Bölüm 17

62 6 8
                                    

Çocuklarımla, yeni hayatımla bir kaç ayı geride bırakmıştık. Mete iyi bir insandı, harika bir babaydı. Baba demeye gönlüm bazen el vermese dahi Çocuklar onun sayesinde babasız büyümeyecekti, bir yanları eksik kalmayacağı için mutluydum.
Annem yurtdışında tedavisini olmuş, 3 ayda bir kontrole gidip geliyordu. Kanserin şakası yoktu.. Tekrarlamaması için ve eğer tekrarlarsa hemen önlemini almak adına kontrollerini aksattırmıyorduk. Kumsal Umay ve Kemal Poyraz gün geçtikçe tatlı oluyorlardı. Kızım bana oğlum babasına her gün daha çok benziyordu. Benim küçük Kemal'im.. Biricik ve sonsuz sevdam. Hala evimiz duruyordu. Tuğçede evlenmişti. Eşiyle kendilerine bir ev tutsalarda, Tuğçeninde eviydi orası. Herkes istesiği zaman gidip kalıyordu. Evden öte benim mabedimdi, yüreğim o evdeydi.. İlk zamanlar Meteyle aynı evde yaşamak beni o kadar kötü yapıyordu ki.. Allah şahit her gece bebeklerimi uyutup sabaha kadar dualar ederek ağlıyor öylece uyuyakalıyordum. Metenin annesi Duru hanım, babası Hakan bey bizlere çok yardımcı olmuşlardı. Hala oluyorlardı. Artık bir aile gibiydik. En azından çocuklarımı kendi torunları gibi seviyorlardı. Zaten kendi torunları olmuşlardı, benide çok seviyorlardı. Bende hepsini çok seviyordum zamanla insanlar bir şeylere alışmak sevmek mecburiyetinde kalıyordu.
Yine de hep söylerim, Mete zamanında kötüşük yapsa dahi yaralarımı sarmamda bana yardımcı olmuştu. Çok güzel seven bir adamdı Mete, sevgisiyle iyileşiyordum.
Henüz aramızda gerçek bir karı-koca ilişkisi geçmemiş olsa da Meteyle birlikte uyuyorduk. Çocuklara yetişemediğim, çok uykusuz olduğum için ve artık 7 aylık oldukları içinde Meteyle uyuyorduk. Çocuklarımız emekliyorlardı. Bizi yan yana görmek onları mutlu ediyordu.

"Akşam Tuğçeler gelecek. Müge sen çocuklarla ilgilen kardeşlerin gülüne en sevdiği yemekler ellerimle yapacağım."

"Zahmet etmeseydin Nisan, ben yapardım."

"Yok yok sen onlarla ilgilen. İçim rahat eder."

Hızlıca mutfağa girip yemeklere giriştim. Mercimek çorbası, fırında patatesli kanat, yanına tane tane mis gibi kokan mısırlı pilav, mevsim salatası, tatlı olarak da muzlu rulo pasta yapacaktım.

❄️❄️❄️

Her şey hazır olunca üzerimi değiştim. Güzel mavi, önden düğmeli bir elbise giyerek kollarımı dirseğime kadar katladım.(modaydı ya bir ara yazlık elbise ondan)
Saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapıp, uçlarını dalgalandırdım. Rimel sürdüm kirpiklerime dudaklarıma da hafif bir parlatıcı sürerek tamamlandım. Ayağıma da toz pembe açık topuksuz sandaletlerimi giydim. Bahçede oturacaktık. Metenin çocuklarımız için yaptığı parktada çocuklar oyun oynayacaktı. Top havuzu, bineceği atlar, arabalar kendilerinin eğlenebileceği oyuncaklar vardı. Mügenin kalmasını istememiş onu göndermiştim. Bazen yatıya kalıyor bazen gidiyordu.  Bana yardımcıdan öte arkadaştı, deli dolu çok güzel bir kızdı. Çalan kapıyla çocukları içeride çitle çevirdiğimiz oyun alanına bırakarak ilerledim.

"Hoşgeldin Metecim, sofra hazır. Tuğçeler de yoldalar sende üzerini değiş gel."

"Nefes al güzelim, tamam çocuklarımı özledim bir öpeyim ondan sonra hallederim."

"Mete hayır ya seni görünce durmuyorlar işlerini hallet öyle gel lütfen, hem dışardan geldin temizlen de dokun çocuklara."

"Peki güzelim öyle olsun hemen geliyorum."

Yanağımdan makas alıp gülerek ilerledi. Aynı evde kala kala ilgisini de sevgisine de alışmıştım. Metenin varlığına, sevgisine de alışmıştım. İyiki diyorum Kemalden sonra hayatıma bir şekilde girmiş beni enkazdan ayağa kaldırmıştı. Hayata döndürmüştü. Meteyi seviyordum, aşık değildim. Kalbim Kemalde ki deli divane çarpmıyordu yinede seviyordum. Bana yeni bir hayat vermiş annemi iyileştirmişti. Kemal için ağladığım her an omzunda teselli bulmuştum. Sevgisiyle yaralarımı sarmıştı. Sanırım insan canı yandığında en çok onu sevene ihtiyaç duyuyormuş.. Neyse ki zor günleri atlatmış mutlu bir ailemiz vardı. Kemalimi içten içe seviyordum, hala kıyafetlerini okşayıp öpüyordum. Mezarına sık sık gidiyordum. Mete ise saygıyla karşılıyordu ve benimle bir kere bile Kemalin evine gelmemişti. Bana olan aşkı ne güzeldi değil mi? Her şeye saygı duyan bir adamdı... Onun açısından bakınca ne kadar zorlandığını biliyordum. Sevdiği kadın başka bir adamın sevdasına hasret olduğu için senin kollarına sığınmış, içi çıkana kadar ağlıyor. Sen sakinleştiriyorsun ama senin yürek yangının lat ve kat artıyor.. Bu çıkmazdan Rabbim hepimizi kurtarsın demekten başka çarem yoktu. Mete üzerine yeşil bir tişört, ince siyah kotunu giyerek gelmişti. Yeşil tişört gözlerini iyice ortaya çıkarmıştı. Yakışıklı adamdı vesselam..

SIFIRDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin