Poseidon ' un İkizleri / Percy Jackson ve Olimposlular

4- POSEİDON ' UN ARMAĞANI

    Yaklaşık bir hafta önce komadan çıktım. Nasıl hissettiğime gelirsek henüz eski gücüme kavuşmuş değilim. Ayrıca eskisi kadar az yemekte yemiyorum. Ne var ? Eskiden çok az yerdim bikere. Şimdi ise sürekli yemek yiyorum. Kheiron aylarca yemek yemediğimden kaynaklandığını söyledi. Şimdilik buna inanacağım. Neyse , uyanmak için doğru zamanın savaş günü olduğunu kim tahmin edebilirdi ki ? Poseidon aşkına söz konusu bensem kesinlikle bu mümkün. Thalia hayatını kurtarmamdan kaynaklı olarak benimle çok ilgileniyor. Onun dışında Annabeth ve Elena ' da var tabi. Bazen gerçekten sık boğaz edebiliyorlar. Annabeth dinlenmem gerektiğini söyleyip dururken , Thalia ve Elena hareket edip antrenman yapmam gerektiğini söylüyorlar. Bazen Annabeth ' ten gizli Thalia ile kılıç dövüşü yaptığım bile oluyor. Tabi sonunda beni arenada bulup azarlıyor. Ne yapayım yahu bu yosun kafanın aksiyona ihtiyacı var.
    Son saldırıdan birkaç gün sonra gigantlar tekrar kampın etrafında dolanmaya başlamışlardı. Jüpiter kampından sağ kalanlar da bize katılmışlardı ancak sayımız hala azdı. Kheiron birçok satiri yeni melezleri bulmaları için şehirlere göndermişti. Bu yeni melezlerden biri de ortaokul arkadaşım Teresa ' ydı. Pek arkadaş sayılmazdık aslında. Doğrusunu söylemek gerekirse kızla birçok kez disiplinlik olmuştum. Okul yıllarında bana yapmadığını bırakmamıştı. Ondan bütün yıl nefret etmeme karşın sene sonunda bana futbol topu hediye etmişti. Hatta bütün sene olanlar için özür bile dilemişti. Sonuç olarak arkadaş kalmıştık. Beni görür görmez tanıdıki kocaman gülümseyip selam verdi. Annabeth tek kaşını kaldırmış bana bakarken gözlerimi deviriyordum.
" Percy bu kızı tanıyor musun ? "
" Evet ortaokul arkadaşım. "
" Bir Ares meleziyle nasıl arkadaş olabildin yosun kafa ? " Teresa ' yı Clarisse ' le kıyasladım bir an ve birbirleriyle alakaları yok gerçekten. Clarisse ' in aksine Teresa hiçte kaba saba bir kız değil bikere. Nasıl kardeş olabilirler ki ? Buna beynimi patlatmayı bırakıp yeni gelen haberleri anlatan Jason ' ı dinledim. " Yeniden olası bir saldırı çok yakın. Şimdiden doğu tarafında 100 gigant bekleyişte. Yakaladığımız bir gigant bize istedikleri şeyi söyledi. " Thalia araya girerek " ne istiyorlar ? " diye sordu. Jason bana bakarak
" Poseidon ' un armağanı altın yabayı " dedi.
" Dostum bir saniye , altın yabayı komadayken babam vermişti. Sadece bir rüyaydı. Gerçek değil. " Nico bıkkınlıkla araya girdi.
" Söyle bakalım Einstein , neden komada gördüğün gerçek olmayan birşey için bu kadar zahmet etsinler. " Nico ' ya ters bir bakış atıp Annabeth ' e döndüm. " Bir fikrin var mı ? " Annabeth yüzünü asmış bana bakıyordu. " Cevap bende değil Percy sende. "
" Söyledim ya Annabeth rüyamda verdi. " Thalia yüksek sesle konuşarak tartışmayı böldü. " Yeter kesin artık ! Yaba bende. "
" Ne ? " diye sordum. Thalia bana döndü ve açıklamaya koyuldu. " Komadan uyandığın an yanındaydı. İçimden bir ses , Artemis ' in sesi saklamam gerektiğini söyledi. Bende tanrıçamın dediğini yapıp sakladım.
" Bana neden söylemedin ? " diye sordum.
" Altın yabanın ne anlama geldiği hakkında bir fikrin var mı ? "
" Anlat o zaman. "
" Yaba birşeyin simgesi. Bak bunu anlatacak kişi ben değilim. " Artık sinirlenmeye başlıyordum. " Kim o zaman !? " Bu ani hareketim başımın dönmesine sebep oldu. Elena koluma girerek beni sandalyeye oturttu.
" Percy istersen biraz uyu. "
" Henüz değil Elena , henüz değil. Sorumun cevabını alamadım daha. " Bunu doğruca Thalia ' ya bakarak söylemiştim. Oda gözlerini devirmekle yetindi. " Percy söylediğim gibi bunları anlatacak kişi ben değilim. Bu Artemis ' in emri. "
" Artemis ' in ne söylediği umrumda bile değil Thalia. Şimdi bana herşeyi açıkla. "
" Yapamam. " Ben Thalia ' yı üstelemeye devam ederken yanıbaşımızda tanrıça Artemis belirdi. " Kendini dizginle Percy Jackson , emrimi yerine getirmeye çalışan bir avcıya böyle davranamazsın. "
" Babamın bana verdiği birşeyi benden saklamak kimsenin haddi değil Artemis. Onu benden neden sakladınız ? "
" Öyle birşeye layık olduğunu kanıtlamadan onu sana vermem. "
" Peki layık olduğuma kim karar veriyor sen mi ? Güldürme beni Artemis. Poseidon ' un kararını mı sorguluyorsun ? "
" Bir avcının hayatı pahasına kendi hayatını hiçe saymış olmasaydın şuan çoktan ölmüştün Poseidon ' un oğlu. Şansını zorlama. Sadece babanın senden istediği şeyi iletmeye geldim. " Ona daha fazla dik cevaplar vermemem gerektiğinin farkındaydım , bu yüzden dinlemeye devam ettim.
" Poseidon senden kayıp krallığı bulmanı istiyor. "
" Bir saniye bahsettiğin krallık... " Annabeth sözümü tamamladı. " Atlantis. "
" Atlantis ' in bir efsane olduğunu sanıyordum. " Tanrıça devam etti. " Birçok kişiye göre hala öyle. Ancak kayıp krallık hala biryerlerde ve kralını bekliyor. Poseidon krallığın varlığını hissedebiliyor. Ancak yerini bulamıyor. Asırlardır soyundan gelen en güçlülere altın yabayı verdi ve Atlantis ' i bulmalarını istedi. Şimdide bu görev sana verildi. Orayı bulursan Atlantis halkına altın yabayı göster. Senin Poseidon ' un varisi olduğunu anlayacaklar. "
Aklıma takılan tek soruyu sordum. " Atlantis kralını bekliyor dedin , peki kral kim ? " Artemis ' in yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Artemis nadiren sevdiğim tanrıçalardandı. Onun tarzı hoşuma giderdi. Yerine göre sert veya yumuşaktı. Acvılarıyla da gayet havalıydılar. Aramızda kalsın avcılarla ilk karşılaştığımda bir avcıdan hoşlanmıştım. Bunu kimse bilmiyor tabi. Artemis elini omuzuma atıp cevap verdi.
" Atlantis ' i bulursan kralla tanışırsın. " Ona hafif bir baş selamı verdim. Daha sonra birkaç adım geri attı ve gözden kayboldu. Annabeth koluma girerek Poseidon kulübesine kadar bana eşlik etti. Ben yatağıma uzanırken elimi tuttu. " Percy bu görevin ne anlama geldiğini biliyor musun ? " Cevap vermedim , Annabeth ' i tanıyordum birazdan açıklardı. " Birbirimizi birdaha göremeyebiliriz. "
" Bunun olmasına izin vermem. "
" Senin elinde değilki. Göreve yanlız çıkacaksın. Atlantis ' i bulursan da... "
" Bulursam ne ? " Annabeth cevap vermeyince üsteledim.
" Annabeth bulursam ne olacak ? "
" Sonra konuşuruz dinlen biraz. Bugün çok yordun kendini. " Haklıydı , daha fazla üsteleyecek gücüm yoktu. Bu yüzden gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya daldım.

Hikayenin akışından memnun musunuz ?