Yüzümdeki saklayamadığım gülümseme ile Doktor Kim Namjoon 'un odasından içeri girdiğimde kitabında olan gözleri bana dönmüştü.
Kalın romanın arasına ayracını koyarak kitabı kenara kaldırdığında gömleğinin manşetlerini düzeltmiş ve derin bakan kahverengi gözlerini bana çevirmişti. Yüzüne hafif bir tebessüm hakimdi.
"Sunyeon, gel de otur."
Rahat koltuğuna oturduğum zaman yerinden kalkıp karşıma oturdu ve dirseklerini dizlerine yaslayarak bana baktı.
Bir şey söylemek adına ağzını açtığı sırada odaya dalan Jungkook 'u gördüğünde kaşları çatılmış ve yerinden doğrulmuştu.
"Bay Jeon?"
Jungkook eliyle dağınık saçlarını karıştırıp yanıma çöktü.
"Doktor Kim? Sunyeon 'a randevu zamanınızın dışında çok önemli bir şey söyleyeceğinizi söyleyerek onu çağırdınız. Eh, bensiz Sunyeon olmaz."
Namjoon bana bakarak sorun olup olmayacağını tartmaya çalıştı. Omuz silktim. Jeon Jungkook yaptığım her haltta yanımdaydı, onsuz olmak istemezdim.
Namjoon sıkıntıyla saçlarını karıştırarak gömleğini çekiştirmişti.
"O zaman direkt konuya geçiyorum. Sunyeon-sshi Ji Hoon ile bir konserde tanıştığınızı söylemiştin, değil mi?"
"Evet de ne-"
"Acaba ona konserdeki şarkıcının abiniz olduğunu söylemiş miydin?"
Jungkook ile birbirimize bakarak hatırlamak adına şakaklarımı ovdum. Gözümün önüne kesik kesik kareler geliyordu.
"Dövmelerin çok güzelmiş."
Gözlerini sahneden ayırmadan kulağıma doğru eğilmişti. "Acaba o sahnedekini tanıyor musun? Benziyorsunuz."
"Ah o mu... abim."
"Gerçekten mi?" Dudakları iki yana kıvrılmıştı.
"Kan bağımız olmasın isterdim ama maalesef evet o benim huysuz abim."
"Sanırım, sanırım söyledim."
"Sana hiç abin ile ilgili kişisel bir soru sordu mu?"
"Bilmi-"
"Abinin hiç sevgilisi var mı söylesene?"
Bileklerimdeki kalın ipler canımı yakarken acıyı düşünmemeye çalıştım. Gözlerim kapalıydı ve yaralarım sızlıyordu.
"Neden soruyorsun Hoonie?"
"Sadece merak. Sorumu cevapla!"
"Yok sanırım. Gizli bir ilişkisi varsa bilmiyorum."
Üzerime eğilmiş, omuzlarımı okşamıştı. Sesi fısıltılıydı ve yüzündeki tehlikeli gülümsemesi genişlemişti. "Peki ya abinin yönelimi ne?"
"Bilmiyorum."
"Bence biliyorsun. Söyle!"
Büyük elleri boğazımı sıkarken öksürüklerimin arasından çıkan iki cümle vardı sadece : "Bilmiyorum." "Seni seviyorum."
Ellerimi omuz hizamdaki kızıl saçlarımın arasında geçirdim. Tutamları yolarcasına çekiştiriyordum, hatırlamak her seferinde acı veriyordu.
"Söyledim. Sevgilisi ve yönelimi hakkında."
Kim Namjoon dilini dudaklarının üzerinde gezdirerek önce Jungkook 'a ve sonrasında bana baktı.
"Pekala... Sunyeon, Ji Hoon erkeklerden hoşlanıyor ve saplantılı olarak sevdiği kişi de abin."
Ellerim titrerken yutkunamadım. Başımdan aşağıya aynı anda soğuk sular ve kaynar sular dökülüyordu.
"Ne?"
Jungkook bana dönerek kısaca omuz silkti. "Kısacası, oppan gay bebeğim demeye çalışıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychologist | namjoon
FanficKim Namjoon, Stockholm Sendromu olan bir hastanın psikiyatristiydi.