9. Bölüm: "Ömür Boyu İstiyorum"

2.7K 280 520
                                    

Çayımı karıştırırken Hicran'a kaçamak bakışlar atıyordum. Geçen gün gördüğüm ve çok beğendiğim kitap vardı elinde. Henüz ödünç olarak isteyememiştim. Cesaretimi toplayabilirsem belki bugün isteyebilirdim.

Kantine geldiğimizden beri teste odaklanmak yerine ona bakıyordum. Merdivenlerde sorduğu o soruyu duymazdan geldiğim için bana kırılıp kırılmadığını anlama çabasıydı bu. Ama o, böyle şeylere pek takılmıyor gibiydi. Yüzünde, bu durumlara artık alışmış gibi, sakin ve duru bir ifade vardı. Ya da benim patavatsızlığıma ve dengesizliğime alışmıştı, bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey vardı ki bu sessizlikten iyice sıkılmaya başlamıştım. Ben, yani Âsiye... Bulduğu boş bir vakitte, sıkılmaya bile tek saniye ayıramayacak kadar testlerine gömülen Âsiye...

Evet, son zamanlarda bana tuhaf şeyler oluyordu.

"Eeee Hicran..."

Saçma bir girişle sessizliği bozduğumda işaret parmağını kitabının arasına koyup bana baktı. Birden konu açmaya çalışmam -daha doğrusu konu açamamam- onu şaşırtmış gibiydi. Beni her zaman testlerimle aşk yaşıyor olarak gördüğü için şaşırması normaldi tabi. Şu an, canım test kitaplarımla zerre ilgilenmiyordum.

Çayımdan bir yudum alıp turuncu plastik masamıza bıraktım. İki elimle karton bardağımı tutup ellerimi ısıtmaya çalıştım. Kantin, sınıfa nazaran biraz soğuktu.

"Anlatsana biraz..."

Kitabının arasına, masasının üzerine bıraktığı ayracı koyup kapağını kapattı.

Gülümseyerek, "Ne anlatayım?" diye sorduğunda hiç düşünmeden aklıma gelen şeyleri sıralamaya başladım:

"Kendinden, ailenden, neden buraya geldiğinden bahset." Bardağımı elime alıp sırtımı sandalyeye yasladım. "Sıra arkadaşım hakkında bildiğim tek şey, onun ismi." Gözüm kitabına kayınca eklemeden duramadım: "Bir de kitap kurdu olduğu..."

Derin bir nefes alınca anlatmaya başlayacağını anlayarak dikkat kesildim. Normalde pek meraklı biri değildim ama işte, Hicran ilgimi çekiyordu.

Eşarbının önünü düzelttikten sonra mahcup bir edayla yüzüme baktı.

"Kendimi anlatmayı pek beceremem... İstersen sen bana aklına takılanları sor, ben de cevap vereyim."

Çayımdan büyük bir yudum alıp boğazımı temizledim. Gözlerimi Hicran'dan ayırmadan düşünmeye başladım. Galiba sırayla değil ama en çok merak ettiğim sorularla başlayacaktım.

"Şey... Yanlış anlama ama... Okula böyle gelmene nasıl izin verildi? Oktay Hoca'nın akrabası falan mısın?"

Son sorumu duyar duymaz dişleri gözükecek kadar gülümsedi. Kitabının kenarlarıyla oynamaya başladı.

"Hayır, tabi ki akrabamız değil..." Bir müddet düşünceli bir hâle büründükten sonra anlatmaya başladı:

"Biz, buraya yeni taşındık. Babamın bazı işlerinden dolayı taşınmak zorunda kaldık daha doğrusu... Evimize en yakın olan lise burası olduğu için kaydımı buraya aldı ailem. Giyinişimden dolayı önceki okulumda çok sorun çıkmıştı. Lise 2'den beri ferace giyip uzun eşarp takıyorum. Yani iki yıl boyunca orada çok imtihan yaşadım. Elhamdülillah, Rabbim yardım etti de doğru bildiğim yoldan şaşmadım. Eğer O yardım etmeseydi yaşadığım şeyler beni yolumdan döndürebilirdi."

Açıkçası ne yaşadığını merak etmiştim. Merakımı gidermek için kendisini tanıtmasını istemiştim ama o konuştukça aklımdaki sorular daha çok artıyordu. Yine de sözünü hiç kesmeden dikkatle dinlemeye devam ettim.

ÂSİYE (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin