Savaş Hazırlığı

1.2K 56 24
                                    

   Sonunda gelmişti. Sarmaşık'taki ağırlığını sarsan hamleleri yapan kadının evine gelmişti. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldı. Evde çalışan kız açmıştı kapıyı. "Merve Hanım?" dedi şaşkınlıkla ve devam etti.
"Bugün sizi beklemiyorduk."

"İçeri almayacak mısın beni?"

"Bu-buyurun tabii."

"Teşekkür ederim." diye içeri geçerken saçlarını düzeltti. Tam karşısında duruyordu. Bugün herkes şaşkınlıkla bakıyordu yüzüne.

"Merve?" dedi. "Hoş geldin. Mila'ya mı bir şey oldu?"

"Pek hoş bulmadım ne yazık ki. Mila'yı gözden çıkardınız sanıyordum Betül Hanım. Tabii beni de."

"Mervecim. Öyle şey mi olur? Sen benim için çok değerlisin. Gel otur şöyle. Ne içersin?"

"Teşekkür ederim bir şey içmeye gelmedim." derken Betül Hanımın oturduğu koltuğun yanındaki koltuğa oturdu.

"Seni dinliyorum?"

Merve her zamanki gibi kendine güvenen tavrından ödün vermedi. Gözlerini Betül'den ayırmadan konuşmaya başladı.

"Betül Hanım. Siz her zaman Serhan ve beni desteklediniz. Mila'yı sevdiniz. Ne değişti? Erkek torununuzun olması..." Gülerek sözüne ara verdi. Alaycı bir şekilde devam etti.

"Pardon. Evlilik dışı olan torununuzun erkek olması. Soyun devamı önemli sizin için. Soyadınızın geleceğe taşınması önemli."

"Aksak soyadı senin için de önemli sanıyordum Merve." dedi Betül tüm soğukkanlılığı ile.

Merve'nin dudaklarındaki alaycı gülümseme geri geldi.

"Neden yaptınız? Neden herkese duyurdunuz bunu?"

"Kırmızı araba Serhan'la aranızı düzeltmenize yardımcı olmamış anlaşılan. Ben olması gerekeni yaptım Merve. Torunum Aksak olmanın tüm ayrıcalıklarından yararlanmalı değil mi?"

"Serhan ve Oya'yı destekliyorsunuz öyle mi? Oğlunuzun eşini onun en yakın arkadaşıyla aldatmasını, kızını umursamamasını destekliyorsunuz? Tam da siz Aksaklara yaraşır bir hareket."

Merve tüm sakinliği ile konuşuyordu. Betül de öyle. İkisinin de yüzünde sahte gülümsemeler vardı. Dışarıdan birisi görse neşeli bir sohbet sanabilirdi.

"Sen de bir Aksaksın, sözlerine dikkat et."

"Bunun umurunuzda olduğunu sanmıyorum Betül Hanım. Sanırım canınız sıkıldı ve yeni bir cephe açmak istediniz. Öyle olsun. Sizin istediğiniz gibi oynayalım." dedikten sonra ayağa kalktı ama kapı çaldı. İçeriye Oya ve Serhan girdiğinde yüzünde büyük bir şaşkınlık ifadesiyle ikisine baktı Merve. El ele tutuşmuşlardı. Onlar da Merve'yi gördüklerine şaşırmıştı. Merve gördüğü manzara karşısında kahkaha attı. Yüzündeki gülümseme ile odadaki üç kişiyi alkışladı.

"Ne güzel bir tablo oluşturdunuz. Ne de güzel bulmuşsunuz birbirinizi. Böyle devam." dedikten sonra çantasını alıp kapıya yönelmişken kolundan birinin sıkıca tuttuğunu hissetti. Aynı anda da Serhan'ın sesini duydu.

"Senin burada ne işin var?"

"Sana ne?" dedikten sonra kolunu Serhan'ın elinden kurtardı ve kapıyı çarparak dışarı çıktı. Serhan'ın Betül'e bağırdığını duydu. "Yiyin birbirinizi." diyerek binadan çıktı hemen. Betül Hanım hep yanında olmuştu ama artık karşısındaydı. Güneş gözlüğünü takıp deniz kenarında yürümeye başladı. Yapayalnız hissediyordu. Serhan'ı kaybetmesi çok yakındı. Her şey üst üste geliyordu ve bu sefer bir planı yoktu. Aklına Betül Hanım'ın evinde Mila'ya verdiği söz geldi. Serhan, Mila ve kendisi çok mutlu bir aile olacaklardı. Bütün engelleri kaldıracaktı. Hayatları çok güzel olacaktı. Kızına verdiği sözü tutamamanın suçluluğunu hissediyordu. Deniz kenarındaki banklardan birisine oturdu. Hava serindi, rüzgar vardı. Dalgalar öfkeyle kıyıyı dövüyordu. Denizin maviliğine daldı, dalgaların sesine kaptırdı kendisini. Bir süre sonra ismini duydu. Yanına birinin oturduğunu fark etti. Kafasındaki düşüncelerden sıyrıldı. Kafasını sola çevirdiğinde Kerim'i gördü. Gözlerini devirip derin bir nefes aldı. Soğuk bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

Scarlett&RhettHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin