6- KAPKARA SULAR

962 50 3
                                    

Jason hınçla Elena ' ya yöneldi. Elena hiç görmediğim kadar öfkeli görünüyordu. Ellerini iki yana açmış kampın nehrindeki suları etrafında toplamıştı. " Zeus güçlerimizden korkuyor ! Kendi çocuklarından çok daha güçlüyüz diye ölmemizi istiyor ! Bakalım ortada bir çocuğu kalmayınca ne yapacak ? " Şaşkınlıktan dilim tutulmuş olanları izliyordum. Jason bile olduğu yerde durmuş şaşkınlıkla Elena ' ya bakıyordu. Acım hafifleyince yerden kalktım. Elena kocaman bir su kütlesini Jason ' ın üstüne göndermişti. Koşarak Jason ' ın önüne geçip suları durdurdum. Ancak kontrol etmek zordu , Elena direniyordu. " Elena kes şunu ! " diye bağırdım. Sesimi duyunca sakinleşip suları geri çekti. İkimizde çok yorgun düşmüştük. Göğsümdeki yanık ağrımaya başladı. Nefes alışım zorlaşıyordu. Dizlerimin üstüne çöktüm. Göğsümdeki yarayla suları kontrol etmek beni yormuştu. Kheiron yanıma gelerek bana ambrosia yedirdi. Yaram iyileşince ayağa kalktım. Elena endişeyle bana bakıyordu. " Özür dilerim... Percy , gerçekten çok üzgünüm. Kendimi kaybettim. " Jason ' da yanıma gelip teşekkür etti.
" Hayatımı kurtardın sana borçluyum. "
" Ben yapmam gerekeni yaptım. Biz birbirimize güvenmezsek , bize bizden iyi düşman olmaz. Artık birlik olmalıyız. "
" Percy doğru söylüyor " dedi Annabeth. Onu dünden beri görmemiştim. " Birlik olmalıyız. Tanrılarda bunu yapmalılar. " Ona hayranlıkla bakıyordum. Kırgınlığım bile geçmişti. Jason ' a elimi uzattım.
" Barış mı ? " dedim. Oda gülümseyerek elimi sıktı.
" Barış. " Herkes alkışlamaya başladı. Jason Kheiron ' a dönerek " ben , Percy , Elena Annabeth ve Nico yeraltına gidip Hades ' i ikna etmeye çalışalım. Amazonlar , Jüpiter kampı preatorları ve yedilinin kalanı burada kalıp orduya karşı koysunlar " dedi.
" Ne ordusu ? " diye sordum. Kheiron iç çekerek " Gaia ' nın ordusu " dedi. Daha sonra üstüne ekledi. " Gaia yeniden oluşuyor. Şimdiden üstümüze bir ordu gönderecek kadar güçlendi. Üstelik oluşumu daha yeni başladı. Tamamlanınca ne olacak hiç bilmiyorum. Ordunun başında hiç bilmediğimiz bir gigant var. Gigantın ismi Gölge. " Araya girdim. " Ben burada kaliyim o zaman , Gölge ile nasıl başa çıkacaksınız ? "
" Sen burayı düşünme Percy , görevin çok daha önemli. "
Yola çıkacak olanlar hazırlanıp kampın girişine geldiler. Annabeth ' de gelince Jason nasıl gideceğimizi sordu. Annabeth ' e sinsice gülümseyip " manyak taksi şöförlerine ne dersin ? " diye sordum. O da bana gülümseyip " bence bu şapşallarda biraz korkmalı " dedi. Annabeth ve benim dışımda kimse ne demek istediğimizi anlamamıştı. Nico bıkkınlıkla " siz neden bahsediyorsunuz ? " diye sordu. Ona dönerek
" görürsün " dedim. Annabeth ıslık çalıp bekledi. 1 dakikaya kalmadan manyak taksi karşımızda belirdi. Taksinin şöför camı açıldı ve içeriden her zaman söyledikleri sözler duyuldu.
" Dolar veya nakit almayız yalnızca altın drahmi alırız. Şimdi kaldırın kıçınızı da binin hemen. "
Cam kenarına ben , yanıma Annabeth onun yanındada Elena oturuyordu. Fazla kişi olduğumuz için taksinin arkasında sihirli oturma yeri açılmıştı. Oraya da Jason ve Nico oturdu. Herkes yerleşince cehennem arabası harekete geçti. Annabeth ve ben alışkın olduğumuzdan diğerleri gibi çığlık atmıyorduk. 5 dakikalık yolculuğun ardından Hollywood ' da indik. Yeraltı dünyasına bildiğimiz en güvenli giriş burasıydı. Elena ve Nico ' nun hala başı dönüyordu. Birdaha bu çılgın şöförlerin arabasına binmeyeceklerine yemin ettiler. Jason ise buna bayılmıştı. Tekrar yapmak için can atıyordu.
Yeraltı dünyasının giriş kapısında yazan antik yunanca cümleyi okudum.
" Yazık size ey sefil ruhlar... "
Kayalar ve toprak dökülerek kapı ortaya çıktı. Hepimiz geçtikten sonra kapı tekrar kapandı. Karşımızda sandalda bekleyen bir adam vardı. Jason " kim bu azrail tipli adam ? " diye sorunca kıs kıs güldük. Annabeth ona dönerek " bizi Hades ' in sarayına götürecek " dedi. Adama altın drahmi uzatıp sandala bindik. Kısa bir yolculuktan sonra Hades ' in sarayına vardık. Nico önden giderek bize saldırmak isteyen cehennem tazılarını engelliyordu. Bir süre sonra taht odasına vardık. Ölülerin tanrısı tahtından bize bakıyordu. " Burada ne işiniz var ? " Nico öne çıkarak açıkladı. " Baba önemli bir konuyu konuşmaya geldik. "
" İşlerim var çabuk anlatın. " Nico bana kaçamak bir bakış
atınca benim konuşmamı istediğini anladım. Beklemeden söze girdim.
" Buraya sizden birşey istemeye geldik. İsteyeceğimiz şey iki taraf içinde avantaj. Gaia yeniden oluşmaya başladı. Hiç görmediğimiz bir güçle geri gelecek. Tanrıların onu yenebilmesinin tek yolu barış yapmaları. Ancak Zeus ve Poseidon savaşa hazırlanıyor. Onları engellemeniz lazım. "
" Peki bunu neden yapacakmışım ? "
" Gaia ' nın yeraltını pas mı geçeceğini düşünüyorsunuz ? O toprak ana ilk olarak burayı işgal edecektir. "
" Diyelim ki kabul ettim. Kardeşlerimin beni dinleyeceği ne malum. "
" Onlar tanrı bizi dinlemezler. Siz , Hades , ölüm ve yeraltı tanrısı... Sizden başkasına gidemezdik. " Bunlar benim ağzımdan mı çıkıyordu gerçekten. Kendime inanamadım. Hades tahtında kıpırdandı. Belliki bu işe gönüllüydü. " Bunu düşüneceğim. Şimdi toz olun. " Arkadaşlarımın hepsi memnuniyetle bana baktılar. Tam arkamızı dönmüş gidecekken Hades birşey söyledi. " İkizler burada kalacak. " Elena ve ben birbirimize baktık. " Neden ? " diye sordum. Taht odasına birsürü furya ve cehennem tazısı girdi. Hades sinsice gülümseyerek cevap verdi.
" Buradan sağ salim çıkmanıza izin veremem. Poseidon ' un gelmiş geçmiş en güçlü melezlere sahip olmasını doğru bulmuyorum. Diğerleri gidebilir , ikizler kalacak. " Nico öne atılarak konuştu. " Baba bunu yapamazsın. Poseidon sana savaş açar. "
" Poseidon Zeus ile meşgul çocuğum. Kaldıki bende Zeus gibi düşünüyorum. İkizlerden biri... Neyse şimdi gidin buradan. " Hiç tereddüt etmeden dolmakalemimi çıkardım. İlahi bronz sesi taht odasında yankı yaptı. Dalgakıran ' ı savaşmaya hazır bir konumda beklettim. Elena yanıma geldi ve elimi tuttu. " Deniz hükmedilmeyi sevmez " dedim ona. O da gülümseyerek " Poseidon adına " dedi. Başımı onaylarcasına salladım. Daha sonra Hades ' e döndüm.
" Buna bir son vermezsen Poseidon ' a savaş açmış olursun. "
" Yakalayın onları , diğerlerini de yeryüzüne gönderin. " Elena ile birlikte elimizi yere koyduk. Bende bir yandan Dalgakıran ' ı yere saplamıştım. Taht odası , hatta bütün yeraltı sallanmaya başladı. Üstümüze gelen cehennem tazıları kırılan yerlere düştüler. Furyalarla da arkadaşlarımız ilgileniyordu. Onlara olabildiğince depremi hissettirmemeye çalıştık. Hades tahtından " kesin şunu ! " diye bağırıyordu. Ona dönerek " Poseidon ' un gazabını kendin seçtin " dedim. Daha sonra depremi kestik ve yeraltını suyla doldurduk. Suyun nereden geldiğini bilmiyorduk , yoktan varolmuştu adeta. Daha sonra hiç beklemediğimiz birşey oldu. Hades zehirli , siyah bir dumanı suya karıştırdı. Su bizim kontrolümüzden çıkmıştı. Suyun rengi değişmeye başladı ve simsiyah oldu. Hades kapkara suyu üstümüze gönderdi. Kaçmaya bile fırsatımız olmadan akıntıya kapıldık. Birinin elimden tuttuğunu hissettim daha sonra gölgelere karıştık.
Kendimi Hollwood tabelasının altında yatarken buldum. Gözlerimi kırpıştırarak açtım ve yerimde doğruldum. Üstüm başım siyah birşeyle kaplıydı. Yanımda , kendilerine yeni gelen arkadaşlarım da aynı durumdalardı. Annabeth ' e döndüm " ne oldu ? " diye sordum. Nico ' ya bakarak
" sanırım Nico bizi gölge yolculuğuyla kaçırdı " dedi. Etrafıma bakındım " Elena nerede ? " Diğerleride çoktan ayağa kalkmış benimle birlikte Elena ' yı arıyorlardı. Telaşa kapılıyordum. " O-o nerde ? Nico nerde o ? "
" Bilmiyorum akıntıda kaybolmuş olabilir. Percy sakin ol ölmüş olsaydı hissederdim. " Kehanet aklıma gelince dizlerim tutmadı , yere oturdum.
" Kaybolacak kara sularda en değer verdiği... Bunu nasıl düşünemedim !? "
Jason kolumu sıvazlayarak
" merak etme , kehanetin son satırını düşün -Kurtaracaksın sonunda kıymetlini- Elena ' yı kurtaracaksın , endişelenme. " Bir Iris mesajı önümde belirdi. Mesajda Kheiron vardı. " Percy kamp düşmek üzere , çabuk yetişmeniz lazım ! Gölge çok güçlü ve yüzü seninle aynı. " Iris mesajı silikleşince ayağa fırladım. İçimden Karakorsan ' a seslendim. 1 dakika sonra Karakorsan yanımda belirdi. " Jason uçarak gel , Nico gölge yolculuğu , ben Annabeth ' le Karakorsan ' a bineceğim. " Onaylayarak başlarını salladılar. Vakit kaybetmeden kampa doğru yola çıktık. Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Olanlar üst üste geliyordu. Önce Elena , şimdi de kamp. Yanağımdan aşağı bir damla yaşın akmasına izin verdim. Annabeth nazikçe gözyaşımı silip yanağımdan öptü.
" Herşey düzelecek " dedi bana. Ama içimde buna inanacak en ufak bir umut kırıntısı bile kalmamıştı.
1.30 saat sonra kampa vardık. Heryer yakılmış , yıkılmıştı. Tam bir katliamdan farksızdı. Annabeth hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Melez kampı yok olmuştu. Gölgelerin arasında Nico belirdi. Yüzünde hiç görmediğim bir çökmüşlük vardı. " Ölümlerini hissettim. Öldüler... Birsürü melez... " Yanına giderek ona sarıldım. Nico çok sarsılmıştı. Onu bırakıp Annabeth ' in yanına gittim. Yerde cansız bir bedene bakıyordu. Bu kardeşlerinden Nick ' ti. Annabeth alnına bir öpücük kondurup bana sarıldı ve yeniden ağlamaya başladı. Bende kendimi daha fazla tutamadan ağladım. Jason yanımızda belirdi. Kampa yaşlı gözlerle bakıyordu. Daha sonra gözüne bir not ilişti. Ağaca bıçakla tutturulmuş bir nottu. Bıçağı çekip çıkararak notu aldı. Diğerlerinin de duyması için yüksek sesle okudu.

Bu sadece bir başlangıç.
Jason ve Percy bize katılın ve ölenlerin ruhlarını bağışlayalım. Toprak Ana ' yı uyandırmama yardım edin. Ölen tüm dostlarınız hayata dönecek , Styks nehri üstüne yemin ederim...

Not : Sizi lanetin başladığı yerde bekliyorum. 24 saatiniz var.
GÖLGE

Jason ' la birbirimize baktık. Annabeth ' i bırakıp ayağa kalktım. İkimizde aynı şeyi düşünüyorduk. Eğer dostlarımız geri gelecekse bu bedeli ödeyecektik. Etrafımdaki hareketsiz yatan bedenlere baktım. Onları göz göre göre ölüme terkedemezdim. Jason ' a baktım. " Benimle misin ? "
" Seninleyim. " Annabeth ve Nico hınçla karşı çıktılar.
" Percy bu bir tuzak ! "
" Annabeth haklı sizi kandırıyorlar. "
Jason benden önce davranıp konuştu. " Onları hayata döndürme fırsatını tepmeyeceğim. " Annabeth ' e döndüm ve alnımı alnına dayayarak onunla konuştum. Hala hıçkırarak ağlıyordu.
" Şşş... Bunu yapmama izin ver. Bilmiş kızım... Seni seviyorum. Dostlarımız için yapmalıyız. " Ona sıkıca sarıldım. Kokusunu doya doya içime çektim. Jason ' a bakınca yerde birine sarıldığını gördüm. Bu Piper ' dı. Jason onu son kez öptükten sonra yanımıza geldi. Annabeth ' ten ayrılıp Jason ' la Karakorsan ' a bindim. Nico ' ya dönerek
" birbirinizi koruyun " dedim. Başıyla onayladı. Karakorsan ' ı havalandırdım. Gölge ' nin bizi nerede beklediğini iyi biliyordum. Lanetin başladığı yer... Gaia ' yı yokettiğimiz yer...

Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve OlimposlularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin