O gece kendimi yeniden berbat bir rüyanın içinde buldum. Elena ve ben kampın tam ortasında el ele duruyorduk. Tüm kampçılar etrafımızı sarmış bize silah doğrultuyorlardı. Onlara ne kadar durun , yapmayın desemde beni dinlemiyorlardı. Elena bana döndü " Percy kaç buradan , bırak beni. " Ona dönerek
" Asla , " dedim. Yüzünde onu ilk kurtardığımda oluşan minnet ifadesi vardı. " O zaman başka çaremiz yok. " Benden ne yapmamı istediğini anlamıştım. Kampı sular altında bırakmamı istiyordu. Ama bunu yapamazdım burası benim evimdi , melezler ise ailem. Ancak melezler bana başka seçenek sunmuyorlardı. Kardeşimi korumak için bunu yapmalıydım. Odaklandım , Elena ' nın kendi gücünü bana kattığını hissedebiliyordum. Sonra nehirdeki tüm suyu çağırdım. Sular doğruca kampçıların üstüne yığıldı. Hepsi yerde hareketsiz yatıyordu. " Ben ne yaptım böyle ? " Elena beni omuzlarımdan sarsarak kendime getirmeye çalıştı.
" Yapman gerekeni yaptın ! "
Boğulma hissiyle sıçrayarak uyandım. Dışarıdan kampçıların bağırış sesleri duyuluyordu. Yanımdaki yatağa baktım ancak Elena orada yoktu. Elena ' nın dışarıdan çığlık attığını duydum. Vakit kaybetmeden koşarak kulübeden çıktım. Kampın heryeri ıpıslaktı. Kulübelerin çatılarından sular akıyordu. Sanki bir sel kampı yerle bir etmiş gibiydi. Kampçılar belli bir yere toplanmış yerde debelenen birini izliyorlardı ; Elena... Birkaç kişi kolundan tutmuş onu darp ediyordu. Kanın beynime sıçradığını hissedebiliyordum. Koşarak kalabalığın arasına daldım. Kardeşimi tutan hıyarları yüzüstü yere yapıştırdım. Elena ' nın yüzünde birkaç morluk ve sıyrık vardı. En kötüsüde ağlıyordu. O benim kardeşimdi , kimse onu bu şekilde ağlatamazdı. Kampçılara dönerek bağırmaya başladım. " Sizin derdiniz ne be !? " Hepsi sus pus kesilince Clarisse öne çıkarak karşıma geçti. " O kız kampı ne hale getirdi , görmüyor musun ? "
" Birdaha ona dokunan olursa , onu kendi ellerimle boğarım ! " Uzaktan bir kız sesi tartışmayı böldü. " Yeter kesin artık ! " Thalia kalabalığı yararak önüme geçti. Kampçılara her an onları şimşekle çarpacakmış gibi bakıyordu. " Siz kendinizi ne sanıyorsunuz !? Bunun için ceza alacaksınız. "
Bana dönerek konuşmaya devam etti. " Ve sen , kampı bu hale getiren senden başkası olamaz Percy. Bilerek yaptığını düşünmüyorum , sanırım bunun nedeni çok açık. Kardeşin buraya geldiğinden beri güçlerin dengesizleşti. Kheiron buna bir çare bulmak için Bay D. ile birlikte Olimpos ' a gitti. Kamp bu süre içinde bana emanet. Ve herkes Elena ' dan özür dileyecek , seni temin ederim. " Kalabalık dağılınca Elena ' yı nehir kenarına götürdüm. Elini suya atınca yaraları iyileşmeye başladı. Ancak hala üzgün görünüyordu.
" Elena özür dilerim. Benim hatam. "
" Senin bir suçun yok kardeşim. Kaderimizde bir araya gelmek yok sanırım. "
Onu kulübeye götürerek yatağına yatırdım. Yatağın kenarına oturarak elini tuttum. " Ben yanındayım , dinlen hadi. " Gözlerini kapatır kapatmaz uykuya daldı. Yatağının yanından bir an olsun ayrılmadım.
Birkaç saat sonra Annabeth geldi. Onu bugün hiç görmediğimi farkettim.
" Nerelerdeydin ? " Yatağıma oturarak konuşmaya başladı.
" Kheiron yedililer ile birlikte Olimpos ' a gitti. Bende oradaydım. Percy , olanları duydum. O iyi mi ? "
" Hayır , epey sarsıldı. Benim yüzümden. "
" Kendini suçlama. Sen ve Elena için bir mesaj iletmeye geldim. Poseidon ikinizi sarayında beklediğini söyledi. Ve size yolda eşlik etmek için yedilileri görevlendirdi. "
" Eşlik etmek için mi ? "
" Güç dengenizin korunmasını sağlayacağız. Percy ikiniz bir arada olduğunuzda sandığından daha tehlikelisiniz. Birinizin aurası diğerini etkiliyor. Ve bu döngü sürekli devam ediyor. " Birkaç dakikalık sessizliğin ardından Annabeth kulübeden çıkınca Elena uyandı. Yüzü çok solgundu ve deniz yeşili gözlerinin etrafında beliren kırışıklıklar onu beş yaş yaşlanmış gibi gösteriyordu. Ona yemekhaneden bir tepsi kahvaltılık hazırlayıp kulübeye götürdüm. Sabah yaşanan olay yüzünden kimse sesini çıkarmıyordu. Bende onlarla muhattap olmak istemediğimden hızlıca kulübeme yöneldim. Elena yatağına oturmuş bitkin bir halde bana bakıyordu. Kahvaltıyı önüne koyarak Annabeth ' in getirdiği mesajdan bahsettim. Bana gelmeyeceğini söylediğinde sesi çok kırgındı. " Elena buradan biraz uzaklaşmak sana iyi gelir. "
" Anlamıyorsun Percy , beni terk etmiş bir adamı görmek istemiyorum. Yarın da kamptan ayrılacağım. " Elini tutarak onu burada kalmaya ikna etmeye çalıştım.
" Dışarısı senin için çok tehlikeli. Canavarlar her yerde. "
" Doğru söylüyorsun canavarlar her yerde. Etrafına bak Percy , burada dışarıda olduğumdan daha güvende değilim. "
" Pekala ben de seninle geliyorum. " Yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce doğru birşey söylediğimi anladım.
" Benim yüzümden yuvandan olacaksın. "
" Burası artık benim yuvam değil. " Bana sıkıca sarıldı , bende aynen karşılık verdim. " Sen sahip olduğum en güzel ailesin. "
Bir saate valizimizi toplayıp kamptan çıkış yaptık. Elena ' yı yolda babamızın sarayına uğramaya ikna ettim. Yolculuğumuzda geride bıraktığımız birkaç şehirin sel felaketine uğradığını öğrendik. Bu bizi üzse de yola devam etmemiz gerekiyordu. Ve bizde öyle yaptık. Mola verdiğimiz sırada karşımızda bir Iris mesajı belirdi. Mesajda Annabeth , Kheiron ve Thalia vardı. Yüzlerinden bizim için endişelendikleri belli oluyordu. O sırada Elena bana kendi sıktığı portakal suyunu uzattı. Birkaç yudum içtikten sonra Kheiron ' u dinledim. " Percy koru kendini ! Elena ' dan uzak dur ! "
" Kheiron neyden bahsediyorsun ? "
" Kehaneti hatırla ! Elena sana ihanet edecek ! "
" Percy uzak dur ondan ! "
" Annabeth... "
" Artık çok geç kardeşim. " Bir anda herşey karardı. İhanet boy gösterecek kardeşler arasında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve Olimposlular
FanfictionSizce melezler hep tek midir ? Peki melezlerin hiç ikizleri olabilir mi ? Gaia uyanmadan ve titan devri başlamadan önce Percy ' nin karşısına hiç beklemediği biri çıkıyor. Bu kişi onun hayatını mı kurtaracak yoksa onu bir felakete mi sürükleyecek...