11. Bölüm

45.9K 1.6K 539
                                    

Televizyon izleyen Doğan'ın aklı pek çok şeyi birden düşünüyordu. Birincisi, neden bu sabah programları insanı böyle hipnotize etmeye çalışıyordu? İkincisi, Mesut'la aralarındaki problemler ne zaman çözülebilecekti? Üçüncüsü de karısının endişesiydi. Tamam, kıskanınca kaba bir adam olabiliyordu ama Aykut'u gördüğü anda üzerine atılıp ağız burun kıracak hali de yoktu. Tamam, potansiyel bi düşmandı ama efendi bir adamsa bugünü sakince atlatırlardı. 

Kübra dar paça kot pantolon ve haki renkte ince kazağıyla gelip de salondaki sehpanın üstündekileri toparlamaya başlayınca Doğan onun her eğildiğinde gözüne çarpan kalçasına baktı. İri göğüsleri de gözünü alıyordu. O böyle önünde hareket ettikçe aklına sabahki sevişmeleri geldi Doğan'ın. Karısı ona izin vermişti. Karısıyla sevişmişti ve aklı başından gitmişti genç adamın. Her sevişmelerinde, öncekilerden daha fazla zevk aldığı bir gerçekti. her dokunuş ayrı bir zevk, ayrı bi aşktı. Ama bu sabah, hiç olmadıkları kadar yakınlaştıklarını hissetmişti genç adam. Sanki Kübra onun tüm hücrelerine nüfuz etmişti. 

İç çekti ona bakarken, bunu duyan karısı ona dönüp bakınca yüzündeki arzu ve aşkı görüp gülümsedi. Dikeldi yerinde ve ellerini leğen kemiğine koydu "Hayrola Doğan Bey?" dedi işveyle, "Beni mi dikizliyorsun sen?"

"Evet." derken hala izliyordu Doğan. Bu arsızlığı Kübra'yı güldürdü, yanına gelip karnının yanındaki boşluğa oturdu. Eli saçlarına giderken kocasının eli de beline sarılmıştı. 

"Çok ayıp ama, gün ortasında..."

"Kendi evimizdeyiz, evliyiz ve aşığız. Bu, günün her anı sana bakabileceğim, sana dokunabileceğim anlamına geliyor." Elini uzatıp karısının ensesini tuttu ve kendisine yaklaştırdı yüzünü, "Hatta sevişebiliriz bile. Şu anda. Şu koltukta."

Kübra'yı sıcak basarken, yanakları kızardı ve ensesini tutan eli çekip başını geri çekti. "Çok edepsizsin. Yarım saat içinde Aykut gelecek."

"Gelsin. Eğer işimiz bitmediyse kapıyı açmayız." Eli bu kez de karnınde, dolgun göğüslerinde dolanıyor, karısını baştan çıkarıyordu. Kübra eline sertçe vurana kadar da elini çekmedi. 

"Ne demek o ya? Kapıyı açmama gibi bir durum yok, o yüzden edebinle otur. Bu benim işim, sen nasıl ki işin için çabalıyorsun, ben de yapabilirim bunu."

Doğan oturur pozisyon aldı ve karısıyla yine yüz yüze geldi. Aralarındaki çekim hala belirgindi ama ikisi de surat asıyordu. "İşine önem veriyorum ben! Her tartışmamızda önemsemiyormuşum gibi davranmayı bırak."

"Öyle mi?" dedi genç kadın, "O zaman bana önemsediğini göster." Kalkmaya çalıştı ama beli kocası tarafından sıkıca tutulmuştu, "Bırak, ortalığı ayarlamam lazım."

"Bebeğim." alnını karısının alnına yasladı yavaşça, "Kavga etmeyelim."

"Ben kavga etmek istiyor muyum sence? Gıcıklık yapıyorsun, sonra bir anda bu hale geliyoruz işte." diye dövündü genç kadın. 

"Gıcıklık yapmıyorum. Sadece karımı seviyorum, istiyorum, arzuluyorum. Bunda bi yanlış mı var?"

"Zamanlamanda bi yanlış var Sevgilim." İç çekti, "Evimize iş arkadaşım gelecekken edebinle otur. Akşam olur, yalnız kalırız seninle. O zaman istediğin şekilde istersin beni. Seversin bolca."

"Ben seni her an seviyorum."

Kübra başını geri çekip eliyle yanağını okşadı, "Biliyorum Aşkım, ben de seni seviyorum."

Bu kez de genç adam kırgın baktı ona, "O zaman öfkelenme bana. En küçük şeyde uzaklaşma."

Kübra bu sözle önce bir şaşırdı ama hemen ardından sanki fiziksel olarak da uzakmış gibi daha çok dibine girdi kocasının, "Ben senden uzaklaşmıyorum."

Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin