2- SONSUZ UYKU

852 45 4
                                    

GELECEK

Vücudum yeniden birleştiğinde kendimi melez kampında buldum. Karşımda jüpiter kampının melezleri ve melez kampından birkaç kişi vardı. Hepsi düzenli bir ordu gibi dizilmiş bana bakıyorlardı. Yanımda Reyna , Jason ve Luke vardı. Luke... Yaşıyordu. Ona bakarken donmuş kalmıştım. Bana yüzünü buruşturup
" ne var ? " dedi. Bakışlarımı kaçırıp " hiçbirşey " dedim. Reyna tuhaf tuhaf bana bakıyordu. " Gel benimle Percy. " Reyna ' nın peşinden büyük eve doğru gittim. Eve girince beni kolumdan tutup beş yaşındaki bir çocukmuşum gibi sandalyeye oturttu. " Dökül bakalım. "
Gözlerimi kaçırarak " ne ? " diye sorunca göz devirdi.
" Neyin var yosun kafa ? Percy ben senin kız arkadaşınım. Gözlerini kaçırıyorsun buda demek oluyorki birşey var. " Reyna benim kız arkadaşım mıydı şimdi ? Şaka bu heralde. İşler nasıl daha karışık hale gelebilirdi ki ? " Kafam biraz karışık neler olduğunu anlatır mısın ? " Reyna şüpheli gözlerle beni süzdü. Daha sonra anlatmaya başladı. " Percy bir amacımız var , bunu gerçekleştirmeliyiz. Kardeşin hala o melezlerle kaçıyor. Daha fazla saklanamaz. "
" Dur biraz , ne ? Bak hatırlamıyorum tamam mı anlat bana. "
" Sen gerçekten iyi değilsin. Bak Gaia ' yı uyandırmamız lazım. Elena ve senin kanın gerekli. Ancak Elena kaçıyor. Annabeth ve Thalia ile. O hainleri öldüreceğim sana söz. " Elim başıma gitti. Başımda tuhaf bir ağrı vardı. Kendi kendime mırıldanarak konuşuyordum. " Böyle olmamalıydı. Nasıl yapacağım ? "
" Neyi nasıl yapacaksın ? "
" Elena ' yı ve diğerlerini bulup bana getir. Hiçbirine zarar gelmesin. " O sıra eve biri girdi. Bu Jason ' dı. Yüzünde keyifli bir sırıtma vardı. Bana baş selamı verip açıklamaya koyuldu.
" Hainler yakalandı Percy. "
" Nerdeler ? " diye sordu Reyna. Bende olabildiğince birşey belli etmemeye çalıştım. " Zindandalar. " Jason ' a ciddi bir ifadeyle onları buraya getirmesini söyledim. Bir süre sonra içeriye elleri zincirli kardeşim , gerçek sevgilim ve arkadaşlarım girdi. Elena , Annaneth , Thalia , Nico , Leo... Hepsi bana iğrenerek bakıyorlardı. Reyna ve Jason ' a çıkmalarını söyledim. Birşeylerden şüphelenmişlerdi ancak itiraz etmediler. Onlar çıkar çıkmaz arkadaşlarımın zincirlerini çözdüm. Onlar sormadan açıklamaya koyuldum. " Bakın başka zaman diliminden geliyorum. Gelecekte herşey mahvolduğu için geçmişe gittim ve düzeltmeye çalıştım. Ancak herşey daha da kötüleşti. Ben bildiğiniz Percy Jackson değilim. Hiçbirimiz şuan ki kişiler değiliz. Buna ben sebep oldum. Ancak bunu düzelteceğim. Güvenin bana lütfen. " Hepsi şaşkın şaşkın bana bakıyorlardı. Bana inandıklarını gözlerinde görebiliyordum. Annabeth
" zaman tanrıçası sana bir saat verdi değil mi ? " diye sordu. Başımı evet anlamında sallayıp saati çıkardım. Elena kolumu tutup gözlerimin içine baktı.
" Herşey nasıl başladı ? Neden bu zaman yolculuğunu yapıyorsun ? Yaptıklarım yüzünden mi ? "
" Elena olanların tek sorumlusu sen değilsin. Zaman yolculuğunu sizi , dostlarımı kurtarmak için yaptım. Çünkü hepiniz öldünüz. Melez kampı katledildi. Bunu düzeltmek istedim ancak herşeyi batırdım. Şimdi yeniden geçmişe gitmeliyim. " Thalia araya girerek " hangi zamana gidip düzeltmeye çalışıyorsun ? " dedi. O bunu sorunca birşey farkettim. Hep aynı güne dönmüştüm. Belkide herşeyin başladığı yer orası değildir. " Elena ve benim doğduğum güne. Dur biraz yanlış yapıyorum. Herşeyin başladığı yer... " Annabeth sözümü tamamladı. " Doğduğunuz gün değil. " Leo araya girdi.
" Peki ne zaman ? Tüm bu lanet saçmalık ne zaman başladı ? " Kafam karışmıştı. Zihnimin bulanıklaştığını hissediyordum. Ağzımda birşeyler geveledim. " Ben... Şey... Hatırlayamıyorum. Buraya ne için geldim ? "
Hepsi endişeli bir halde bana bakıyorlardı. Elena konuştu.
" Melez kampını kurtarmak için geldin ya az önce söyledin. " Sonra birden bulanık anılarımı hatırladım. Hangi zamana gitmem gerekiyordu ? Baş ağrım artınca sandalyeye oturdum.
" Çocuklar yardım etmelisiniz. Bunu nasıl düzelteceğim ? " Thalia araya girdi. " Biliyorum... Galiba gitmen gereken zaman... " İçeriye kılıçlarını kuşanmış birsürü melez girdi. Başlarında Jason ve Reyna vardı. Nico önüme geçerek hançerlerini çekti. Annabeth , Thalia , Elena , Leo... Hepsi savaşmaya hazır bir konumda bekliyordu. Bende cebimden Dalgakıran ' ı çıkarıp önlerine geçtim. Reyna üzgün bir halde bana bakıyordu. " Neden bu hainlerle iş tutuyorsun Percy ? Bana bunu nasıl yaptın ? "
" Bu zamandan değilim , zaman yolculuğuyla buraya geldim. İşleri düzeltmek için. Ve şimdide aynısını yapacağım. " Onlar harekete geçmeden saati çalıştırdım. Saat beni rastgele bir zamana gönderdi.

****************************

GEÇMİŞ

Kendimi mağarada buluverdim. Burası Gaia ' yı öldürdüğümüz yerdi. Ancak ben neden bu zamana gelmiştim ? Bir saniye , okuyucu birazdan dank edicek bekle lütfen. Dilimin ucunda , çık artık. Tabi ya ! Herşey Gaia ' yı öldürmemizle başladı. Belkide Thalia ' yı kurtarırsam kanı akmayacak ve Gaia uyanmayacaktı. Bu fikirde karar kıldım. Zamanı Gaia ' nın öldüğü güne ayarlayıp düğmeye bastım.

****************************

GEÇMİŞİN GEÇMİŞİ

Vücudum birleşince günlerce kapalı kaldığım mağarada olduğumu anladım. Olaylar olmadan yetişme şansım vardı hala. Kayanın yerinden oynadığını gördüm. Arkadaşlarım şu an beni kurtarıyorlardı. Birşey kayayı tutup geriye fırlatınca onun Frank olduğunu farkettim. Annabeth koşarak yanıma geldi. O ana kadar yerde yattığımı farketmemiştim. Bana ambrosia yedirdiler. Daha sonra ayağa kalktım ve Thalia ' yı sordum. Annabeth dışarıda olduğunu söyleyince onları bırakıp koşarak mağaradan çıktım. Thalia etraflarını sarmış canavarlarla savaşıyordu. Tek seferde birkaçıyla dövüşürken arkasından bir kılıç uzandığını gördüm. Koşarak kılıcın önüne atladım.
Sonrası ne mi ? Acı... Göğsümün ortasında tarif edilemez bir acı... Derinden yakan , içimi saran bir acı... Ve uzun , çok uzun bir uyku... Soluksuz , yaşamla ölüm arasında , belki bir saniyelik , bekide bir asırlık... Soğuk bir uyku , ölüm gibi bir uyku...
Göğsümdeki kılıcı çekip çıkardım. Arkadaşlarımın bağırışları arasında bilincimi yitirdim. Ve sonsuz uykuya hapsoldum.
Bu uykuya uzun süredir ihtiyacım vardı. Bu an uzun zaman önce olmalıydı. Umudum yok mu ? Hala var , hep var... Onlar için sımsıkı sarıldığım umudum her zaman var. Onlar için... Dostlarım , kardeşim , aşkım için... Beni hayata bağlayan tek şey onlardı. Ancak sanırım vakti geldi. Onları yarı yolda bırakacağımı düşünebilirler. Belkide bunu istediğimi. Yalan söylemeyeceğim , bunu istiyorum. Bunu istediğimi o mağarada anlamıştım. Bunu bana Elena farkettirdi. Haklıydın kardeşim birşeyi çok iyi anlayacaktım , ölmem gerektiğini.
Umarım Thalia ' yı kurtarmak işleri düzeltmiştir okuyucu. Ben bir süre buralarda olmayacağım. Belkide dönmeyeceğim. Bu onlara bağlı , dostlarıma... Bu bir veda değil , unutma ;
Biz Herşeyin Üstesinden Gelebiliriz !

YAZARDAN

Percy ' nin de dediği gibi , bu bir veda değil. Böyle bir bölümü yazacağımı ben bile tahmin etmiyordum. Neyse uzatmayı pek sevmem , okumaya devam melezler...


Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve OlimposlularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin