Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️

3. Bölüm

(Çok +18! Baya +18! Dikkatli olalım.)

"Yapman gereken tam olarak şu: Karını mutlu, metresini tatmin et. Bu kadar."

"Yapacağım. Söz veriyorum." dedi Doğan arzu ve heyecanla.

"O zaman, ellerini çöz. Çünkü benimle çok sert sevişmeni istiyorum."

Doğan, içindeki tatmin ihtiyacıyla çırpınan ve kasıklarında oturan bu kadının içine sertçe girmek isteyen canavarı kontrol altına almak için önce bir saniye bekledi. Elleri yavaşça karısının kalçalarına giderken "Şimdi," dedi, sesi buğulu, seksi bi erkeksi tona kavuşmuştu "Patron kim?"

Kübra göğüs kafesine sertçe çarpan kalbine söz geçiremediği için nefes nefese "Sensin." dedi,

"Güzel." Baştan beri tatmak için can attığı dudaklara dokundurdu dudaklarını. Önce yumuşaklığıyla mest oldu ama asıl amacı, tadına bakmadı. Diliyle araladı dudaklarını ve karısının verdiği istekli karşılıkla diller buluştu. Hasretliğini çektiği ağzı tattı, dilini diliyle sevip damağını okşadı ve genç kadının onu ısırmasıyla kasıkları alev aldı. Karısının elbisesinin eteklerinden içeri soktu ellerini ve ince, küçük külota denk geldi. Gözleri Kübra'nın kendisine bakan gözleri ve dudaklarında dolanırken külotun iki yanından ellerini içeri soktu ve çıplak kalçasını avuçladı. Bastırdı sızlayan kasıklarına, Kübra'dan kısık bi inleme gelince Doğan'ın ensesi tık tık atmaya başladı ama yine saldırmadı, "Şimdi seninle sevişeceğim."

"Nasıl sevişeceksin?"

"Sert." uzanıp yine öptü onu. Öyle çok özlemişti ki... Karısı onun tüm dudaklarını ağzına alıp emince homurdandı ve alt dudağını dişleyip ısırdığı yerde iz bıraktı. "Eski Doğan'dan bile daha sert."

"Olur! Olur!" Kendini Doğan'a bastıran Kübra artık ateşler içindeydi, "Yap. Hadi."

Doğan Kübra'yı kucağındayken yatağa götürdü ve yumuşak yastığın üzerine bıraktı başını. Sonra da geri çekildi. "Soyunma, seni ben soyacağım." Önce kendi altındaki pantolonu, ayakkabısıyla çoraplarını çıkardı Doğan ve kalçalarına yapışan siyah boxer'ıyla kaldı. Bekledi yatağın yanında ve kalçalarına kadar sıyrılmış elbisesiyle, siyah kıvırcık saçları yatağa dağılmışken onu bekleyen masum ama bir o kadar da baştan çıkarıcı karısını izledi. "Metresimsin, öyle mi?" dedi, 

"Öyleyim."

Doğan başka bir şey söylemeden elbisesini göbeğine kadar çıkardı ve tamamen gözünün önünde olan minik siyah dantelli külotta göz gezdirdi. Ağzı sulanmıştı gördükleriyle. Erkekliği biraz daha sertleşti ve canını yaktı. Bu hırsla iki yandan tuttu külotu ve sıyırıp attı hemen. Tüysüz, tertemiz kasığı karşısındaydı. Bir de üstüne Kübra utanıp kendini saklamak yerine bacaklarını iki yana açıp da ıslak kadınlığını kocasının gözlerine sununca iyice aklı karıştı. Yutkunmak bile zor geliyordu artık genç adam. Aklındaki düşünceler öyle cezbediciydi ki, herhangi birine kapılıp birden karısını sertçe becermekten korkuyordu. 

Yine derin bir nefes aldı ve alnı hafif terlerken, karısının bacaklarını dizlerinden bükmesini sağladı. Şimdi her şey daha açıktı. Islak, parlayan kadınlığın dudaklarına, kayganlık sağlayan sıvının aktığı girişe ve şişmiş klitorise baktı. İç çekti. Elini uzatsa dokunabilirdi ama ikisine de işkence etmek istiyordu. Karısını boşladığı için kendisine kızgındı; boşanma davası açmakla tehdit ettiği için de karısına kızıyordu. Bu güzellik onundu. Kaybedemezdi! İstediği her zaman sahip olmalıydı ona. İçindeki hayvanî içgüdü sahip ol! diyordu. İçine gir! Çığlık atmasını sağla! Yalvarmasını sağla!