1- KEHANETİN UMUDU" Lanet birinizi alacak... "
Yeniden merhaba dostlarım , burada olmak harika. Elena ' nın başına gelenlerden sonra buna ihtiyacım vardı.
Hatırlarsanız o kaltak Gaia ' yı yokettiğimizde son sözü şu oldu " lanetimi hissedeceksin hain. " Başta bunu pek ciddiye almadım. Keşke alsaydım diyorum. Belki o zaman çok geç olmadan önce kardeşimi kurtarabilirdim. Elena nerede bilmiyorum. Ne halde bilmiyorum. Kampta elim kolum bağlı durdukça kafayı yiyecek gibi oluyorum. Sürekli savaş antrenmanı , kılıç talimleri yapıyorum. Annabeth ' ten uzak duruyorum ve en çok da beni bu üzüyor. Birsürü kişi benim yüzümden acı çekti , Annabeth ' e de aynısının olmasına izin veremem. Arkadaşlarım bazen yanıma gelip benimle kılıç dövüşü yapıyorlar. Çoğunlukla bunu yaparken konuşup moralimi düzeltmeye çalışıyorlar. Nico bile... İlk Leo geldi ve onu çabucak yere serince pek konuşacak vakti olmadı. Bir süre sonra Frank geldi. Frank pek konuşkan biri değildir. Buna rağmen o bile kendinden beklenecek performansın üstüne çıkarak benimle konuştu. Bir an Thalia ' nın adı geçince dikkatim dağıldı ve kılıcımı düşürdüm. Kılıcımı eğilip almadım öylece ona bakakaldım. Donup kalmıştım , Thalia ' nın öldüğü an gözlerimin önünden geçiyordu. Bir süre sonra birinin beni kolumdan tutup kendime getirmeye çalıştığını farkettim. Bu Annabeth ' ti. Onu her görüşümde içimdeki acının azda olsa hafiflediğini hissederdim.
" Percy iyi misin ? "
" Ben... Şey... İyiyim , iyiyim. "
Kılıcımı alıp Poseidon kulübesine yöneldim. Ve o gün farkettimki Gaia ' nın lanetinden bende nasibimi almıştım. Ruhum onu yokettiğimizden beri azap içindeydi. Uykularım kaçıyordu , yemek yiyemiyordum... Şuan babamla konuşmamın bana çok iyi geleceğini düşündüm. Bu yüzden gözlerimi kapattım ve babama seslendim. Bu çok aptalcaydı ama beni duyabildiğini hissediyordum.
" Baba , sana ihtiyacım var. Hiç olmadığım kadar berbat bir haldeyim. Lütfen duy beni... "
Daha fazla konuşamadım. Hiçbirşey olmadı , zaten olması da tuhaf olurdu. Nehir kenarına gittim. Orası beni rahatlatırdı her zaman. Gözlerimi kapadım ve suyun sesini dinledim. Omuzumda bir el hissettim. Kafamı çevirince karşımda duran Jason ' ı gördüm. Thalia ' nın ölümünden beri yanıma hiç gelmemişti. Ne yapacağımı bilemedim başımı yere indirdim. Ona bakınca Thalia gözlerimin önüne geliyordu.
Jason " oturabilir miyim ? " diye sordu. Cevap vermedim , evet anlamında başımı salladım. Yanıma oturdu ve bana bi kutu kola uzattı. Başımın hala eğik olduğunu farkedince kaldırıp suya baktım.
" Hayır sağol. "
" Percy al iç şunu. Bunları getirtmek kolay değil. "
Kolayı aldım ama içmeden elimde tuttum. Bir süre öylece suyu izledik. Jason konuşmaya başlayınca ona bakmadan dikkatimi onu dinlemeye verdim.
" Ablamın ölümü senin hatan değildi. O benim yüzümden öldü. Nico sayesinde onunla vedalaşabildim. Bana Elysium ' da mutlu olduğunu ve kendimizi suçlamaktan vazgeçmemizi söyledi. Percy , bunu özellikle senin için söyledi. Anlıyor musun beni ? "
Gözlerimden akan yaşlara hakim olamadım. En son Thalia öldüğünde böyle ağlamıştım. Jason ayağa kalkıp yanımdan uzaklaştı. Ardından arkamdan Annabeth ' in seslendiğini duydum. Yalnız değildi. Jason , Piper , Hazel , Frank , Leo , Nico... Dostlarımın hepsi toplanmış bana bakıyorlardı. Yutkundum , Annabeth ileri çıkarak elimi tuttu. Sonra bir anda bana sıkıca sarıldı. O , Jason , Frank , Nico bile ağlıyorlardı. Annabeth sarılmayı bitirince geri çekildi. Ve konuşmaya başladı.
" Hepimiz ağır şeyler yaşadık. " Yutkundu. " Tüm bunların sorumluluğunu alamazsın , bu haksızlık. O mağarada ne yaşadın bilmiyorum , bilmiyoruz... Ama şunu bil yosun kafa her zaman yanındayız , yanındayım. " Nico konuşmaya devam etti.
" Elena için bir umut var. Üzme kendini boşuna. "
" Ne ? Nasıl yani ? "
Piper cevap verdi.
" Kahin yeni bir kehanet söyledi. Elena ile ilgisi olduğunu düşünüyoruz. Eğer öyleyse onu kurtarabiliriz. "
İçime bir umut ışığı doldu. Gülümsedim. Hepsi aynen karşılık verdi. Sonra topluca sarıldık. Bu çok iyi hissettirmişti. Ayrılınca birlikte büyük eve yürümeye koyulduk. Hazel ' in dediğine göre Kheiron bizi bekliyordu.
İçeri girdiğimizde Kheiron baş selamıyla bizi karşıladı.
" Oturun çocuklar. "
Masanın etrafına oturarak Kheiron ' a baktık.
" Bildiğiniz üzere kahinimiz Racheal bize yeni bir kehanet bildirdi. Herşeyden önce Percy ' nin de kehaneti duymasını istiyorum. "
Can kulağıyla onu dinledim. Kehanetin satırları bir bir beynime kazınıyordu.
" Bozacak kahraman laneti
Değiştirecek kaderi
Kaybolacak kara sularda
En değer verdiği
Uyanacak toprak ana
Koyacak yerine laneti
Kahraman , kabul et isteği
Kurtaracaksın sonunda kıymetlini...
Percy ne düşünüyorsun ? "
" Ben bilmiyorum , sanırım kardeşimin üstündeki lanet kalkacak. Yani kehanet bunu söylüyor. "
Nico devam etti.
" Kahramanın kaderi değiştireceği ve en değerlisinin kaybolacağı da var. "
Frank söze girerek " ve kıymetlisini kurtaracağı da " dedi. Ardından Piper şüpheli bir ses tonuyla konuştu.
" Kehanette kahramanın isteği kabul etmesi söyleniyor. "
Tüm bunlar kafa karıştırıcıydı ama herkesin en çok merak ettiği şeyi biliyordum. Çekinmeden söyledim.
" Peki kehanetteki kahraman kim ? "
Uzun süredir sessiz olan Leo araya girdi. Belliki elindeki aletin tamiri bitmişti.
" Dostum yeterince açık değil mi ? Bence sensin. "
Herkes ona bakınca ellerini kaldırarak " ne var ? Hepiniz böyle düşünüyorsunuz mankafalar " dedi. Frank homurdanıp kollarını önünde birleştirdi. Annabeth ve Hazel birkaç şeyi fısıldayarak konuşup Piper ' a döndüler. Aralarında ne konuştuklarını çok merak etsemde dinlemeye çalışmadım. Zaten Annabeth ben sormadan açıklardı. Bir süre sonra Annabeth " 2. Argo yola çıkmalı " diyerek bombayı ortaya attı. Piper açıklamaya koyuldu.
" Elena ' yı kurtarmak için sefere çıkmalıyız. Percy sana söylemedik ancak nereye gittiğini biliyoruz. "
" Nasıl ? Bunu nasıl saklarsınız ? Annabeth ? "
" Percy biliyorum söylemeliydik ancak bilmenin bir faydası olmazdı. Kötü durumdaydın , o halde ne yapabilirdin ki ? "
" Onu kurtarmak için bir umudum olurdu. "
Ayağa kalkarak büyük evden çıktım. Gerçekten kızmıştım. Haftalardır kardeşimi nasıl kurtaracağımı kara kara düşünmüşken en yakınımdaki insanlar bunu benden saklamışlardı. Büyük evden Nico ' nun çıktığını gördüm. Yanıma gelerek konuştu. " Elena bilmeni istemedi. Peşinden geleceğini biliyordu. Annabeth ' e söz verdirtti. "
" Nerden biliyorsun ? "
" Gölgelerin içinde onları dinledim. Bildiğimi bilmiyorlar. Neyse onlara kızma , kardeşin istedi onlardan bunu. "
" Sağol dostum. " Ona sarıldım , o da aynen karşılık verdi. Sonra birlikte büyük eve girdik.
Annabeth endişeli gözlerle bana bakıyordu. Yanına gittim ve elini tuttum.
" Neden sakladığınızı anlıyorum. Keşke söyleseydiniz ama artık önemi yok. " Diğerlerine döndüm ve " o zaman ne bekliyoruz , yolculuk vakti " dedim. Gülümsediler. Hepsinin gözlerindeki ışığı görebiliyordum.
Akşama doğru herkes kulübesine çekilince yarınki yolculuk için dinlenmeye koyuldum. Haftalar sonra ilk kez rahat bir şekilde uyumuştum.*Yazardan*
Bu bölümün biraz sıkıcı olduğunun farkındayım ancak yolculuk yeterince heyecanlı olacağından fazla dert etmiyorum. Fazla uzatmiyim iyi okumalar melezler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve Olimposlular
FanfictionSizce melezler hep tek midir ? Peki melezlerin hiç ikizleri olabilir mi ? Gaia uyanmadan ve titan devri başlamadan önce Percy ' nin karşısına hiç beklemediği biri çıkıyor. Bu kişi onun hayatını mı kurtaracak yoksa onu bir felakete mi sürükleyecek...