❀19❀

3.8K 430 334
                                    

kageyama'nın ısrarla titreyen telefonu yüzünden ayrıldılar. yoksa ikisinin de dudaklarını ayırmaya hiç niyeti yoktu. sonsuza kadar, aynı pozisyonda o şekilde kalsalar sıkıntı olmazdı. çok huzurluydular, kageyama'ın belli aralıklarla titreşen telefonuna rağmen. "ne?" diyerek açtı telefonu. gözlerini devirdi ve konuşulanları dinledi.

"tamam geliyorum." telefonu kapar kapamaz meraklı gözlerle bakan hinata'ya açıklama yaptı.

"arkadaşım sarhoş olmuş. huyu değildir, nasıl oldu bilmiyorum. flörtü beni aradı, yardım eder misin diye." rahatsız olduğu belliydi ve hinata o huzursuz hissetmesin diye güven verici bir şeyler söylemeye çalıştı. "arkadaşlar bugünler içindir," kageyama amacını anlayınca gülümsedi ve birlikte yürümeye başladılar.

"saat iki buçuk." telefonunu cebine atmadan söyledi bunu. "seni eve bırakayım. sonra da yanına giderim şunun."

"kendim gidebilirim." dedi hinata. ses tonu atarlı değil aksine güven vericiydi. "biliyorum, eşlik etmek için geliyorum aslında." gülümseyip sessizce yürümeye devam ettiler.

hinata kendini kaptırmış bir şarkı mırıldanıyordu. kageyama bunu gerçekten sevimli buldu ve bir şey demedi.

×××

hinata ile onun evine kadsr yürüdükten sonra tek arkadaşı tsukishima'nın yanına, her zaman uğradıkları bara gitti ve sarhoş arkadaşını aramaya koyuldu. ayılınca onu azarlayacağına yüzde yüz emindi.

çok da büyük olmayan barda yüksek sesle çalan müzik gerçekten rahatsız ediciydi. tobio buraya neredeyse her gelişinde sarhoş olurdu bu yüzden müzik onu pek rahatsız etmezdi. ama şu an sarhoş değildi ve huysuzdu. bu yüzden gidip dji tokatlamak istiyordu.

sonunda buldu onu, bir koltuğa yığılmıştı. yamaguchi yanında, ona su vermeye çalışıyor ve bir şeyler diyordu. tsukishima kahkaha atıyor ve suyu reddediyordu. bu görüntünün ne kadar saçma olduğunu düşünürken görmek isteyeceği son kişiyi gördü kageyama.

uzun boylu , düz kumral saçlı, arada insanın kendisini sorgulamasına neden olan soğuk gözleriyle dış görünüş olarak çok da bir özelliği olmayan bir kızdı eski sevgilisi. buna rağmen büyük, bazen gereğinden fazla bir özgüveni ve tatlı bir dili vardı. insanlar arasında her zaman yer edinen popüler biriydi. kişilik olarak oldukça kindar, süründürmeyi seven biriydi.

tüm bu özelliklerine rağmen kageyama ona gerçekten aşık olmuştu lisede. ilişkileri lise ikiden lise sona kadar sürmüştü. birkaç kez üniversiteye geçtiğinde de rastlamıştı ama konuşmamıştı onunla. çünkü kelimenin tam anlamıyla hayatının içine etmişti. onu birkaç kişiyle dans ederken gördüğünde kendisine yaşattığı her şey canlandı gözünün önünde.

kılını kıpırdatamadı. zayıf noktası tam karşısındaydı. hatta arada onu düşündüğünde tüyleri diken diken oluyordu. şimdi karşısında onu görmek hiç iyi değildi. insanlar ona çarpıp duruyor, geçmek istiyordu. kageyama bir kule gibi dikilmişti ve baya bir küfür yedi. ama bunların hiçbirini duymuyordu.

korktuğu başına geldi. leiko, yanına doğru geliyordu. dudakları kıvrılmış, gözleri eski sevdiği bir dostu görmüş gibi canlıydı. ama kageyama o canlılığın asıl nedeninin sevgi olmadığını biliyordu. onu herkesten daha iyi tanıyordu. herkesten çok ona çektirmişti çünkü.

"uzun zaman olmuş." leiko'nun etkileyici sesini duyduğunda yine tüyleri diken diken oldu. ama bozuntuya vermedi. güçlü olmalıydı. eskidi gibi değildi artık. yapmacık bir şekilde gülümsedi ve "evet, naber?" diyebildi.

"konuşabilmene bile şaşırdım şu an. değişmişsin," baştan aşağı süzdü onu. "stil olarak falan da yani. farklı bir tobio görüyorum şu an."

"ama sen aynısın." yapmacık gülümsemesi bile gitmişti, buz gibi bakıyordu. "tarzın bile aynı. çiçekli elbise ve spor ayakkabılar."

leiko gülümsedi. "seninle uzun uzun sohbet etmek istiyorum. bensiz hayatına nasıl devam ettiğini merak ediyorum, tobio."

gorgeous ⎯ kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin