lisenin ilk günüydü. yeni bir okulun ona iyi geleceğinden nedense emindi. yaşayacağı şeyleri bilseydi asla bu okula gelmez, adımını dahi atmazdı.
ortaokulda arkadaşlarıyla yaşadığı durumlardan sonra yepyeni bir sayfa açacağını düşünüyordu. belki yeni arkadaşlıklar edinecekti. yaşadıklarından dolayı özgüveni yok olmuş, kimseye güveni kalmamıştı tobio'nun. yine de bir şeylerin değişeceğine inanıyordu.
açılış konuşmasından sonra herkes sınıfına geçti. daha önceden, ortaokuldan tanışmış kişiler vardı. bu okul sadece lise değildi çünkü. ortaokuldan mezun olup liseye devam etmiş insanlar olması çok normaldi.
öğretmen açılışı yaptı, bir şeyler konuşuldu ve ders işlenmedi. ilk teneffüste neredeyse herkes sınıftan çıkmıştı. tobio tek başına oturuyordu. ne yapacağını, gruplara nasıl dahil olabileceğini bilmiyordu.
endişeyle otururken yanına bir grup insan geldi. bir kız iki de erkekten oluşan bu grup tobio'nun oturduğu sıranın yanında dikildiler. kız olan, "merhaba!" dedi neşeyle. düz kumral saçlarında hiç kıvrım yoktu. siyaha yakın gözleri parıldıyordu. çok güzel bir kız değildi ama cidden çekiciydi ve tobio'yu etkilemişti.
"merhaba." dedi tobio, duyulması güç bir sesle. o teneffüs bu dörtlü tanıştılar ve tobio'nun yeni arkadaşları tüm gün boyunca onu yanlarına aldılar.
ilerki dönemlerde kageyama sıkça o güne geri dönüp onlarla tanışmamayı diledi. bir dilek hakkı olsa muhtemelen bu yönde kullanırdı.
×××
"tobio, sen kilo mu aldın?" leiko tobio'nun karnına dokundu gülümseyerek. tobio kızardı. "olabilir, voleybolu bıraktım ondandır."
"bence kilo ver. hiç yakışmamış kilo sana." dedi leiko. diğer çocuklar da onu onayladı. "evet, leiko zayıf erkekleri sever." tobio daha çok kızardı ve "ne alâka şimdi?" dedi sesini yükselterek.
leiko kıkırdadı. bileğindeki çiçekli tokayla uzun saçlarını topladı ve başını salladı.
"şu çiçek takıntını anlayamıyorum." dedi tobio konuyu değiştirmek istercesine. "çiçekler çok ilginçtir, kendi dilleri vardır." bunu söylerken gülümsüyordu. "ve bir sürü türü vardır. insanlar gibi ama daha güzeller."
tobio onun gülümsemesiyle istemsizce gülümsedi. "ama çok kötü kokuyorlar."
"saçmalama!" leiko şaşkınca bakıyordu. "çiçek kokusuna bayılıyorum."
iki oğlan da gözlerini devirdi. sarışın olan "bari biz buradayken flörtleşmeseniz?" dediğinde leiko tekrar kıkırdadı. tobio'nun son zamanlarda en çok hoşuna giden sesti bu. "kilo verirsen flörtleşiriz tobio." leiko göz kırptı.
×××
"kageyama! sana diyorum." tüm sınıf kıkırdarken tobio kendine geldi. "efendim?" öğretmeninin ona seslendiğini duymamıştı. ayakta uyuyordu sanki. "kusura bakmayın, dün gece uyuyamadım da." sınıf öğretmenin uyarısıyla gülmeyi kesti. "bu haftanın başından beri aynı şeyi söylüyorsun. uyku problemlerini halletmelisin. gençsin sen." tobio başını salladığında öğretmen derse döndü. bir şeyler anlatıyordu ama tobio hiçbirini duymuyordu. boğuk bir şeyler geliyordu kulağına, anlamsızdı hepsi. başı da bununla beraber dönüyordu ve hiç iyi hissetmiyordu.
ertesi sabah uyandığında okula hazırlanıyordu ki bir anda gözleri karardı. o an öyle bir şey oldu ki öldüğünü sandı. gözlerini açtığında karşısında annesi, onun adını tekrarlayıp duruyordu. ses hâlâ gelmemişti. sadece annesinin telaşlı olduğunu hissetmişti. ne hareket edebiliyor ne de bir şey söyleyebiliyordu.
birkaç dakika sonra gözlerini tamamen açtı ve bir şeyler duymaya başladı. "uyandın!" ilk defa böyle bir şey olduğu için telaş yapmıştı annesi. "iyi misin? neden bayıldın ki bir anda?" tobio cevap veremedi. gözlerini tekrar kapadı ve bu sefer uyuyakaldı annesinin kucağında.
öğlen olduğunda doktora gittiler. tobio sadece evde kalıp uyumak istiyordu. hazır okula gitmemişken bu zamanını dinlenmek için harcamayı istemişti. buna rağmen arada telefonunu kontrol ediyor, arkadaşları, daha doğrusu sadece leiko merak etmiş mi diye bakıyordu.
birtakım iğneler yapıldı, kan değerleri alındı tobio'nun. sonuçların daha sonra geleceğini söylediler hastanedekiler. böylece eve doğru gittiler. yolda annesinin aklına sonunda bu soruyu sormak geldi. "sen kahvaltı ettin mi?"
"evet, hazırlanmadan önce etmiştim." yalan söyledi.
"öğlen ne yemek istersin?"
"şu an sadece eve gidip dinlenmek istiyorum." annesi bunun üzerine bir şey demedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gorgeous ⎯ kagehina
Hayran Kurgu• uyarı: YEME BOZUKLUĞU kageyama her gün aynı çiçekçiye gidiyordur.