Her okuduğu kitapta güzel kızlar vardı Eliza'nın. Güzel kızlar sever, sevilir ve sonsuza dek mutlu yaşar. Şişman, kahverengi gözlü kızlar asla başrol olmazdı. Ya da şimdiye kadar...
Zamanda geçmişe gidip 24. Leighton kontunun kızı Monica olarak uya...
Çok özlemişsinizdir diye hemen yeni bölümü yayımlıyorum. Yani bende özlemişim ne yalan söyleyeyim. Sizi Henry, Sappho ve Eliza'mla baş başa bırakıyorum. Ve iki adet Henry ruh durumu atıyorum :) Ama Henrylerden önce bizim Eliza'nın kolundaki çiçeklerle tanıştırayım sizi. En sevdiğim çiçeklerdir benim :) Batıdaki adı Peony. Bir diğer adı da Paeonia. Paeonia, sanat tanrısı Apollon'un ilgisini çekecek kadar güzel bir peridir. Flört etmeye başlarlar. Ancak bu durum güzellik tanrıçası Afrodit'in kıskançlık damarının kabarmasına yol açar. Tam öfkesi ile birlikte Paeonia'yı bir çiçeğe dönüştürmek üzereyken; Paeonia Afrodit'in kendisini izlemekte olduğunu fark ederek utanır ve kıpkırmızı kesilir. Çiçeğe dönüştüğü anda artık mahcubiyetin de simgesi olmuştur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Varan 1: Eliza'nın falcıyla konuşması sonrası Henry beyim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Varan 2: Hikayenin bu bölümünü bitirince duygu karmaşası yaşayan Henry beyim :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
VE DİPNOT: +18 sahneler içermektedir dikkat ediniz. Sevmeyen arkadaşların o kısımları geçmeleri tavsiye edilir.
~~~
Peri kraliçe yerde yatan Melpomene'ye, elindeki tılsımla duran Sappho'ya ve Gündüzfeneri adlı hançerle Sappho'ya saldırmaya çalışan Ghopbe'ye bakıyordu. Elini şıklattığında Ghopbe zincirlenmiş elindeki hançer düşüp yere saplanmıştı. "Aç gözlülüğün her zaman başına bela oldu Ghopbe. Bu sefer alacağın ceza sadece sürgün olmayacak." dedi kraliçe. "Daha kötüsü yok. O ormanda olanları hayal bile edemezsin. " Sappho yerde yatan Melpomene'nin başında ağlıyor olanları duymuyordu bile.
