❄14❄

1.3K 143 94
                                    

Birinin dediği gibi, bence artık yeni bölüm yayımlamalıyım :D

"Geliyorum" dediğim anda salondaki herkesin bakışını üzerime almıştım ama Jimin'inki sertti.

"Nereye?" dediğinde son basamaktan da indim ve yanlarına yaklaşıp üzerimi düzelttim.

"Sizinle yemeğe, bensiz olmaz demişsiniz" deyip dudağımı düzledim.

"Evet hadi gide-"

"Rosé, gelmiyorsun" dediğinde yüz ifademi düzledim bu sefer.

"Ne demek gelmiyorum, az önce beni çağıran sen değil miydin?" dediğimde derin bir nefes alıp gözlerini kaçırdı.

"Evet ama daha sonra düşününce gelmemen daha iyi " gözlerinin içine baktım, üzgündü. Gelmemi istediğinden adım gibi emindim ama bir şeyi düşünüyordu, doğru düşünüyordu fakat tam olarak bilgisi yoktu.

"Mi Cha ile hiçbir derdim yok Jimin,onunla aramızda bir şey de olmadı."dediğimde derin bir nefes aldığını ve dikkatlice gözlerimin içine baktığını gördüm. Doğru söyleyip söylemediğimi anlamak içindi. Gözlerimi bilerek kaçırmadım, "Sebebi buysa eğer..."

"Hayır, tamam. Madem kabul ettin, bugünü birlikte bitirelim Rosé." gülümsedim, olabildiğince içten bir şekilde.Bir ara oyunculuk için başvurmayı düşünüyorum.Odamda ödüller rafı olurdu, eminim.

"Gidelim"...

Oldukça güzel bir restorana geldiğimizi belli eden dekorların üzerinde gezinen gözlerim sayesinde ağzımın açık kalmasını bu sayede dilimin kurumasını sağlamıştım. Bunu fark ettiğim anda kapatıp sertçe yutkundum.

Başımızı önümüze eğerek uzun koridordan ilerleyip özel olarak ayırttırılan odalardan birine girip yerleştiğimizde üzerimdeki montu çıkartıp sandalyeme astım. Sandalyeme güzelce oturarak üzerimi düzelttim, sanki toz varmışcasına çırptım nazikçe.

Çocuklarda oturduğunda elinde menü ile gelen garsonla birlikte hepimiz birbirimize bakmıştık. Tabiki de biri eksikti.

"Mi Cha..." dedim nefesimi üfleyerek.

"Menüyü daha sonra alabilir miyiz, birini bekliyoruz"

"Tabi efendim." deyip geri çekilen garsonun ardından arkama yaslandım.

"Onu da almalıydık" dedim.

"Kendisinin geleceğini söyledi." beni cevaplayan Jimin'den gözlerimi aldım ve etrafa bakındım.

Jimin ile daha önce yemek için geldiğimiz yerden çok lüks bir yer olabilirdi fakat asıl güzel yapan şey anılardı. Burada hep birlikteydik, şimdilik. Ama bana kalırsa ben Jimin ile kalmayı daha çok tercih ederdim. İster dünyanın en lüks mekanı olsun, yanımda Jimin olduktan sonra ister dışarda olalım ister terk edilmiş ahşaptan bir evde.

Kar yağıyordu, o günkü gibi görünüyordu ama değildi. İlk kar değildi...

Üzerimdeki bakışı hissettiğimde çekip buluşturdum gözlerimi onunla. Gözlerini hemen hızlıca kırpıp aldı üzerimden. Ellerini avuçladı ve döndürdü. Hızlı hızlı nefes alıp çocuklara bakıp gülümsedi.

Duygularını içine atmaktan ne zaman vazgeçeceksin Jimin...

"Merhabalar" deyip montunu çıkarıp sandalyenin üzerine atan Mi Cha'ya hepimiz baktık.

Cʀʏsᴛᴀʟ Sɴᴏᴡ ❄ Park Jirosé ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin