Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️

❤️Final❤️

"Sanırım ben seni bu sözüne pişman ederim." dedi Mesut tatminsizliğin verdiği öfkeyle, "Bak bir kez daha 'istemiyorum' de, gör neler olacak."

Birgül önce kalçasını oynattı, sonra da alt dudağını ısırıp cesaretini topladı ve eğilip fısıldayarak, "İstemiyorum..." dedi.

***

Mesut onu hala sıkıca tutarken, "Eminsin?" dedi sinirle, 

Birgül içten içe tırssa da belli etmedi, "Eminim tabii."

"Öyle olsun bakalım." dediği gibi kenara indirdi onu, Birgül öylece bakarken de ayağa kalktı, 

"Nereye gidiyorsun?"

"Bir yere gittiğim yok,"  üstündekileri çıkarmaya başladı, "Yatacağız, üstümü değiştireceğim."

"Bu saatte mi? Daha saat yedi."

"Olsun, sabahın köründe kalkıyoruz. Ve sen de benimle yatacaksın."

"Mesut..." diye itiraz edecekti ama Mesut'un pantolonunu çıkarmasıyla gözüne çarpan sertleşmiş erkekliği tüm sözlerini unutmasına yol açtı. Bokserından çıkıntı oluşturmuş erkekliği Mesut'un dişlerini sıkmasına, Birgül'ün ise beklentiyle kasılmasına sebep oluyordu. "İyi. Yatalım beraber."

Mesut üstüne kısa kollu pamuklu tişörtünü giydiği sıra Birgül de kalktı ve üstündekileri çıkarmaya başladı. Onun toz pembe, dantel detaylı sutyeni ve şeker pembesi külotuyla kaldığını gören Mesut yutkunup hareketsizce onu izlemeye başladı. Nabzı çok hızlıydı, kulakları uğulduyordu ama karısını sözlerine pişman etmeden, sevişmeyecekti onunla. 

Birgül bilerek bir süre giyeceği geceliği aradı dolapta, Mesut'un onu izlediğini biliyordu ve bu kadınsı bir tatmin yaşatıyordu ona. Beğeni dolu gözlerle bakıyordu ona kocası... Bir anlık bakıp onun donduğunu fark edince kaşlarını kaldırdı, "Hayrola? Niye öyle kalakaldın?"

Mesut gözlerini onun bedeninde bir aşağı bir yukarı yavaş yavaş gezdirse de omuz silkti, "Hiç, karımı ezberliyorum."

"İyi ezberle, bakarsın bir gün sınav yaparım." deyip güldü ve Mesut'un da dudakları kıvrıldı. 

Genç kadın tek parça, dizinin bir karış üstünde biten, annesinin ona evliliğinin ilk günlerinde giymesi için aldığı kırmızı geceliği giyerken Mesut bu oyunda kimin pişman olacağını düşünüyordu, kendisi şimdiden onunla hemen o an sevişmediği için pişmandı. "O nereden çıktı?" dedi boğuk sesle, 

"Gecelik mi? Bir yıldır dolapta duruyordu, giymek bugüne kısmetmiş." Omuz silkip üstünü şöyle bir düzeltti, "Beğendin mi?"

Mesut onun sorusunu cevaplamadı, "Yatağa geç." dedi sert şekilde. Birgül geçmedi, "Niye cevap vermiyorsun? Beğenmedin mi?"

Mesut burnundan soluyarak yaklaştı karısına, "Seni hemen şurada- sevmeden geç yatağa. Sinirimi bozuyorsun." dedi ama tutuşu çok nazikti. Birgül onun hem böyle kaba hem de böyle sevgi dolu olmayı nasıl başardığını bilmiyordu. 

Omuz silkti, "Sev burada, ne olacak ki? Ama sen eğer sevişmeyi kastediyorsan, olmaz bak o. Sonuçta istemiyorum dedim. Beni zorlayamazsın."

"Yok, zorlamam. Ama ikna ederim." dedi Mesut onu yatağa doğru çekerken gizemli bir sesle. 

"Nasıl yapacaksın onu?" diye meraklı bir sesle soran Birgül'ü cevapsız bıraktı ve ikisi de yattı yatağa. Mesut ona kaşık pozisyonunda sarılırken Birgül halinden memnun şekilde poposunu kocasının sertliğine yaslamıştı. "Burası da çok rahat..." diye mırıldanıp başını da onun boynuna doğru soktu. Mesut da koluyla onu sarmış, kozasına hapsetmişti sanki. Birgül bu kafeste öylesine mutlu oldu ki, dünkü acının izleri tüm zihninden ve bedeninden silindi gitti.