4. Bölüm

54.5K 1.8K 342
                                    

Yüzü utançtan kızarır, gözleri dolarken başını eğdi ve alnı Kübra'nın alnına değdi, "Özür dilerim..." dedi acıdan sertleşmiş sesiyle, "Senden milyonlarca kez özür dilerim Kübra."

"Ne için?"

"Böyle büyük bi şerefsiz olduğum için... hırsımın kurbanı olup seni yalnız bıraktığım için... Evliliğimizi tek başına çabalayıp ayakta tutmak zorunda kaldığın için... çok özür dilerim."

Kübra onun bir şeyleri anlamaya başlamasından öyle memnun oldu ki, elleri yanaklarını bulurken uzandı ve dudaklarını birleştirdi. Tutkudan ziyade, özür, aşk ve şefkat içeren bir öpüşmeydi. Doğan karısının sırtını yavaşça okşayıp karşılık verdi ona. Tadıyla mest oldu ve bu öpüşmenin onu böyle savunmasız bırakmasına şaşırdı. 

Dudaklarını ayıran Kübra'ydı. Doğan, buna teşebbüs bile edemeyecek kadar hassastı o an. "Özrün kabul edildi."

"Seni seviyorum bebeğim, çok seviyorum."

Gülümsedi Kübra ama ikisinin de gözleri ıslaktı, "Biliyorum aşkım. Bunu bildiğim için hala buradayım."

"Hep kal burada. Hep böyle kalalım..." İyice çekti onu kendisine, "Seni kaybetmek istemiyorum."

Kübra buna net bir cevap vermedi. "Buna, ileride karar vereceğim. Bir şeyleri ispatlaman gerekiyor..."

"Ne yapmam gerektiğini söyle." Onu çekti ve kucağına oturttu, "Söyle bebeğim, ne yapmam gerekiyor."

"Sana söyledim." Boynuna doladı kollarını, "Beni mutlu etmek zorundasın. Çabalayacaksın Doğan. Bu zamana kadar çabalamayı o kadar sık boşladın ki artık ipin ucunu bıraktığımda yine eski umursamaz Doğan olmayacağına inanamıyorum."

"Bir daha olmayacak. Bir daha seni tek başına bırakmayacağım." Göğüsleri birleşince başını geri attı ve gözlerine baktı onun "N'olur güven bana."

"Beni sıkıştırma, olur mu?" uzanıp alnını öptü kocasının "Sadece, biraz zamana ve çabaladığını görmeye ihtiyacım var. Eğer beni zorlarsan, daha kötü olacağım. Yanlış karar vermekten korkuyorum."

Doğan da onun vereceği yanlış karardan korktu, "Tamam, ne istersen hepsine tamam."

"Güzel." Önce yanağına sonra da dudağına küçük birer öpücük kondurup kalktı kucağından, "Sen bu fotoğrafları kutuya koy, ben de yemekleri ısıtayım."

Başını salladı Doğan, içindeki sıkıntı büyüyordu her nefes alışında ama Kübra'nın güvensizliğini o anda hemen gideremiyordu. Bu acizliği sinirlerini bozdu, morali bozuldu. Ama mutfaktaki tencerelerin içine bakınca her üzüntüsü geride kaldı. 

"Sen, kuru patlıcan dolması mı yaptın?!" dedi hevesle. 

Kübra buzdolabından içecekleri çıkarırken gülümsedi, "Evet. Bak diğer tencereye,"

"Bunda da mantı var deme bana."

"Seni kaloriye boğacağım bu akşam." Genç kadın kıs kıs gülüyordu. Doğan onun elindeki kolayı aldı ve tezgaha koydu, sonra da sımsıkı sarıldı, 

"Ben seninle ne yapacağım?"

"Sevebilirsin, değer verebilirsin, el üstünde tutabilirsin ya da-"

"Ya da," dedi Doğan sözünü keserek, "Hepsini birden yapabilirim."

Kübra gülümsedi, işte beklediği cevap buydu. "İlerleme mi kaydettin sen az evvel?"

"Hep ileri gideceğim bundan sonra. Seni hep el üstünde tutacağım, her gün daha çok seveceğim, hep en değerlim olacaksın."

"Güzel." Ayrıldı bedenleri, "Şimdi geç bakalım, karnımızı doyuralım. Ölüyoruz açlıktan."

Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin