DÜŞ ZAMANI 17.Bölüm

9.3K 656 85
                                    

Saatlerimiz 12 yi geçince hemen hikaye yolu gözlüyorsunuz değil mi? Bende sizin yorumlarınızda mutlu olup hemen yayımlamak istiyorum. Aslında bu hikayenin kemik yapısını 1 haftada yazmıştım ilk 6 bölümü. Sonrasında oturup bir günde 4-5 bölüm yazdığım oldu. Belki de o sebeple eksiklerim vardır. Yani ilk hikayem olması sebebiyle hatalarımı mahsur görün :) Daha güzel hikayelerle karşınızda olacağım. :)) 

Dipnot: Bu bölüm biraz Henry'i özleyeceksiniz. :) Beyimiz dinlensin azıcık. Çok yüklendim ona sanırım :)


~~~

Sabah olduğunda yola koyulmadan önce. 3 damla gözyaşını uyuduğu samanların üstüne bıraktı.Bu gözyaşları su damlasından ziyade iri birer inci şeklindeydiler. Ghopbe bunlara bakıp neden bıraktığını sordu. Sappho da çiftçiye bırakabileceği tek şeyin bu olduğunu söyledi. Periler ağladığında gözyaşları inci tanesine dönüşüyordu. Sappho ve Ghopbe yola koyuldular. Kulübeye giren çiftçi saman balyasının üstünde parlayan incileri görünce çok mutlu oldu. Sonra arkadaki bölüme girip hayvanları otlamaya götürmek için dışarı çıkarmaya karar verdi. Bölmenin kapağını açtığında hepsinin öldüğünü gördü. Feryat figan şekilde ağlamaya başladı...

~~~



Başım çok ağrıyor. Tanrım biri beni kum torbası niyetine kullandı kesin. Ellerimi gözlerimi kapatmak için kaldırıyorum ama elimde iğrenç tanımlanamayan bir nesne var. Bu ne? Saçımı mı yoldum ? Ama benim saçım sarı değil ki? Elimde saç var ve benim saçım değil. İçimdeki Sherlock iş başına. Tabi önce içimdeki Sherlock'un sallanmaması gerekiyor.

Kussam yatağa beni aforoz ederler mi? Tanrım 1823 de ağrı kesicinin neden olmadığını bilmiyorum ama acı bana. Bayılabilirim mesela vücudumdaki her hücre yenilenene kadar.

Ben böyle düşünüp midemle bulanmaması, başımla ağrımaması için anlaşma yapmaya çalışırken Rhea giriyor içeri. Ellerinde buharı tüten kovalar. Ve gülüyor. Tabi gül bakalım. Bende olsam ilk balosuna gidip balkabağına dönüşen birine gülerdim.

"Günaydın efendim."

"Bağırmasana. Başım beni öldürüyor. Korseden çektiğimden daha fazla acı çekiyorum."

"Şimdi banyonuzu hazırlarım efendim."

"Ağrı kesici diyipte 2. Clair vakası yaşamak istemiyorum. Beni iyi edecek bir şeylerin var mı?"

"Banyodan sonra size çorba getiririm efendim. "

"O da olur. Hiç yoktan iyidir. Sen neye gülüyorsun bu arada?"

"Hatırlamadığınızı söylemeyin."

"Hatırlamam gereken şey neyse hatırlatsan iyi olur. Dün son hatırladığım bahçede Henry ile konuştuğumuz. Sonra bir limonata...hayır viskiydi. İçtim bende."

Üstümdeki nine geceliğini çıkarıp Rhea'nın hazırladığı küvete giriyorum. Ben girince su taşıyor tabi. Hayır niye dolduruyorsunuz şunu ağzına kadar? Johnny tek başına girse fırtına kopuyor zaten. Popom desen ...ya da demesen mi?

Rhea arkanı dön. Bak kendi iyiliğin için. Yani göz sağlığın bozulsun istemem. Neyse konuya dön. Elde var baş ağrısı, sarı saç telleri,Rhea'nın büyük olaylar yaşanmışçasına verdiği tepki.

"Rhea eve geldiğimde çıplak mıydım?"

"Hayır efendim. Gerçi birkaç parça eşyanız eksikti ama."

DÜŞ ZAMANI (TILSIM SERİSİ 1 ) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin