❄10❄

1.2K 147 41
                                    

At yalanını , sikeyim inananı!

"Rosé, bu tipin ne?" Şuan acayip derecede sinirliydim.

"Ne varmış tipimde?!" Sinirle Jimin'e döndüğümde karşılaştığım ifade bütün sinirini alıp uçurmuştu. Çok masumsun Jimin, çok. Bunu hak etmiyordun.

"Neden sinirlisin sen bu kadar ne oldu Rosé? Anlat" yumuşadığımı görünce omuzlarımı elleriyle sarıp okşadı.

"Rosé?" Eğdiğim başımı çeneden tutarak kaldırmıştı. Gözlerimiz buluşunca gözlerimin dolduğunu görmesiyle kaşlarını çattı ve hemen hemen onunda gözlerinin dolduğunu görmem ile gözlerimi çevirdim.

Ben üzüldüğümde o da üzülüyor. Üzülmemem lazım. Veya düne kadar yaptığım şeyi yapmam lazım; herşeyi içimde yaşamak.

"Mi Cha mı birşey yaptı yoksa?"

"Yok" dedim birden. Yok, bana değil, sana yaptı Jimin.

"Emin misin Rosé" kafamı aşağı yukarı salladım ve onaylayan bir ses çıkardım.

"Anlatmak ister misin?"incelmiş sesi, kalkan kaşları ona karşı koymamı engelliyordu fakat ona ne gerçeği söyleyebilirdim ne de bir yalanı. Sadece kafamı iki yana sallayabildim.

"Peki o zaman, çık odana ve dinlen. Yorulmuşsundur , geç oldu" omzumdan düşen elleri ellerinin arasına alıp sıktım ve güven verircesine sıktım. Bir sorun vardı evet ama bunun olmadığını göstermeye çalıştım. Onunda yüzünde gülümseme olunca istediğimi alıp arkamı döndüm ve çıkıp odama ilerledim.

Odama girdiğimde bütün gülümsemem aniden yok olmuş ve bacaklarım beni taşıyamaz hale geldiğinde kendimi yere attım.

O bunu hak etmiyordu. Ben Jimin'e her türlü yoldan zarar gelmesini , benden bile etkilenmesini önleyerek bütün üzücü anıları, zamanları içime atıp ağlıyorken, Jimin'in üzerine titriyorken , Jimin'i aldatmak....bu iki kelime bile yan yana gelmemeliydi.

Ben bu kadar üzerine titriyorken, kuzeni olarak, onu kuzeni olarak görmeyip seven biri olarak bu kadar titriyorken onu üzecek herşeye dayalı, başka birinin gelip onu üzmeye hakkı yoktu. Bu haksızlık!

⚜ Jimin ⚜

Arkamı dönüp koltuğa oturduğumda sıkıntıyla nefesimi verdim.

"Jimin, sorun ne?" Taehyung'a karşı kafamı salladim ve başımı geriye atarak koltuğa yasladım.

"Bilmiyorum Tae, Rosé'yi bu şekilde üzen, sinirlendiren ne , bilmiyorum."

"Mi Cha'dan bunu öğrenebilirsin, ne de olsa onun yanından geliyor." Başımı aniden kaldırdım ve bu güzel fikre karşı ilk önce ışık yakmıştım.

"Ama sebebi Mi Cha değilse onu boşuna suçlamış olmuyor muyum?" Tae elindeki yastığı bırakıp bacak bacak üstüne atarak iyice bana döndü.

"Direkman suçlamayacaksın, sadece Rosé'nin neden böyle olduğunu sor. "

"Haklısın" masada duran telefonumu elime alarak onu buldum ve aramayı başlattım. Birkaç çalışta açtı ki Taehyung'un bütün ilgisi buraya toplandı. Benden daha meraklıydı sanki.

"Efendim ?" Efendim mı? Fazla soğuk değil mi, bu sesle?

"Ş-şey napıyosun bebeğim?" Neden kekeledim?

"Hiç" bu kadar mı? "Ne için aradın bu saatte?" Kaşlarım çatılmış ve gözlerim saate gitmişti gece yarısını geçmişti bile. Cidden bu saatte neden rahatsız ettim onu .

"Rahatsız edeceğimi düşünmemiştim. "

"Evet ettin " cidden, soğuk!

"Özür dilerim bebeğim" ona inat samimi...
"Sadece Rosé eve biraz sinirli geldi, sebebini so-"

"Ben nerden bileyim Jimin, cidden bu saatte bunun için mi aradın? Kapatıyorum!" Suratıma kapanan telefonla bir tek benim değil Tae'ninde gözleri büyümüştü.

"Cidden suratına mı kapattı?"

"Evet"dedim hayretler içerisinde birbirimize bakarken.

"Jimin, sanırım Rosé ile de anlaşamadılar" yüzümü buruşturup telefonu geri masaya koydum.

"Tamam siz biraz Mi Cha'ya hala ısınmamış olabilirsiniz ama bazen gerçekten iyi oluyor. Ayrıca Rosé onunla bir alakası olmadığını söyledi, o bana yalan söylemez"

"İnsan bazen karşındaki üzülmesin diye, sevmese bile yalan söyler Jimin. Bunu unutma"....

Cʀʏsᴛᴀʟ Sɴᴏᴡ ❄ Park Jirosé ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin