"Selam bebek." dedi Kerim Merve'ye yaklaşırken.
"Kerim çok acelem var."
"Nereye böyle?"
"Pelin aradı, sesi çok kötüydü. Ağlıyordu. Ona gidiyorum."
"Bende geleyim yalnız gitme. Dün geceden sonra."
"Bir şey olmaz merak etme. Ararım işim bitince." dedikten sonra arabaya bindi Merve ve hızla Kerim'in yanından uzaklaştı. Dikiz aynasından göz ucuyla arkasına baktı, Kerim onu bıraktığı yerde öylece kalmıştı.
"Ah Pelin ah!" diye hırsla direksiyona vurdu Merve. Dün gecenin ardından Pelin'in bu şekilde kendisini aramasına bir anlam verememişti. Hesabını ödeyeceksin demişti, kötü ayrılmışlardı. Tartıştıklarında, birbirlerini tehdit ettiklerinde Pelin veya diğerleri, bir şekilde mutlaka Merve'nin ayağına gelir, ondan yardım isterlerdi. Sarmaşık'ın geleneğiydi bu, yönetim şekliydi. Merve'nin istediği olur, onun istediği buraya yerleşir, istemediği ise buradan ayrılırdı. Bu seferki çok hızlı olmuştu ve Merve Pelin'in ayağına gelmesini sağlayacak bir plan yapmaya başlamıştı bile gece. Emre ve Taylan'ı kullanarak Pelin'i hiç olmadığı kadar köşeye sıkıştıracaktı, kendisine ihtiyaç duymasını sağlayıp onun üzerindeki üstünlüğünü kuracaktı yine. Hem işler istediği gibi gitmediği için hem de kendisini neyin beklediğini bilmediği için gergindi.
Sert bir fren yaparak Pelin'in arabasının arkasında durdu ve telaşla arabadan indi ama Pelin etrafta gözükmüyordu. Çevresine bakındı, kimse yok gibiydi kendisinden başka.
"Pelin!" diye seslendiğinde Pelin'in ağlama sesini duydu Merve. Hemen sese yöneldi. Pelin'i görmesi ile olduğu yerde donakalması bir oldu.
"Pelin?" dedi şaşkınlıkla. Pelin ise korku dolu bir yüz ifadesiyle Merve'ye doğru kaldırdı başını. Suratı bembeyazdı, üstü başı toprak olmuştu. Gözlerinden durmadan yaşlar akıyordu.
"Merve?" dedi Emre yüzündeki tüm şaşkınlıkla. Merve Emre'nin yüzüne bile bakmadı.
"Ne oldu burada?" dedi Merve etrafa bakarken. Yolda binlerce senaryo düşünmüştü ama hiçbiri böyle değildi. Yerde yatan cansız bedene şaşkınlıktan kocaman açılmış gözlerle bakıyordu. Yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu, yüzü kanlar içinde kalmış, üstü başı toz toprak olmuştu. Boynunu çepe çevre saran kızarıklıklar ve morluklar vardı Merve'nin ilk dikkatini çeken. Pelin, onun başında, elleri kan içinde oturmuş ağlıyordu. Burcu da diğer tarafında oturmuş kalmıştı Emre'nin yanında. Yanında büyük bir taş vardı, üzeri kıpkırmızı kanla boyanmış. Emre, Burcu'ya sarılmış sakinleştirmeye çalışıyordu onu. Merve hemen Pelin'in yanına koştu.
"Pelin ne oldu burada?" dedi telaşla. Pelin hiçbir şey diyemiyor sadece ağlıyordu.
"Pelin! Cevap ver bana ne oldu burada?"
Merve'nin soruları cevapsız kalmıştı. Pelin'in yüzünü ellerinin arasına alıp tekrarladı sorusunu Merve ama yine bir cevap alamadı.
"Pelin!" diye bağırarak sarstı kuvvetlice Merve Pelin'i. Bu sefer işe yaramış gibiydi, Pelin bakışlarını Merve'ye çevirdi.
"Öldü." dedi zorlukla. Merve, ellerini ağzına götürdü şaşkınlığın bir ifadesi olarak.
"Öldü mü? Taylan?" diye mırıldandı Taylan'a şok içinde bakarken. Nabzını kontrol etmek için elini boynuna doğru uzattı ama dokunmaya cesaret edemedi.
"Kim yaptı bunu? Neler oluyor Pelin?" dedi Merve Pelin'e şaşkınlıkla. Pelin şokta olduğu için söylenenleri duymuyor gibiydi.
"Bana neler olduğunu anlatıyorsun Pelin. Hemen." dedi Merve emreden bir ses tonuyla. Olayı toparlaması gerektiğinin farkındaydı ve vakit kaybetmeden halletmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scarlett&Rhett
FanfictionUfak Tefek Cinayetler'e Kerim'in Merve'yi Fransa'da bulmasıyla devam ediyoruz. Asıl hikayeden birkaç farklı, olmasını hep istediğimiz şeyler bekliyor sizi içeride. Dizide cevap bulmayan soruların cevabını bu hikayede bulacaksınız. Merve ve Kerim b...