Bölüm 18

83 6 1
                                    

Metenin o gece yakınlaşmasının ardından aynı evde köşe kapmaca oynamaya başlamıştık. Birbirimizden kaçıyorduk. Çocuklar dışında sohbet etmiyor, uyurken bile çocukların odasına koyduğumuz koltukta uyuyordum. 2 aydır böyleydik. Bu duruma canı sıkıldığını görüyordum.Metenin yakınlaşmasını kabullenemiyordum, bana yaklaşınca ritmi değişen kalbimi hiç kabullenemiyordum. Beni kızdırıyordu. Zaten Kemale ihanet etme hissinden kurtulamamıştım. Belki böyle hissetmeseydim farklı olurdu. İnsan yanında bir adam varken başka bir adamı özler miydi? Ben Kemal'imin boncuk boncuk bakan kahverengi gözlerini özlüyordum. Kokusunu, sesini.. Kahkahalarını özlüyordum. Gece yatağa girip hemen uyuyacağız desekte en az iki saat süren sohbetlerimizi özlüyordum. Ama kabullenmiştim. Öldüğünü.. Hala söylerken içim yanıyordu ama kabullenmek zorunda kalmıştım. Eğer yaşasaydı burda olurdu, ailemizle devam ederdik. Mutlu yaşardık. Yine mutluyuz ama ben onun karısı olmaya devam ederdim. Allahım vermişti onu bana, yüreği güzel bir adamın sevdasını gönlüme düşürmüş, kaderime yazmıştı. Ondan bana iki evlat nasip etmişti. Veren de, alanda Rabbimdi. Ben sadece dualarımda yaşatıyordum.

"Günaydın güzelim bugün çocukları annemlere bırakıp beraber bir şeyler yapalım mı? Hafta sonu hazır havada harika?"

"Ben şey, tamam olur bırakalım ama gecikmeyelim Mete olur mu?"

"Tamam hazırlan seni harika bir yere götürüyorum."

Sessiz sedasız giden Metenin ardından Mügeye çocukları hazırlamasını söyledim. Kendimde zarif askılı ince kemerli efil efil olan renkli tulumumu giydim. Ayağıma beyaz sandaletlerimi giydim. Saçlarımı salaş bir örgü yaparak bıraktım. Hava sıcak olduğu için makyaj yapmaktan vazgeçerek sadece rimel sürdüm. Hazırdım, çıkabilirdik.

Çocukları anneme bırakarak arabaya bindik. Hem gergin hem mutlu hissediyordum. Heyecanlıydım da. O malum günden sonra Meteyle bir şeyler yapmaktan kaçınan ben bu sefer kabul etmiştim. Bana öyle güzel bakıp gülerken nasıl reddedebilirdim? Allahım neler diyorum!

"Çok güzelsin  her zamanki gibi, gözlerin ışıl ışıl. Dudaklarında gülümsemene aşığım kadın."

"Mete ya yapma."

Utanarak gözlerimi kaçırdım. Mete utanmıyordu söylemeye seviyordu, ben utanıyordum. Tuğçeler yanımıza taşındığından beri her gün konuşuyorduk. Metenin hallerine acıdığını niye böyle yaptığımı, artık mutlu olmam gerektiğini söylüyordu. Benimde sevdiğimi onun kocam olduğunu yanlış olan bir durum olmadığını dile getiriyor kafamı karıştırıyordu.
❄️❄️
Bir kaç saatlik yolculuğun ardından gelebilmiştik. Ağvadaydık. Önceden rezerve yaptırmıştı sanırım. Cıvıl cıvıldı. Bungalov evlerde kalacaktık, eğlenceli alanlar vardı. Gölün orası ise bambaşkaydı. Buraya hep gelmek istemiştim nasip bugüneymiş..

"Beğendin mi?"

"Çok beğendim Mete harikasın, teşekkürler."

Meteyle el ele kahvaltı bölümüne ilerledik açık büfeydi ve bu temiz hava daha çok acıktırıyordu beni. Tabağıma her çeşit kahvaltılık koyarak masaya ilerledik. Yediğim şeyler mi çok lezzetliydi ortamdan dolayı mı öyleydi bilmiyorum fakat harikaydı!

Kahvaltıdan sonra Meteyle gezmiş dolaşmış, langırt bile oynamıştık. Gülmekten karnım ağrımıştı.
Her güzel manzaranın önünde Meteyle ilk kez fotoğraf çekilmiştik. Gülümseyerek.. Güzeldi! Burası bize iyi mi gelmişti ne?
O kadar eğlenmiş, yürümüştük ki yorgunlukla oturdum. Akşam oluyor gün batıyordu. Gölün üzerindeki iskeleye oturmuş ayaklarımızı uzatmıştık. Gün batımını sessizce izliyorduk. Manzara harikaydı.

"Baksana manzaraya Mete ne kadar harika gözüküyor değil mi?"

"Benim manzaram daha güzel."

Kafamı çevirip yüzüne baktığım an bana baktığını gördüm. İlk kez kendimi durdurmaktan vazgeçerek kocaman gülümsedim.

SIFIRDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin