İKİNCİ BÖLÜM"Ferdi, şu senin gizemli adamdan bir şey öğrenemedin mi Allah aşkına? Bir hafta geçti hala elimizde avucumuzda en ufak bir bilgi dahi yok."
"Hazal... Adam sandığımdan daha inatçı çıktı. Her gece yanına gidiyorum bir şeyler öğrenirim diye o kadar başını etini yiyorum. Sohbet ayağına sorular soruyorum ama yok."
"Sen bu adamla nerede tanışmıştın tam olarak?"
"Barda... Barda sahne alıyor, gitarist. Orada bir gece ayaküstü sohbet etmiştik. Sonra onun da aynı benim gibi kafası değişik olduğunu anlayınca sohbet muhabbet ilerledi işte, arada böyle gidip geliyorum yanına..."
"Peki, tam olarak bize yardımcı olabileceğini nereden çıkardın?"
"Ya diyorum sana, değişik bağlantıları var. Çok ilginç biri... Para karşılığında yapmıyor ama birkaç defa bana yardımcı olmuşluğu var."
"Ferdi, daha biz kimi soyacağımıza bile karar veremedik. İstanbul'un en karanlık işleriyle uğraşan adamların listesini çıkardım ama bu çok yetersiz. Çoğunun evini dahi öğrenemedim! Hepsi kara kutu... Yer altı mafyaları..."
Ferdi, Hazal'ın yeşil gözlerini ayırarak anlatış tarzına gülmeden edemedi. Genç kızın şu hallere düşeceğini herhalde kırk yıl düşünse hayal edemezdi.
"Hah... Sefa da geldi. Belki güzel haberleri vardır," dedi Ferdi, Hazal'ın arkasından bakarken.
Sefa, Kadıköy iskelesindeki bir kafede oturan iki arkadaşın yanına söylenerek varmıştı. "Bana bir çay, bir karışık tost.- dedi hemen yanındaki garsona ve sonra yanındakilere- İsteyen var mı?" diye sordu.
Hazal başını iki yana salladı. Ferdi, bu fırsatı kaçırmayarak, "Ben bir tost alırım abicim," dedi.
"Sen de bir gelişme var mı Sefa?" diye sordu Hazal, umutsuzca. Hiçbir şey öyle sandığı gibi ilerlemiyordu. Acaba gerçekten filmlerden çok mu etkilenmişti? Tamam, kolay olmasını o da beklemiyordu ama bir haftadır bir aşama dahi kat edememişlerdi.
"Hayır yok. Aklımda birkaç kişi var ama onların da araştırmasını sürdürüyorum. Demir bilek lakaplı diye bir adam varmış. En son polis operasyon düzenlemişti evine... Haberlerde görmüşsünüzdür. Bu akşam evin yakınlarına gitmeyi planlıyorum. Ferdi, sen de gel... Çevredeki adamların sayısını ve konumuna bakarız. Kamera sistemlerini falan çözmeye çalışırız belki..."
Ferdi'nin kahverengi gözleri heyecanla parladı. İki elini ovuşturdu. "Bu harika! Geceyi sabırsızlıkla bekliyorum," dedi hevesle.
Sefa, Ferdi'nin bu hallerini görünce gözlerini devirdi. "Nasıl bir manyakla arkadaş olmuşum ben Allah'ım!"
Hazal, onların atışmalarını keyifle izlediği sırada telefonuna mesaj geldi. Mesajı, derin bir yutkunmayla okudu.
Seni özledim sevgilim. Yakında nişanlımı görmeye geleceğim...
Sefa, Hazal'ın yüzünün kireç gibi olmasına hemen dikkat kesildi. "Bir şey mi oldu?"
Genç kızın gözlerinden bir damla yaş aktı ve telefonun ekranına düştü. "Y-yok... Yok bir şey."
Sefa, Hazal'a inanmadı ve elindeki telefonu aldı. Mesajı okuduktan sonra sesli bir küfür savurdu. "P*ç kurusu! Özellikle yapıyor..."
Hazal'ın vücudunu büyük bir titreme dalgası sarmıştı. Sefa, "Şştt... Merak etme. Sana zarar vermesine izin vermeyeceğim," dedi ve genç kızın kollarını sıvazladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK NEFES (HIRSIZ)
RomanceKUSURSUZ BİR HIRSIZLIK. HESAP EDİLMEYEN ENGEL. Mirza Barın ERYAMAN, kusursuz planın en büyük oyunbozanı olacaktır. Aralarında Hazal ZÜMRÜT'ün de bulunduğu dört sıra dışı arkadaşın planladığı kusursuz hırsızlığın sonuçları pek de bekledikleri gib...