11- ATLANTİS KRALI

1K 42 9
                                    

    Suda hızla ilerlerken karşıma kadın bir deniz canlısı çıktı. Onun gibi bir türü daha önce hiç görmemiştim. Gök mavisi teni ve deniz yeşili gözleri vardı. Beline kadar insana benzese de belinden aşağısı balık kuyruğuydu. Bana umut dolu gözlerle baktı.
- Sen Perceus Jackson mısın ? Poseidon ' un armağanının sahibi.
- Evet. Kimsin sen ?
- Adım Sirena , Atlantis ' in ordu komutanıyım. Atlantis ' in sana ihtiyacı var Perceus. Babanın armağanını Enzo denen hainden almalısın.
Enzo ' nun adını duyunca içimde derin bir öfke hissettim.
- Enzo Atlantis ' te mi ?
- Evet. Tahta oturdu ve orduyu seni öldürmek için kullanacak. Ben ve bir grup askerim senin tarafındayız. Atlantis ' in gerçek bir krala ihtiyacı var , bir haine değil.
- Enzo en sevdiğim kişiyi gözlerimin önünde öldürdü. Onunla bunun için savaşacağım ancak Atlantis ' in kralı olamam.
Sirena ' nın türünden bir grup deniz canlısı daha yanımıza geldi. Hepsi umutla benim tahta geçmemi istiyorlardı. Ancak ben asla bir kral olamazdım. Bu yükü taşıyamazdım. Bunu onlara açıkça belli etmiştim ki hepsinin yüzleri asıldı.
- Tahta çıkmasan bile onu koru.
- Sirena anlamıyorsun ben kral olamam. Enzo öldükten sonra yabayı size teslim edip yeryüzüne döneceğim.
Biz konuşurken güçlü bir siren sesi duyuldu. Balıklar dört bir yana kaçarken etrafımız Atlantis askerleriyle sarıldı.
- Teslim olun !
Etrafıma bakınırken Enzo ' yu gördüm. Üstüne giydiği zırhı onu benden koruyamayacaktı. Gözüm elindeki altın yabaya kaydı. Daha sonra tekrar ona baktım. Askerlere emir verdi.
- Onu canlı istiyorum. Kalanları öldürün.
Askerleri tereddüt edince tekrar bağırdı.
- Emrimi duydunuz !
Askerleri şüpheyle dediğini yaptılar. Onlar ileri atılınca Sirena ve bir grup askeri önüme geçtiler. Sirena güçlü bir sesle beni işaret ederek konuşmaya başladı.
- O Perceus Jackson ! Poseidon ' un armağanının gerçek sahibi ! Atlantis ' in gerçek kralı ! Ve siz bir hainden emir alıp onu öldüreceksiniz ! O üniformaya layık değilsiniz !
Askerler başlarını öne eğince bunu yapmayı istemediklerini anladım. Öne çıkarak konuştum.
- Enzo ! Sadece sen ve ben ! Korkaklık yapma da kabul et !
Enzo ' nun yüzünden onu kızdırdığımı anlayabiliyordum. Ve bu çok hoşuma gitmişti. Enzo kısa süreli sessizliğinin ardından konuştu.
- Yakalayın onu !
- Korkak !
Cebimden Dalgakıran ' ı çıkardım. Askerler tereddüt edip saldırıya geçtiler. Sayıları oldukça fazlaydı. Kılıcımla önüme gelene darbe indiriyordum. Enzo ' nun yabayla yaptığı darbeye kadar durum iyiydi. Altın yabayla kontrol ettiği köpek balıkları üstüme saldırdılar. Kısa süreli direnişimin ardından köpek balığı dişlerini omuzuma geçirince acıyla geriye süzüldüm. Sirena yanıma yüzüp omuzuma yosun sardı. Yosunlar acımı iyice arttırmıştı. Kısa bir süre sonra yaram iyileşti.
- Hayır !
Sirena ' nın bağırışıyla durumun farkına vardım. Benim tarafımda savaşan askerlerin hepsi yenilmişti. Geriye sadece ben ve Sirena kalmıştık.
- Perceus , gitmen gerek.
- Onu öldürmeden olmaz.
Askerler etrafımızı sardılar. Sirena hepsine öfkeyle bakıyordu. Askerlerse yaptıklarından utanır bir halde gözlerini kaçırıyorlardı. Benim tek gördüğüm Enzo ' ydu. Onu öldürmeden içimdeki ateş sönmeyecekti. Enzo ' nun askerlere emir vermesiyle kendime geldim.
- Getirin.
Kimden bahsediyordu bu ? İki askerin küçük bir kızı getirdiklerini gördüm. Küçük kız aynı Sirena ' ya benziyordu.
- Anne !
- Bell !
Bu Sirena ' nın kızıydı. Sirena öne atılınca kolundan tuttum.
- Şimdi değil.
Bana öfkeyle baktı.
- Nasıl şimdi değil !? Öldürecekler onu !
Enzo iğrenç gülümsemesiyle bana seslendi.
- Teslim ol Percy , bende bu kızı ve annesini bırakayım.
Biraz düşündükten sonra kılıcımı kapatıp dolma kalemi cebime koydum.
- Hayır Perceus.
- Benim yüzümden artık kimse ölmeyecek.
Sirena ' yı arkamda bırakıp askerlere doğru yüzdüm. İki asker öne çıkarak ellerime zincir taktılar. Daha sonra hiç beklemediğim birşey oldu. Ben onları güvene aldığımı düşünürken Enzo pisliği Sirena ve kızını öldürdü. Öfkeyle çığlık attım.
- Hayır !
Sonra birden birşey oldu. Ellerimdeki zincirleri kırarak attım. Askerler korkarak geri çekildiler. Başımın üstünde üç dişli yaba belirdi. Yabanın ışığı sahiplendiğim zamankinden çok daha fazlaydı. Sualtı mavi ışıkla aydınlandı. Askerler ve Enzo iyice geri çekildiler. Vücudumdan sualtına enerji dalgası yayıldı. Sanırım Poseidon tarafından kutsanıyordum. Vücudumun heryerinde balık puluna benzer mavi zırh belirdi. Zırh heryerimi sarınca elimi altın yabaya uzattım. Yaba Enzo ' nun elinden doğruca benim elime geldi. Askerlerin hepsi önümde diz çöktüler.
- Artık bitti !
Enzo ' nun yüzü kireç gibiydi.  Hızlıca geriye doğru yüzerek kaçmaya çalışırken biri göğsüne kılıç dayayınca olduğu yerde kalakaldı. Elena kılıcı iyice yaklaştırıp bana baktı.
- Birlikte mi ?
- Her zaman.
Yüzerek Elena ' nın yanına gittim. Yabayı Enzo ' ya doğrulttum. Elena kılıcını indirip yabayı tuttu. Birlikte yabayı Enzo ' ya sapladık.
- Bu Annabeth içindi.
Enzo can verirken içimdeki ateşde sönüyordu. Derin bir nefes aldım.
- Artık iyi olacağım bilmiş kız , söz veriyorum.
Askerlerden biri yüzerek yanıma gelip diz çöktü.
- Kralım. Atlantis tahtı sizi bekliyor.
- Beni değil onu bekliyor.
Elena şaşkınlıkla bana baktı.
- Neden bahsediyorsun ?
- Tahta sen geçeceksin. Bununla.
Altın yabayı ona verdim.
- Percy o taht senin hakkın. Babam orayı sana verdi.
- Elena ben kral falan olamam. Lütfen kabul et.
Askerler diz çöktüler.
- Kraliçem.
Elena ' ya döndüm.
- Ne olursa olsun. Yardıma ihtiyacın olduğunda her zaman hazırım. Kendine iyi bak.
- Sende.
Birbirimize sarılıp vedalaştık. Yüzerek yeryüzüne çıktım. Elena ' nın Atlantis ' i hakkıyla yönetebileceğinden şüphem yoktu. Öte yandan tahta  ondan başka bırakabileceğim kimse yoktu. Ona kendimden daha çok güveniyordum. Benim yolumsa bambaşkaydı. Buradan olabildiğince uzağa gidecektim. Nereye gideceğimi bende bilmiyorum. Ama bana ihtiyaç olduğunda en ufak bir tereddüt etmeden yardıma gelirim. İşte bunu çok iyi biliyorum.

Ben Percy Jackson...
Poseidon ' un oğluyum...
Atlantis ' in meşru kralıyım...
Benim hikayem son bulmadı , bulmayacak.
Benim yolumdan birsürü melez geçecek. Onlara tek bir tavsiyem var ;

Sevdiklerinizle her gününüzü son gününüzmüş gibi yaşayın...

YAZARDAN

Onun hikayesi son bulmadı , bulmayacak.
POSEİDON ' UN İKİZLERİ ' nin devam kitabı yakında sizlerle...

Percy ve Elena ile çıktığımız bu yolculuk için hepinize teşekkür ediyorum.

Not : İkinci kitapta büyük bir sürpriz sizi bekliyor...

Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve OlimposlularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin