Sekizinci Bölüm

2.2K 189 30
                                    


SEKİZİNCİ BÖLÜM




Hatun abla, masaya yöneldiği sırada bir gümbürtü koptu. Masadaki herkes bir anda sesin geldiği yöne doğru dikkat kesildi. Biri kapıda silahla ateş etmişti. Salondan içeri doğru koşan iki adama baktı Mirza. "Neler oluyor!" diye bağırdı.

Genç adam hiç vakit kaybetmeden belindeki silahı alıp sürgüsünü çekip hazır hale getirdi.

Hazal, gözlerini büyüterek Mirza'nın belinden çıkardığı silaha bakmıştı. Acaba Civan mı öğrenmişti burada olduğunu? Civan'ın ne kadar deli bir tarafının olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden bu evde olduğunu duyar duymaz gözünü kırpmadan buraya damlayacağından emindi. İçine büyük bir korku yerleşti. Ya Civan zorla onu alıp buradan götürürse? Ya Mirza onu Civan'a teslim ederse?

"Hamza'lar geldi! Baskın yedik!"

Çok şükür! Civan gelmemişti! Hazal, Civan'ın gelmediğini duyunca biraz olsun rahatlamıştı ama yine de korkusu geçmemişti. Hala olacaklarını kestiremediği için endişeliydi.

Mirza Barın, Halil'e baktı. Yüz ifadesi çok gergindi. "Git hemen dışarıyı kontrol et! Kuş uçmayacak demedim mi ben size!" diye bağırdı. Öfkesi tüm vücuduna yansımıştı.

Hazal, ona doğru el uzatarak, "Gel benimle," diyen Mirza'ya baktı tereddütle.

Mirza, sabırsızlıkla "Gel dedim!" diye bağırınca genç kız korkuyla onun yanına gitmişti.

Mirza onun elinden tuttu ve arkasından sürükledi. Hızlı adımlarla salondan çıktı. Dışarıda silah sesleri iyice artmaya başlamıştı. Hazal, korkudan ölmek üzereydi. Vücuduna titreme dalgası yayılmıştı. Mirza onu merdivenlerden aşağı doğru götürüyordu. Nereye gittiklerini sormadan usulca onu takip etti. Çatışmanın arasında kalmaktan o kadar çok korkuyordu ki, Mirza'ya hiç karşı gelmedi ve onu uzaklaştırmasına izin verdi.

"Sen burada kal. Sakın çıkma tamam mı?"

Hazal, hiçbir şey söylemeden hızlıca başını salladı.

Mirza, daha fazla oyalanmadan dikkatlice silahıyla yukarı doğru çıktı. Hamza'nın evine böyle destursuz bir şekilde gelme cesaretini gösterdiği için çok öfkeliydi. Ona haddini bildirmek için sabırsızlanıyordu.

Koşar adımla kapıya yöneldi. Yanına hemen Halil ve Ali koşmuştu. Kapıyı açıp dışarı çıktığında kendi adamlarıyla Hamza'nın adamları birbirine silah doğrultmuşlardı. Hamza da ortalarında durmuş bekliyordu.

"Oo, kimler gelmiş. Kurt Hamza... Evime böyle destursuz girmeye cesaret ettiğine göre, gözünü iyice karartmış olmalısın?"

"Sen haddini iyice aştın Mirza!"

"Haddimi bildirmeye mi geldin?" diye sordu Mirza, sakin ama tehlikeli bir ses tonuyla.

"Bu kadar ileriye gitmeyecektin. Mallarımızı geri ver!"

Mirza, Hamza komik bir şey söylemişçesine seslice güldü. "Senin bu şakacı hallerine bayılıyorum be Hamza."

Hamza'nın yüzü iyice kızarmaya başlamıştı. Mirza'nın alaycı cevaplarıyla daha da deliye dönmüştü. "Mirza! Benim şakam yok... Bu yaptıklarınla yalnızca bana değil babana da karşı geliyorsun!"

KARANLIK NEFES (HIRSIZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin