hinata, okuduğu dergiyi bırakıp gelen müşterisine baktı. "hoş geldiniz." yanına yaklaştı ve gülümsedi. "nasıl yardımcı olabilirim?"
"aslında bugün çiçek almayacağım." dedi kageyama, hiçbir zaman buraya gelme amacı çiçek almak olmamıştı zaten. karşısındaki enerji dolu adam merak içinde ona bakıyordu. "bir sorun mu var?" nazikçe sordu.
"dün olanlar için üzgünüm. tam hatırlamıyorum ama arkadaşım biraz anlattı." kageyama koyu mavi gözlerini kaçırdı, utanmıştı. "konuşmanla dalga geçmişim ama bir sorunu yok gerçekten." hinata'nın konuşmasında sorun olduğunu cidden düşünmüyordu ama kurduğu cümle ona sonradan saçma gelmişti.
"önemli değil, normal şeyler bunlar." hinata rahatlamış hissetti.
"sen orada ne yapıyordun peki? yani, tabii ki hesap sormuyorum ama..." kageyama, biriyle konuşurken bazen saçmaladığını hissederdi. üstelik karşısında dünya üzerinde en çok etkilendiği varlık vardı ve bu onun sosyal olma çabalarını kesinlikle kolaylaştırmıyordu.
"ben..." gözlerini kaçırma sırası hinata'daydı. "burayı kapatmıştım ve yolda sizi görüp nereye gittiğinizi merak ettim." kageyama, devam etmesini istediğini belli ederek ona baktı. "sonra biri dans ediyordu işte onu izlemeye koyuldum. dalınca size selam vermeyi unuttum tabii. ama çok güzeldi, kameraya bile çektim! hatta dans edenlerin numarasını bile aldım!" hinata, kendini kaptırmıştı. tobio, bu hâlini çok sevimli bulsa da hiçbir tepki vermeden düz bir ifadeyle ona bakmayı sürdürdü.
"üzgünüm, biraz heyecanlandım." bu en uzun sohbetleriydi ve ikisi de mutlu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gorgeous ⎯ kagehina
Fiksi Penggemar• uyarı: YEME BOZUKLUĞU kageyama her gün aynı çiçekçiye gidiyordur.