❄1❄

3.7K 195 58
                                    

"Bu kaçıncı oldu Chaeyoung " umursamaz bakışlarımı devirerek yere indirdim.

"Bu kaçıncı defa kavga edişin, hiç uslanmayacak mısın sen?!" Sesli bir şekilde üfledim.

"Sana ne oldu da bu aralar , bir agresifleştin sen ? Nasıl haftada en az iki kez kavga edebilecek kadar değiştin sen ? " Çantamı omzundan indirip elime aldım fakat çanta yere değiyordu.

"Bana cevap ver" yüzümü buruşturup anneme baktım.

"Ne dememi bekliyorsun?" Şok olmuş ifadesi bende hiçbir mimik oynatmamıştı.

"Bir neden olmadı. Bu kavgalarının bir mantıklı sebebi olmalı" 'tah' deyip güldüm.

"Tabiki de mantıklı bir açıklaması var!"

" Bir gruba hakaret ettiler diye dövdüm diyeceksen seni şu anda kapı dışarı edeceğim Chaeyoung !"

Ağzımı şapırdatıp gözlerimi devirdim. Öyleydi ama, ona hakaret etmişlerdi. Onun nasıl biri olduğunu , nasıl yaşadığını bilmeden ağızlarına geleni söylüyordu o uzun tırnaklı cılız cadı.

"Sen nasıl düzeleceksin? Benim bile sözümü dinlemiyorsun kimin sözünü dinledin ki sen? Kiminle iyi geçindin ki se-" anında susması ona bakmamı sağlamıştı .Cümlesini yarıda bakıp düşüncelerin arasına dalış yapması hayıra alamet mi bilemeyeceğim ama annem için hayırlı gibi duruyordu. Yoksa hiçbir varlık onun sözünü kesemezdi.

"Git eşyalarını toparla, gidiyorsun?" Gözlerimi şaşkınlıkla açıp kapattım. Beni gönderiyor muydu?

"Ben babannemgile gitmeyeceğim."

"Sana babannemde gideceğini söyleyen kimdi? " Aldığım cevap ile iyice kaşlarım çatılmıştı.

"Beni kime gönderiyorsun peki?!"

Gülmeye başladığında korkmaya başlamıştım. Bu kadın içinde ne yaşıyor, ne düşünüyor kimse bilemezdi. 20 yıllık kızı olmama rağmen hala tam olarak onu tanıyamamıştım.

Beni nereye göndereceğini asla bilemezdim ki taksiden indiğimde nerede olduğumu fark ettiğim an hala annemin beni burada göndereceğini hiç beklemiyordum fakat gelmiştim.

Uzun zaman olmadı, onu daha geçen sene yazın görmüştüm sadece 2 günlüğüne. Babannemi özleyip ziyarete gelmişti. Onu en son o gün canlı görmüştüm. O günden sonra haberlerde sık sık görmüştüm. Televizyonlarda, dergilerde, telefonda, bütün sosyal hesaplarda o ve onun sevgilisinin adı geçiyordu 2 yıllık ilişkileri olduğuna dair...

Annem diyordu ya, 'sen nasıl bu kadar değiştin?'. İşte benim değişmeme sebep olan o haberdi. O günden sonra ben kendimi unutmuştum fakat geçmişimi hiçbir zaman unutamadım. Ne yaşadığımı, beni neyin mutlu ettiğini unutmamıştım. Kendimi tanıyamaz hale gelmiştim ama bana etki edenleri unutmam mümkün olmamıştı. Açıkçası unutmak , benim elimden gelen bir şey değildi. Yapamıyordum. Bir gülüş...ve bir bakış... Bunu unutmak mümkün değil.

Ben aşıktım ve anında yok etmek zor fakat sevgimi de bitirmek istemiyorum. Ama sevgimi paylaşmaya niyetim de yoktu. Çünkü ben sonunu biliyordum. Ben bu hikayenin sonunu biliyordum, bu yüzden o sona kadar kendi hikayemi kendim yazacağım.

Kapıyı açtım ve eve uzanan bahçenin uzun yolunda yürümeye başladım. Her adım atışımda kalbim atıyordu. Küçüklüğümden beri ne zaman onu düşünsem atan kalbimden daha şiddetlisi atıyordu.

Bu soğuk havada ateş basmış gibi terleyen, ısınan vücudumdaki nefes dışarıdaki havayla buluştuğunda buhara dönüştü.

Sonunda kapının önünde durduğumda açılan kapının ardından beni nelerin beklediğini bilmiyordum fakat sonunu bildiğim için ümidim yoktu.

Benim ümidim yoktu, benim hayalim yoktu. Ben hayal kurmazdım bir şeyi ummaz, ümit etmez olmasını dilemezdim. Benim bu halim geçen seneden beri vardı. Önceden hayal kurar , ümitlerim olurdu fakat hepsi geçen seneye gözlerimi bembeyaz bir odada açana kadar öyleydi. O günden sonra herşeyi bıraktım.

Herşeyi bıraktım fakat onu bırakamadım, benimle birlikte içimde kalacak sevgi ile gözlerimi yumacaktım hayata karşı.

Zili çalan elim cehennem sıcağına dönmüştü. Ben zayıflamaya başladım, ona karşı zayıf düşmeye başladım.

"Kim o?" Duyduğum ses beni korkuturken yüzüm gülümsemişti .

Kim o deme boşuna, benim ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına,
baştan başa sen..

Kapı açıldığında sanki yıllardır kapalı olan kalbime bir gün yüzü doğmuş gibi kapı açılmıştı ki bu gülümsememe sebep olmuştu.

"Rose?"

Bu ismi bir tek senin söylemeye hakkın varmış gibi hissediyorum...

"Merhaba Jimin"

Benimkinden daha geniş bir gülümseme gördüğümde içim rahatlamıştı. Fakat cümlesinin son kelimesine kadar...

"Geç kaldın kuzen."...

Gülümsemek istedim fakat kirpiğimin üzerine düşen bir ıslaklık , ikimizin de yukarı bakmasına sebep olmuştu.

Bu yılın ilk karıydı ve ben bunu şuan bu halde görmem ilerde neyi değiştirir bilmiyordum fakat dediğim gibi ümidim yoktu benim.

İlk karın çok derin ve mükemmel bir anlam taşıdığını biliyor muydunuz? Eğer yılın ilk karı yağarken dışarıda olursanız ve bunu sevdiğiniz kişiyle görürseniz aranızda büyük bir aşk olacağına inanırlar.

Bana göre sadece benim aramda ona karşı aşk olacaktı ki öyleydi...

O da beni sevebilir miydi? Kuzen olduğumuzu gözardı edip beni ömrüne katabilir miydi?...

O da beni sevebilir miydi? Kuzen olduğumuzu gözardı edip beni ömrüne katabilir miydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba arkadaşlar 😚 yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Eğer benim kitaplarımı okumadıysanız bu kitap için yeni bölüm bekleyene kadar diğer kitaplarımı okumanızı öneririm 💖

Eğer Rose sevmiyor iseniz kızı istediğiniz biri gibi hayal edebilirsiniz 😆

Cʀʏsᴛᴀʟ Sɴᴏᴡ ❄ Park Jirosé ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin