18. Bölüm

56.4K 1.5K 380
                                    

(Bu bölümde de çok +18 var. Rahatsız olanlar, cinsel kısımlar başladığında ilerletsin, bittiğini anladığında ise okumaya devam etsin. Alın size çığır açan tavsiye. 😉Kıps😉)

(Çok +18)

(Fena +18)

(Böyle bir +18 yok)

(Siz beni dinleyin, dikkat edin.)

(Bakın son kez uyarıyorum, +18 bu bölüm)

(Bakın yapmayın. Etmeyin.)

(Okuma... Yapma güzel kardeşim!)

(Efendim, Antalya, İstanbul, Ankara, Aydın, İzmir, Çok hojdur. Ama benena.😂😂)

(😍Size iyi okumalar.😍)

Mesut uyandığında hala karısının yattığı yere dönük,bir eli yastığın altında ve dizleri karnına çekikti. Gözleri karısını arasa da bulamamıştı ama dün üstü açık yatmışken şimdi üstünde kalın bir yorgan vardı. 

Karısı onu düşünmüştü.

İçindeki sıkıntıya rağmen bu düşünce onu mutlu etti. Bu kadına bayılıyordu. Saate bakınca beş olduğunu gördü, yarım saat bir saat kadar sonra çıkması gerekiyordu. Karısının mutfaktan gelen seslerini dinledi birkaç saniye. Şimdi o küçük bedenin bir o yana, bir bu yana koşuşturuşunu, ağzında mırıldandığı bir melodiyle sofrayı hazırlayışını izlemek vardı ama Birgül'ün onu görmek isteyeceğini sanmıyordu. 

Odanın banyosunda elini yüzünü yıkadı ve odaya dönüp üstüne lacivert bir gömlek ve siyah kot pantolon giydi. Kollarını dirseklerine kadar katladı ve saçlarını şöyle bir düzeltti. Karısının yanına gitmeden önce son bir fikirle de parfümünden sıktı. Belki kokusu kadını kendine çekerdi. Onu dün nasıl kırdığını hatırlayınca yine bir iç çekti ama haksız olduğu kadar haklı olduğunu da biliyordu genç adam. Tamam, bağırmamalıydı, o kadar kötü laf etmemeliydi ama ya Birgül'ün yaptığı?! O şerefsizin ayağına gitmek ne demekti?! Hem de iki kadın! Hem de akşamın o saatinde!

Mesut bunu düşününce yine sinirlenmişti. Mutfağa girdiğinde somurtuyordu.

Birgül, odaya girdiğinde onu görmezden gelme kararı almıştı, çıkacaktı ama yanından geçerken burnuna gelen kokusu başını döndürdü. Dondu kaldı yerinde ve gidip boynunu koklamamak için kendini tutması gerekti. Öküz! Bir de  aromalı kokusundan sıkmıştı. Birgül elleri titreyince yumruk yaptı, daha dün bu saatlerde banyodaydılar. Daha dün, hayatının en güzel gününü geçirdiğini düşünüyordu. Daha dün... onu istediği gibi koklayıp öpebiliyor, ona hiç kimseye dokunmadığı şekilde dokunabiliyordu. 

Ağlayacaktı yine... tüm gece ağlamaktan gözleri acımış, gözyaşları kurusa bile iç çekişleri durmamıştı ama şimdi yine ağlayacaktı!

"Eline sağlık." diye mırıldanan adamı parçalamak istiyordu! Nasıl kırabilmişti kalbini? Birgül kendisi mi istemişti sanki oraya gitmeyi? Kendisi gitmese Kübra tek başına giderdi, onu kimse durduramazdı. Birgül de ona destek olmak için yanında olmuştu. Korumak için... Kübra eltisiydi, arkadaşıydı onun. Ama nasıl olmuşsa her şey Birgül'ün başına kalmıştı. Mesut'un bağırışı, hakaretleri, öfkesi Birgül'ü hala korkutuyordu. 

Birgül cevap vermeden çıktı mutfaktan. Yatak odasına girip yatağı düzeltmeye koyuldu ama sonra kocasının yastığını kabartma bahanesiyle dövmeye başladı. Yumruklarken birkaç damla daha döküldü gözlerinden. Ağlarken yatağa oturdu ve kucağında Mesut'un yastığıyla durdu öyle. Başı öne eğikken "Öküz..!" diye mırıldandı. "Dağ ayısı..!" Eliyle yastığı yavaş yavaş sevmeye başladığının farkında değildi. Biraz sonra ise yastığı burnuna yaklaştırdı ve onun kendine has kokusunu içine çekti. Az evvel canı çekmişti ama bu kadarı yetmiyordu ona. Birgül, Mesut'a sarılmak, onun boynunu koklamak, onun tarafından sıkıca sevdiği bedene yaslanmak istiyordu. 

Evliliğin Uğuru ❤️Tamamlandı❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin