Kapının çalınma sesi ile uyandı. Öğlen olmuştu neredeyse. Kalkıp elini yüzünü yıkadı, saçlarını düzeltti. Sabahlığını giyip içeriye geçti kimin geldiğini görmek için. Kerim'in bir kadınla el sıkıştığını gördü. Kimdi bu kadın? Hemen yüz ifadesi ciddileşti. Kadının Kerim'e fazla yakın davrandığını hemen anlamıştı ses tonundan, bakışlarından. Üzerini değiştirmeyi düşündü ama onları daha fazla yalnız bırakamazdı. Dişlerini sıkarak girdi içeri, Kerim'in hemen yanında, kadının ise tam karşısında durdu.
"Günaydın bebek." dedi Kerim Merve'ye gülümseyerek."Günaydın." dedi Merve Kerim'e ters ters bakarak.
"Merve, avukatım Melisa Hanım. Melisa Hanım, Merve Aksak." dedi Merve ve Melisa'yı tanıştıran Kerim.
"Tanıştığımıza çok memnun oldum Merve Hanım. Geçmiş olsun." dedi Melisa Merve'nin elini sıkarken.
"Bende memnun oldum, hoş geldiniz Melisa Hanım." dedi Merve. Kerim, ses tonundan Merve'nin Melisa'dan hoşlanmadığını hemen anlamıştı. Melisa karşıdaki koltuğa geçip çantasındaki dosyaları çıkartırken Kerim gelip yanına oturdu.
"Gevşe biraz." dedi gülümseyerek.
"İyiyim ben." dedi Merve tersler gibi. Merve, Kerim'i kıskanmıştı ve Kerim bunu hemen anlamıştı. Eskiden de böyle ciddileşirdi hemen. Ya ciddileşir ya da kıskandığını belli etmemek için şakayla karışık söylerdi sözlerini. Her zaman hoşuna gitmişti Merve'nin onu kıskanması.
"O yüzden mi bu halin?"
"Bir şey yok halimde." dedi Merve aynı şekilde. Kerim üstelememeye karar verdi Merve'nin bu hassas döneminde. Normalde olsa onu sinir eder ve bununla eğlenirdi eskiden olduğu gibi. Sonunda ise sarılıp barışırlardı, eğlenirlerdi.
"Açsındır, ne hazırlayayım sana?"
Merve gidip kendi hazırlamayı düşündü ama Kerim ile Melisa'yı burada bırakmak istemiyordu.
"Hafif bir şeyler olabilir."
"Sabah Mila tost yedi. İster misin sende?"
"Olur. Rachel, Mila'yı götürdü mü Serhan'a?"
Kerim başıyla onaylayarak mutfağa geçti.
"Merve Hanım. Önce sizinle konuşup bilgilerimin doğruluğunu teyit etmek istiyorum. Edip Bey'in ölümünden başlayalım isterseniz." dediğinde Merve biraz şaşkınlıkla söze girdi.
"Benim avukatım bu konuyla ilgileniyordu ama?"
"Biliyorum. Kendisiyle iyi arkadaşız. Bana elindeki dosyaları verdi bilgi sahibi olmam için. Boşanma davasında işimize yarar bir şey bulabilir miyiz diye araştırıyorum." Merve derin bir nefes aldı. Bu sırada Kerim elinde tepsi ile içeri girdi. Tepsiyi sehpaya bırakıp tabağı ve kupayı Merve'ye uzattı. Merve Kerim'e teşekkür ettikten sonra devam etti.
"Edip, bizim liseden edebiyat hocamızdı. Sonrasında bir şekilde Sarmaşık'ta yollarımız kesişti. Oya ile ilişkisi var sandık onları göl kıyısında görünce. Müdür Oya'yı okuldan attı, o da intihar etmiş sonra. Şimdi aklınca benden intikam alıyor sahip olduğum şeyleri almaya çalışarak. Edip ve Oya'nın bağlantısı hiç kopmamış yıllarca. Genelde anlaşamazdık Ediple ama severdik birbirimizi." Duraksadı bir an. Evin aşağı katında Taylan'ın elinden Edip'in kurtarışı geldi aklına. Söylese Kerim Taylan'ı öldürebilirdi bu sefer. Karar vermeye çalışırcasına ciddiyetle Kerim'e baktı. Kerim de Merve'ye çevirdi bakışlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett&Rhett
FanfictionUfak Tefek Cinayetler'e Kerim'in Merve'yi Fransa'da bulmasıyla devam ediyoruz. Asıl hikayeden birkaç farklı, olmasını hep istediğimiz şeyler bekliyor sizi içeride. Dizide cevap bulmayan soruların cevabını bu hikayede bulacaksınız. Merve ve Kerim b...