17. Bölüm

43.8K 1.5K 171
                                    

Kübra, içindeki gerginliği ve endişeyi göstermemek için yola odaklanmaya çalışıyordu ama Birgül onun direksiyonu ne kadar sıkı tuttuğunu, alt dudağını ısırışını, yerinde kımıldanıp durmasını görüyor ve gerginliğini çok iyi anlıyordu. 

"Kübra..." dedi hastaneye on beş dakika kadar kalmışken,

"Evet?"

"Bak biliyorum kocan için çok endişelisin, mantıklı düşünemeyebiliyorsun ve empati yaptığımda az da olsa anlayabiliyorum seni. Yine de... o adamı görmek, ondan şikayetini geri almasını istemek... hiç iyi olmaz gibi geliyor bana. Sırf tek başına gitme diye kabul ettim ama yüreğim sıkışıyor, hiç rahat değil içim." Onun başını iki yana salladığını görünce ofladı, "Sen de hiç iyi değilsin, görüyorum gözlerimle. Bak, geri dönüp evde bekleyelim, belki de sadece para cezası ödeyecek... Bilmiyorum ama sebepsiz yere zarar vermedi sonuçta Doğan abim o adama. Hakim de haklı bulacaktır."

"Ne sebeple yapmış olursa olsun, yine de ağır zarar verdi Doğan ona. Tamam, hafifletilir belki cezası ama yine de güvenemiyorum. Ya biz geri dönüp sonucu beklersek ve sonucunda Doğan... iki üç yıl hapis yatarsa..?"

"Gittiğimizde o adamı ikna edebileceğimiz bile belli değil ki. Bak görüyorum çok kötü durumdasın. O sana pis bir şey yapar ya da söylerse..? O zaman daha da kötüleşirsin... Lütfen canım kocanı üzecek bir şey yapma."

"Ben bir şey yapmıyorum ki... Sadece boş durduğumda Doğan'ı yapayalnız bırakmış gibi hissediyorum, ben böyle bir durumda olsam dibimden ayrılmaz, en büyük desteği bana o verirdi ama bak, ben sadece evde boş boş oturabiliyorum. Ne yanına gitmeme izin veriyor ne de destek olmama. Ben kafayı yerim evde oturursam. Bırak da bu kadarını yapayım, bırak da içimdeki acıyı böyle dindireyim. Hem sen diyorsun ya hani, ya işe yaramazsa diye, peki ya yararsa? Ya Doğan kurtulur ve bu berbat durum son bulursa?"

Birgül sıkıntıyla iç geçirdi, "Anlıyorum canım ama sen de beni anla. Seni taciz eden adamın yanına gidiyoruz... Yanında biri olsa bile zorlanıyorsun. Hem sen kendin söyledin, daha dün olmuş bu olay..."

"Öyle... ama ben riski göze alıyorum. Bu yüzden senden isteğim, sessizce bana destek olman. Bu işi halledeceğiz, bu iş çözülecek. Gerekirse ben de şikayetimi geri alırım. Ama Doğan'ın sırf benim dikkatsizliğim yüzünden özgürlüğüne veda etmesine katlanamam."

"Kübra olay senin dikkatsizliğin yüzünden değildi ki! Sen kendi isteğin dışında bir şeye zorlanıyordun. Kaçtın, o sıra şans eseri Doğan abim de oradaydı ve haklı olarak karısının canını korudu ve hıncını aldı. Bu kadar. Mesele seninle ilgili değil. Ne o adam senden cesaret aldığı için taciz etti seni ne de Doğan abim sen 'git döv' dedin diye dövdü. Herkes kendi öz iradesiyle yaptı yapacağını. Senin bir kontrolün yoktu! Ve bana söz vermeni istiyorum, o adamın yaptıklarından sonra gidip de şikayetini geri alırsan Allah canımı alsın ki bas bas bağırırım! Seni de, kendimi de rezil ederim! Duydun mu beni?! O adam yaptığının cezasını çekecek!"

"Tamam ya..." dedi Kübra sinirle, "Sen bana destek olacak mısın, olmayacak mısın?!"

"Olacağım tabii!" Kollarını önünde bağladı, "Sen sadece kocanı korumak için konuşma yapmaya gidiyorsun. Gideceğiz, konuşacaksın ve ikna olmazsa aynı şekilde geri döneceğiz Kahramanlık yapmak yok! Gereksiz teklifler yapmak yok! Kocanı üzecek herhangi bir şey yapmak hiç yok!" Başını ona çevirdi, "Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı." 

"Güzel. Gidelim bakalım."

*

Kübra, elleri birbirine bağlı, gerginliğini atmaya çalışarak danışmaya geldi, "Aykut Şimşek. Yoğun bakımdan servise alınmış da. Onu ziyarete geldik. Hangi odada acaba?"

Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin