin Jane Austen romanı. Şimdi yeniden çevirirsem eskiye döner miyim? Eskiye değil yeniye yani. Yani eskiden yeni olan eskiye. Of kendi zamanıma işte. Derin nefes al El ve çek. Olmadı bir daha çek. Çek, çek, çek. Kıracaksın dur.

Olmuyor. Ama neden? Yani o anda aynı şeyleri yapmıştım. O halkalar dönüp durmuştu pimi çekince. Ama şimdi gram kıpırdamıyor. O anda bu zamanı mı düşünüyordum. Hayır kim durduk yere 1823 'ü düşünür ki?

Gidemediğime göre bir şey yanlış. Düşünelim. Kafe, kafedeki saçma insanlar, tuvaletteki sürtük, sokaklar, falcı....Falcı! Bunu bana o verdi. Ne demişti? Ne demişti? Yarım olan yarım kalmamalı... Ben miyim yarım? Ben bir buçuk porsiyonum resmen. Demek ki başkası yarım.Demek ki başkası için buradayım. Ama neden ben? Yani yarım olan ben değilsem neden ben? Şu an ben Monica'ysam yarım olan Monica mı? Ben burdaysam yarım Monica nerede? O da benim yerime gelecekte mi?

Şu derenin kenarında biraz kafayı toplasam iyi olacak. Bu kayın ağacı mı nedir? Neyse ne. Şimdi en başa dönelim Direk falcıdan başlasakta olur aslında. Falcı tutmuştu kolumu, Kolumda çiçekler. Kolumda mı o çiçekler hala? Tanrım evet, nereye kadar gidiyor bu?

Bilekleri saran elbise mi kaldı ? E tabi bu devirde kaldı.Burada bakamam. Birde kontun kızı ağaç altında soyundu dedirtirsem beni manastıra kapatır bunlar. Sen kimsin ben kimin neydi ne oldu derken zaten herkes bana kafayı yemişim gibi bakıyor. Hele hele falcı olayını anlatırsam olacakları düşünmek bile istemiyorum.

Ne yapsam? Geri dönemiyorum ne yapsamda. Buraya nasıl geldim hiçbir fikrim yok. Gitmek için bir yol bulmam lazım ama nasıl onuda bilmiyorum. Tanrım neden kendimi Jane Austen romanı içinde buldum ki? Hayır buldum neden rahipe evlenen o kızım ki? Elizabeth olsam ne olurdu? Hazır Henry gibi bir Darcy varken. Henry denen adam Bay Darcy'ye fark atar gerçi. Hemde ne fark. Ah tanrım! Adamın suratına karşı soyun mu dedim ben? Öldürün beni, öldürün! Ya da onu soyun. İkisi de olur.

DÜŞ ZAMANI (TILSIM SERİSİ 1 ) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin