Herkese merhaba!
Birkaç gündür rahatsızım ve bölümü zorlukla tamamladım sizleri hayal kırıklığına uğratmamak için. Bu aralar yeni bölüm yazamıyorum ve bu sebeple haftaya yeni bölüm gelmeyebilir ama gelmesi için elimden geleni yapacağım. Olur da haftaya yeni bölüm gelmezse diye bu bölümü uzun tuttum özür mahiyetinde. Bu bölümde iki yeni karakter daha katılıyor hikayemize. Diziyi izlerken hep diyorduk ya Merve'nin ailesi yok mu diye, Merve yıllardır görmediği ablası ile karşılaşıyor şans eseri ve hayatında her şey düzene girmeye başlıyor. Merve'nin ablası Rengin'i Zerrin Tekindor, eşi Altan'ı da Kerem Alışık olarak düşünün lütfen.
Rengin dışarıdan sert görünen bir kadın. Ailesini Merve'ye ve Rıza'ya olan davranışları yüzünden sevmiyor. Rengin, dışarıdan her ne kadar sert görünse de küçük kardeşi Merve onun en hassas noktası. Merve için yapamayacağım bir şey yok hayatta. Merve, annesinden görmediği sevgiyi, ilgiyi ablasından görerek büyümüş ve ablasını annesi yerine koymuş. Şu anda Benal ailesi ile ilgili fazla bilgi vermek istemiyorum çünkü ileride öğreneceksiniz.
İyi okumalar! 💙
----------------------------------------
Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyor gibiydi. Hemen koluna baktı, serum takılı değildi. Saate baktığında saatin on olduğunu gördü. Kerim doktor ile gelmiştir diye düşündü ama bu düşünce yerini Kerim'in dün söylediği cümleye bıraktı birkaç saniye içinde. Yorganı üzerinden atıp yatakta doğruldu. Her hücresi ağrıyordu sanki. Baş ucunda duran sabahlığını geçirdi üzerine, yavaş adımlarla aşağı indi. Kerim'in sesini duyduğunda içini büyük bir mutluluk kapladı. Dünden sonra onu tekrar göreceğini düşünmemişti.
"Mekanı buldun mu Akbaş? Güzel, fotoğraflarını bekliyorum."
Kerim'in sesi kesilmişti. Salona inen merdivenlerden inip durdu orada öylece.
"Günaydın." dedi. Sesinden ne kadar suçlu olduğu fark ediliyordu.
"Günaydın Merve. Nasıl oldun?"
"Daha iyiyim. Sayende. Teşekkür ederim." dedi Merve. Kerim başını sallayıp ayağa kalktı. Merve'nin yanına geldi, iyice yaklaştı ona. Merve bakışlarını Kerim'e kilitledi. Kerim dudaklarıyla Merve'nin ateşine baktı alnından. Aniden geri çekildiğinde Merve öylece kalmıştı gözleri kapalı şekilde. Kerim'in ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu Merve. Bir yakın bir uzaktı.
"Evini satışa çıkarıyorum. İstersen alabilirsin." dedi Kerim. Merve şaşkınlıkla gözlerini açtı. Anlam veremedi önce.
"Gidiyor musun?"
"Burada beni tutan bir şey kalmadı. Artık." dedi Kerim ve tam bir adım atacaktı ki Merve'nin elini kolunda hissetti. Merve sertçe tutup kendine çekti Kerim'i. Yaptığı yanlışı düzeltmeye kararlıydı Merve. Artık ayrı kalamazlardı, olmazdı.
"Gidemezsin."
"Öyle bir giderim ki."
"Kerim bunu yapamazsın."
"Aa tabii bu senin hareketin değil mi Merve? Başkaları yapamaz. Başkaları seni terk edemez ama sen edersin."
İkisi de hırsla konuşuyordu, Merve hastalığını unutmuş gibiydi, sinirle Kerim'e bakıyordu. Kerim, Merve'nin elinden kolunu kurtarmak için bir hamle yapmamıştı.
"Yapamazsın." dedi Merve dişlerini sıkarak. Kerim bu sefer kolunu Merve'nin elinden kurtardı üstünlüğünü ortaya koymak istercesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett&Rhett
FanfictionUfak Tefek Cinayetler'e Kerim'in Merve'yi Fransa'da bulmasıyla devam ediyoruz. Asıl hikayeden birkaç farklı, olmasını hep istediğimiz şeyler bekliyor sizi içeride. Dizide cevap bulmayan soruların cevabını bu hikayede bulacaksınız. Merve ve Kerim b...