Uyandığım sırada kendimi zindanda buldum. Boynumda bir acı vardı. Elimle yoklayınca demir tasma olduğunu farkettim. Üstümde tuhaf turuncu renkte bir tulum vardı. Etrafıma bakınınca benim gibi birsürü kişinin daha doğrusu erkeğin aynı durumda olduğunu gördüm. Yüksek bir siren sesiyle birlikte herkes ayağa kalktı. Yanımda duran Nick ' i o sırada farkettim. Suratı asık bir halde etrafına bakınıyordu. Ona
" nerdeyiz ? " diye sordum. Tek yaptığı omuz silkmek oldu. Zindanın kapısı açıldı ve herkes sırayla çıkmaya başladı. En arkada ben ve Nick vardık. Boynumdaki demir tasma canımı yakıyordu. Bu yüzden çekiştirip duruyordum. Etrafımızda yürüyen amazonlardan biri sırtıma sopayı geçirince düşecek gibi oldum. Sonra elimi tasmadan çektim. Bizi sıra halinde maden gibi bir yere götürdüler. Hepimize kazma dağıttılar. Herkez madenin duvarlarına kazmayla vurmaya başladı. Benim buna niyetim yoktu. Nick beni uyarıp kazmaya başladı. Omuz silkip yerimde bekledim. İki amazon karşıma geçti. " Hemen başla , birdaha uyarmayacağız. " Onlara ciddi bir ifadeyle baktım.
" Bana bunu yaptıramazsınız. Birde çıkarın şu şeyi boynumdan artık kızmaya başlıyorum. " Kızlar birbirlerine bakıp güldüler.
" Sinirlenirsen ne olur ? Bize gücün yetmez. Şimdi çalışmaya başla. " Kızlar çalışmama dair belirti görmeyince beni bir odaya götürdüler. Ellerimden tavana asıp kırbaç çıkardılar.
" Asilere ne yaptığımızı göreceksin Poseidon ' un oğlu. " Odaya Diana ve Hylla girdi. Hylla kızgın bir şekilde elinde kırbaç olan amazona bağırdı. " Ne yaptığını sanıyorsun !? " Kız kekeleyince Diana ' ya döndü. " Çözün onu. " Diana hızlıca ellerimi çözüp boynumdaki demir tasmayı çıkardı. Kırbacı tutan kıza dik dik bakıp Hylla ' ya döndüm. " Bu rezaleti açıklamak ister misin ? " Hylla Diana dışında herkesi odadan çıkarıp bana döndü.
" Arkadaşın Enzo senin amazonlar tarafından kaçırıldığını söyledi. Diana ' dan durumu öğrenince düzeltmeye geldim. Kusura bakma kızlar Nick ' i koruduğunu görünce senide suçlu zannetmişler. "
" Nick bana öyle söylemedi. "
Hylla gülümsedi.
" Tanımadığın birine neden güveniyorsun Percy ? Nick bir hırsız. " Daha sonra Diana ' ya döndü. " Çipi çıkar. " O söyleyene kadar çipi unutmuştum. Diana cebinden kumanda çıkarıp düğmeye bastı. Çip olduğu gibi saplandığı yerden yere düştü. İçime bir enerjinin dolduğunu hissediyordum. Bu iyi hissettirmişti. Üstümdeki tulumu çekip çıkardım. " Tekrar kusura bakma Percy , birdaha olmayacak. Artık gidebilirsin Enzo seni bekliyor. " El sıkıştık daha sonra Diana çıkışa kadar bana eşlik etti. Enzo beni görünce üstüne bir rahatlık çöktü. " İyi eğlendin mi bari ? " diye benimle dalga geçti. Sırıtıp omuzuna vurdum. Bana kaybettiğim çantamı ve kılıcımı uzattı. Çip yüzünden Dalgakıran cebime geri dönmemişti. Dolmakalemi cebime atıp Enzo ile yola koyulduk. Diana özür amaçlı bizi New Haven ' a araçla bıraktı. Enzo karnının acıktığını söyleyince bende acıktığımı farkettim. Şehrin sokaklarında dolaşırken karşımıza çıkan ilk restorana girdik. Enzo kendine en büyük hamburger menüsünü sipariş ederken ben orta boy bir menü sipariş ettim. Yemeklerimizi yerken gözüm karşı masada oturan kıza ilişti. Bize arkası dönük oturmasına rağmen keskin bakışlarını üstümde hissediyordum. Siyah saçlarının üstünü kapatan yeşil şapkası yüzünden ona dikkatli bakamıyordum. Arada kafasını yana çevirip bakıyordu. Enzo ' ya birşey hissettirmeden kızı izledim. Kız ona baktığımı farkedince hesabını ödeyip masadan kalktı. O hızlıca çıkışa giderken bende Enzo ' ya tuvalete gideceğimi söyleyip masadan kalktım. Kızı hissettirmeden takibe koyuldum. Beni farkedince hızlanıp köşeyi döndü. Koşarak oraya gittim. Etrafıma bakındım ancak kız ortada yoktu. Daha fazla oyalanmadan masaya döndüm. Enzo ' yu patateslerimi yerken yakaladım. Ona ters ters baktığımı farkedince elini kolasına yönlendirdi. Bende yemeğimi yiyince oyalanmadan mekandan ayrıldık. Taksiye atlayıp sahile indik. Enzo göz kararıyla sahili ikiye böldü. Ben sağ tarafı o sol tarafı arayacaktı. Beklemeden sulara daldım. Yaklaşık iki saat yüzdükten sonra bakacağım başka yer kalmamıştı. Yüzeye çıkarak sudan çıktım. İleride kumların üstünde uzanmış olan Enzo ' yu gördüm. Yavaş adımlarla yanına gittim. Uzun süre yüzmek beni yormuştu. Bende onun gibi kumlara uzandım. Enzo sağolsun beynimi şişirmeye başladı. " Nerde kaldın ? Bir saattir seni bekliyorum. " Göz devirerek cevap verdim.
" Denizin 3 ' te 1 ' ini alsaydım bende bir saatte bitirirdim. " Bana yine o egolu bakışı atarak " hiçte bile " deyince birşey demedim. Üstümde tuhaf bir his vardı. Sanki birisi bizi izliyordu. Enzo ' ya farkettirmeden etrafıma bakındım. Kimse yoktu ancak bu his hala beni rahatsız ediyordu. " Enzo hadi gidelim artık. " Bana tuhaf tuhaf bakıp " neden ? " diye sorunca kolundan çekiştirmeye başladım.
" Sanırım birisi bizi izliyor. Restoranda da bir kız izliyordu. Hadi tüyelim buradan artık. " Enzo sonunda kalkmaya gönüllendi. Birlikte hızlıca şehrin kalabalık tarafına gittik. Bulduğumuz ilk pansiyonda bir gecelik oda kiraladık. Pansiyonun tuhaflığı birtek beni ürpertiyordu. Enzo ise hiçbirşey olmamış gibi normal davranıyordu. Pansiyondaki görevlinin tuhaf bakışları arasında odaya çıktık. Odada tek bir ranza , eski dolap ve masadan başka birşey yoktu. Enzo çantasını hızlıca ranzanın üst katına bıraktı. Yorgun olduğumdan onunla yatak kavgası yapmayacaktım. Çantamı bir kenara atıp yatağa uzandım. Enzo horul horul uyurken benim gözüme bir damla uyku girmiyordu. Yorgunluktan bitik halde olmama rağmen uyuyamıyordum. İzlenme hissini birtürlü içimden atamıyordum. Yataktan kalkıp pencereye gittim. Odanın basıklığı beni boğuyordu. Camı açıp dışarıyı seyrettim. İleride bir hareketlenme oldu. Birisi cama çıktığımı görünce çalıların arasına girdi. Biraz daha uzanıp bakayım derken az kalsın aşağıya düşecektim. Geriye çıkıp camı kapadım. Uykunun ağırlığı yavaş yavaş üstüme çöküyordu. Yatağa uzandığım gibi uykuya daldım. Kendimi çok tuhaf bir rüyanın içinde buluverdim. Annabeth ile su yüzeyinde dans ediyorduk. Herşey gerçek olamayacak kadar mükemmeldi. Sonra bir anda su tarafından yutuldum. Boğulma hissini ilk kez tadıyordum. Çırpındım ancak işe yaramadı. Son anda karşıma biri çıktı. Yüzü karanlıktı ve beni izliyordu. Ben çırpınırken tek yaptığı izlemekti. Yüzünün karanlığından kim olduğunu anlayamıyordum. Rüyam boğularak ölmemle bitti ve öksürerek uyandım. Sanki gerçekten boğuluyormuşum da son anda kurtulmuşum gibiydi. Doğrularak ranzanın üst katına baktım. Enzo yerinde yoktu. Yataktan çıkıp banyoya yöneldim. Tam kapıyı açacaktım ki içeriden Enzo çıktı. Bana tuhaf bakıyordu. " Percy sen iyimisin ? " Ona şaşkınlıkla bakarak cevap verdim. " Evet neden sordun ? " Elindeki havluyu uzatarak
" sırılsıklamsın da ondan " dedi. Üstüme bakınca gerçekten sırılsıklam olduğumu farkettim. Sonra birden üşümeye başladım. Enzo elini anlıma koyup
" dostum ateşin var , git üstüne değiştir " deyince hızlıca banyoya gittim. Üstümü değiştirip yatağıma uzandım. Yorgunluktan yürüyecek halim yoktu. Üşümem iyice artınca Enzo kendi battaniyesini de verdi. Gerçekten hiç iyi hissetmiyordum. Gözlerimi açamıyordum ve üşümem geçmiyordu. Bir ara Enzo ' nun Iris mesajı gönderdiğini hayal meyal hatırlıyordum. Sonrası yok , uykuya dalmışım. Uyandığım sırada çiftlik evi gibi biryerdeydim. Üzerimdeki kıyafetlere kadar herşey bambaşkaydı. Aşağıdan gelen sesi duyunca içim rahatladı. Bu annemin sesiydi. " Percy , hadi canım kalk artık. " Durumun tuhaflığını nedense düşünemiyordum. Bulunduğum odanın kapısı açıldı. İçeriye çiftçi kıyafetli bir adam girdi. Bu Poseidon ' du. Pekala durum gerçekten tuhaftı. " Kalktın mı evlat ? Hadi hızlı ol çok işimiz var. "
Şaşkın şaşkın ona bakıyordum. " Baba neler oluyor ? " Bana dalga geçer gibi baktı. " Sanırım henüz uyanamamışsın. Neyse kahvaltı vakti acele et. " Cevap vermemi beklemeden odadan çıktı. Yataktan çıkıp yüzümü yıkayarak merdivenden aşağı indim. Babam mutfak masasında kahvaltı yapıyordu. Annem ise çay koyuyordu. Benim şaşkın bakışlarıma aldırış etmiyorlardı. " Anne , baba neler oluyor ? " Annem elindeki demliği bırakıp yanıma geldi. " Percy iyimisin ? " Babam tuhaf tuhaf bizi izliyordu. " Ben iyiyim ancak siz nasıl bir aradasınız ? Biz nerdeyiz ? "
Annem endişelenmeye başlamıştı. Babamda masadan kalkıp yanımıza geldi. " Percy neyin var ? "
" Baba asıl sizin neyiniz var ? Enzo nerde ? " Annem ve babam birbirlerine bakıp bana döndüler. " Percy Enzo kim ? " Birkaç adım geri gittim. " Kimsiniz siz ? Nerdeyim ben ? " Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve Olimposlular
FanfictionSizce melezler hep tek midir ? Peki melezlerin hiç ikizleri olabilir mi ? Gaia uyanmadan ve titan devri başlamadan önce Percy ' nin karşısına hiç beklemediği biri çıkıyor. Bu kişi onun hayatını mı kurtaracak yoksa onu bir felakete mi sürükleyecek...