9- AŞKIN ÖLÜMÜ

882 42 14
                                    

    Gördüğüm heryeri aradım ancak hiçbirini bulamadım. Çiftlik , orman bölgesi ve kalan yerler... Garip bir şekilde her seferinde başladığım yere dönüyorum. Ne Elena ' dan ne de yabadan bir iz var. Onun dışında herhangi bir canlı belirtisi de yok. Ne bir insan sesi ne de kuş sesi , hiçbir yaşam belirtisi yok. Böyle tuhaf durumlara düşmekte de benim üstüme yok. Heryere tam üç kez baktıktan sonra daha önce görmediğim bir eve rastladım. Evin duvarları gökkuşağı gibiydi. İçinde her rengi barındırıyordu. Bahçesindeki rengarenk çiçekler duvarlarla uyum içindeydi. Eve yaklaştıkça rahatladığımı hissediyordum. Bahçesindeki masada oturan bir kadın gördüm. Güzelliği baş döndürücüydü. Kim olduğunu az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Tanrıça Afrodit bana el sallayıp gülümsedi. Yürüyerek yanına gidip masaya oturdum. Masanın üstünde çeşitli kurabiye ve pasta çeşitleri vardı. Afrodit elindeki çay demliğini masaya bırakıp bana bir fincan çay uzattı. Çaydan bir yudum alıp tekrar masaya koydum. Daha sonra Afrodit ' e döndüm.
- Burada ne işiniz var ?
- Sadece sana seçenek sunmaya geldim.
Sesinin sakinliği benide sakinleştiriyordu.
- Peki ne seçeneği ?
- İki seçenek sunacağım ve birini seçeceksin. Unutma içinden geleni seç.
- Tamam.
- Evet Percy , aşkını mı seçiyorsun yoksa yabayı mı ? Ancak uyarmalıyım yabayı seçtiğin anda buradan çıkacaksın ama hayatında birdaha asla aşık olamayacaksın ve kalbin körelecek.
Aklıma Annabeth geldi. Bilmiş kızıma hissettiğim duygularımın yokolmasını asla istemiyordum. Ancak bir şekilde buradan da çıkmalıydım. Kendi iç dünyamda düşüncelere daldım. Bilmiş kızıma olan aşkımı asla terketmezdim. Onun fırtına grisi gözlerine baktığımda oluşan heycanımdan vazgeçemezdim. Öte yandan buradan çıkmamın tek yolu altın yabaydı. Ancak yabayı seçersem geri döndüğümde duygusuz , hissiz biri olacaktım. Gerçekten hayata dönmüş mü olacaktım ? Bence hayır. Hayatı , yaşamı anlamlı kılan hislerimizdi ve şimdi hayata dönmek için hislerimi mi feda edecektim ? Afrodit nazikçe kolumdan tuttu.
- Bir karara vardın mı ?
- Anlamsız bir hayattansa aşkımı tercih ediyorum.
Afrodit ' in yüzünde memnuniyetten kaynaklı bir gülümseme belirdi.
- Beni şaşırtmadın Perceus ve aşkın kutsamasına layık olduğunu gösterdin. Aşkına geri döneceksin ama birşeyi kanıtlamalısın.
Ben ne olduğunu soramadan birden bulunduğum ortam tamamiyle değişti. Kendimi melez kampında buldum. Bütün melezler gigantlarla savaşıyorlardı. İleride canla başla mücadele eden Annabeth ' i gördüm. Bütün bunlar gerçekmiydi ? Öyle olmalıydı. Çünkü Afrodit aşkıma geri döneceğimi söylemişti. Herkes savaşırken Annabeth ' e arkasından kılıcıyla koşan bir gigant gördüm. Bilmiş kızım arkadan gelen giganttan habersiz önündekilerle dövüşüyordu. Bağırıp haber vermeye çalıştım ancak sesim çıkmadı. Koşmaya başladım. Ne yapacağımı ben bile kestiremiyordum. Belkide gigantın üstüne atlardım ya da kılıçla Annabeth ' in arasına girerdim. Ancak giganta atlama fırsatım yoktu. Hiç düşünmeden Annabeth ' in arkasına geçtim. Gigant kılıcını tam saplayacakken toz oldu. Şaşkınlıkla arkamı döndüm. Annabeth ' in yerinde Afrodit vardı. Tanrıça yüzündeki kararlı gülümsemesiyle iki elini omuzlarıma koydu. Gözlerini kapadı ve birşeyler fısıldamaya başladı.
- Seni kutsuyorum Perceus Jackson. Aşkına verdiğin değeri ispatladın. Ve sana bir hediye bırakıyorum. Senin için acı çeken kalpler artık bu acıyı hissetmeyecekler. Kalpleri huzur bulacak.
- Anlamıyorum.
- Bunun önemi yok.
Afrodit ' in kutsaması kalbimdeki tüm kötü hisleri yok etmişti. İçimde hissettiğim ferahlıkla gözlerimi açtım. Elimi tutan bilmiş kızım şaşkınlıktan ağlamaya başlamıştı. Gözyaşlarını sildim ve ona tüm özlemimle doya doya sarıldım. Çilek kokulu saçları yaşam kaynağımdı adeta. Mutluluktan yaşlı olan fırtına grisi gözlerine baktım. İki eliyle yüzümü avuçlarının içine aldı. Elleri sıcacıktı , içimi ısıtıyordu.
- İyisin.
- Evet iyiyim.
Alnımı onunkine dayadım.
- Geçti artık.
- Hiç geçmeyecek sandım.
- Biliyorum.
Bir süre öylece durduk. Ayrıldıktan sonra Thalia geldi. Beni görünce yüzünde sevinçle karışık bir şaşkınlık belirdi.
- Percy , geri gelmişsin !
Gülümsedim ve ayağa kalkıp sarıldım.

Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve OlimposlularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin