Meteyle kötü bir geçmişe sahip olsak dahi iyi bir insan olduğuna inanıyordum. Belki de artık savaşacak gücüm yoktu, onunda beni kıskanacağı Kemal yoktu. Acıydı ama artık kabullenmiştim. İnsan sevdiğini kaybedince 40 tane mum yanarmış yüreğinde, her gün bir mum sönermiş. 40.gün ise hiç sönmeyecek daima yanacak tek bir mum kalırmış.. Yüreğimde ki ateş bu yüzden hiç sönmeyecekti. Özlemini de doğacak evlatlarımla gidermeye çalışacaktım. Bir başkasını sevemezdim. Sevmek gibi bir çabamda yoktu. Herkes yaşın genç yeniden bir düzen kurar yeniden seversin diyordu. Nasıl sevebilirdim? İnsan bir kere aşık olurdu. Yürek bir kez yanardı.
"Daldın yine Nisancığım iyi misin?"
Tuğçeye Meteyle görüştüğümü söylememiştim. Metede bana yardımcı olmak adına araştıracağını hem hamileyken, hemde iki küçük bebeği olan birini işe almak kimse istemez demişti. Yinede deneyeceğine söz vermişti. Benim için üzüldüğünü herhangi bir konuda yardımcı olmak için onu arayabileceğimi söylemişti.
"İyiyim, bizim küçüklerin hareketlerini daha fazla hissediyorum. Yakın zamanda aramıza katılacaklar. Mutluyum, sabırsızlanıyorum. Korkuyorum da.. Aynı zamanda çalışmam da gerek. Annemleride düşünüyorum. Yani kafam da deli sorular."
"Nisan bu çalışma konusunu ne zaman kapatacaksın? Ben çalışıyorum ya yetiyor işte."
"Tuğçe sevdiğin adamla yakında nişan yapacaksın, çeyizin için alman gerekenler var. Daha sonra da araya fazla zaman girmeden evlenmeni istiyor erkek tarafı.. Allah aşkına kendi başımın çaresine bakmalıyım boşuna doktorluk okumadım değil mi?"
"Haklısın ama yine de böyle düşünmene üzülüyorum Nisan. Ben sana çalıştığımı gönderirim dert etme hem babanlar da sana yardımcı olacaklardır."
Daha fazla Tuğçeyle bu konuyu konuşmak istemiyordum. Sessiz kalmayı tercih ettim. Yine akşam olmuş yemeğimizi birlikte yemiştik. Biraz sohbet edip televizyon izliyordum. Yine uyuyacaktık. Yine odamızda yapayalnız uyuyacaktım. Ağlayamıyordum bile.. Yattığı taraf bomboştu, tıpkı yüreğim gibi.. İlk önce odadan, sonra nevresimden gitti kokusu.. Yavaş yavaş kıyafetlerinden silinmeye başladı.. Dile kolaydı 6 ay oluyordu.. Yalnız, kimsesiz, çaresiz kalalı..İçime derin bir nefes çekerek ayaklandım. Yavaşça uyumaya gidiyordum. Belime saplanan ağrı ile duraksadım. Canımı fena yakmıştı. Bu aralar sıklıkla olan yalancı ağrılardır diye düşündüm. Merdivenlerden odama ilerleyip duş almaya karar verdim, kasılmalarıma sıcak su iyi geliyordu. Yavaşça soyundum, duşun altına girdim. Saçlarımdan akan su bütün vücudumdan geçsin diye iyice yıkandım. Yavaşça çıkıp rahat edeceğim hamile takımı olan rahat pijamalarımı giydim. Ağrım her an daha çok artıyordu. Acaba dedim geliyorlar mıydı?
Sakince telefonumu aldım. Dakikantutmaya başladım. Sancılarım 7 dakikada bir geliyordu. Bebekler geliyordu. Telaşlanmadan babamı aradım.
"Kızım iyi misin?"
"Baba uyandırdım mı? Evdemisin?"
"Annen biraz fenaydı hastanedeyiz kızım, bir şey mi oldu?"
"Yok baba uyuyamadım arayayım dedim."
Yavaşça kapadım. Tuğçenin arabası tamirdeydi. Taksiyle hastane çok yazardı. Kimi arayabilirdim?
"Tuğçeeeeeee! Tuğçeeeeeeeeeee!"
Öyle bir bağırıyordum ki telaşla kapım açıldı. Pijamalı şaşkın Tuğçeye gülmek istesemde canımın acısından yapamadım.
"Doğuruyorum. Babamlar hastanede sakın arama gitmeliyiz nasıl bilmiyorum ama acele et."
Tuğçe yavaşça beni kaldırırken bende bebek çantasını aldım. Çalan telefonuma Tuğçe şaşkınca bakıyordu. Arayan Meteydi. Gecenin 12'sin de hemde niye arardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIRDAN
Teen Fictionİki adam bir kadın.. Biri sevdam diğeri sevdalanan.. Biri beyaz, biri siyah.. Ben Nisan geçmişinin gizemiyle geleceğinde boğuşan.. Bir kadının yüreği bir adama aittir. O adam oraya bir kere girer, orada yaşar. Sevilmek isteyen adam ne kadar zorlars...