Kabanımın üzerindeki tozları silerken elimin üzerindeki fazlalık olan kanı da kabanıma sildim. Zile giden işaret parmağım, titremekten basamadığında destek için diğer parmaklarımı da kullandım.Kapının birazdan açılacak olmasından dolayı içimde oluşan heyecan,endişe,korku ellerimdeki titremeyi bütün bedenimde hissettirmeye başladı.
Arkama dönüp baktığımda nefesimi tuttum.Böyle olmasını ben istemedim, ben tercih etmedim.Ben yapmadım.
"Rosé !" Namjoon'un sesi beni geri çevirdiğinde tuttuğum nefesi hızlıca verdim.Nefes nefese kalmıştım...
"İyi misin?" kapı kenarlıklarındaki çizgiyi takip edip bakışlarımı yere düşürdüm. Gözlerim benden istemsizce etrafta hızlıca geziniyor takip etmekte zorlanıyordum. Alnımın kenarından düşen bir damla yaş beni şaşırtmıştı.Buz gibi havada terin akması hiç normal değildi ve açıkçası ben yanıyordum.
"İçeri geçmeyi düşünmüyorsun herhalde?" Yoongi olduğunu belli eden ses tonundan sonra ayaklarım istemsizce içeriye girmişti.Gözlerim hala sabit kalmıyordu.
Korkuyordum,titriyordum,üşüyor ve aynı zamanda yanıyordum.
"Rosé "...yanağıma ne zaman dokunduğunu bilmediğim Jimin şuan karşımda, yakınımda bana bakıyordu. Gözbebekleri endişe ile büyümüş kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı.
"İyi misin sen?" dudaklarını her açtığında içinden çıkan sıcak nefesi yüzüme değdiğinde tenimin üzerinde buhar olup yok oluşunu seyrettim."Rosé , sana diyorum bana bak!"gözlerim bir noktada sabit kalmıştı.Jimin'e bakmak yerine ellerimdeydi.
"Ellerine ne oldu senin?" Yanağımdan ellerime süzülen sıcak elleri , ellerime dokunduğu ilk an ellerimi arkaya savurdum
"Yok bir şey!" dedim ve birkaç adım gerileyip gözlerimi merdivene diktim.Gitmeliydim...
Hareket eden ayaklarımı Jimin koluma dokunarak durdurmaya çalışsa da onu geri savurarak yukarı çıkıp odama girdim ve titreyen ellerimle hızlıca kilitlemeye çalıştım.Kapının kilitli olduğundan emin olduktan sonra arkama yaslanıp gözlerimi kapattım.
Bacaklarımın beni taşıyamadığına dair titremeye başladığında kendimi yere bıraktım ve göz kapaklarımı zorlayan yanıcı yaşların akmasına artık izin verdim.
Duyduğum cümleler,öğrendiğim sözler...
Ben bunu hak etmemiştim, bu hayatı ben seçmedim.Bunu yapamam, daha fazla bu şekilde yaşayamam. Kaldıramam. Bir deri bir kemik olan bu bedenime ağır gelen bu yüreği taşıyamam artık...
Sırtımın titrediğini hissettikten sonra kulaklarıma erişilen ses yavaş yavaş netleşirken gözlerimdeki ağırlık da kalkmaya başlamıştı.
"Rosé !!" cırtlak sesi iliklerimde hissettiğimde yüzümü buruştururken sırtımdaki ağrı her yerimi buruşturmuştu.
"Noluyor ya?" gözlerimin üzerindeki ağırlık tamamen yok olduğunda kapıya yaslanmış uyuyakaldığımı gördüm.Ciddi olamazsın!
"Uyan uykucu kahvaltı vakti kaçıp öğlen yemeği geliyor bile haydii!"Bunun sebebi akşamdan kalmamız.Gerçi ben ağlamaktan geç uyudum orası ayrı...
"Tamam kalktım kalktım" oflayarak yerden kalkmaya çalıştığımda kütleyen kemiklerim yüzümü iyice buruşturdu.Ne işim vardı da yerde uyudum ya.
![](https://img.wattpad.com/cover/173638594-288-k655174.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cʀʏsᴛᴀʟ Sɴᴏᴡ ❄ Park Jirosé ✔
Fanfiction#3-Jirose👑 " O sadece sevdiğim biri.Fakat sen Rose, sen benim ailemsin, çocukluğumsun. Kuzenimsin Rose, seçim olacak ise, seni seçerim tabi ki" Fakat ben senin sadece çocukluğun,ailende kuzenin olarak kalmak istemiyorum Park Jimin...