9| "Sadece... teşekkür ederim, her şey için."

3.8K 395 82
                                    

Anneme biraz bile olsa dışarı çıkabilmek için saatlerce yalvarma girişimlerimin sonunda aptal kuzenlerim Taehan ve Han Se ile kahrolası bir marketin içerisindeydim. Annem kabul ettiğini söylerken kesinlikle o iki salakla bir yere gideceğimi düşünmemiştim ve lanet olsun ki gideceğim yerin bir market olduğunu da düşünmemiştim.

Mutfak alışverişimizi yaparken üçümüz de suratsız ve sessizdik. Kuzenlerimle aslında birkaç yıl öncesine kadar iyi geçiniyordum ama her şeyde olduğu gibi kuzenlerimle olan bağım da Ji Hoon hayatıma girdikten sonra değişmişti.

Suratımı buruşturarak saçma düşüncelerden kurtulmak adına başımı iki yana salladım. Ji Hoon meselesinde halen kafamda tam oturmamış şeyler vardı ve her ne kadar burası bir market de olsa moralimi bozarak başımı ağrıtmak istemiyordum.

İçi şimdiden dolmaya başlamış market arabasını Taehan sürerken Han Se ve ben market arabasının biraz önünde yan yana yürüyorduk. Onlardan hâlâ  nedensizce nefret etsem de eskiden iyi geçindiğimiz günleri de özlemiyor değildim. Değişmiştim ve bu değişim beni ürpertiyordu.

"Han Se şundan da alsak mı?" İşaret parmağımı ilerdeki yabancı marka cipslere doğrultmuştum. Annemin sağlıklı yemeklerini tüketmektense artık eve hiç girmeyen cipsleri yemeyi tercih ederdim.

Han Se gözlerini kısarak cipslere uzunca baktı. Sanırım alıp almamak arasında kalmıştı.

"Lütfen, çok uzun zaman oldu yemeyeli ve canım felaket ondan çekiyor."

Han Se sonunda yüzündeki bozuk pırasa temalı yüz ifadesinden sıyrıldı ve gülümseyerek birkaç paket cipsten alıp market arabasına koydu. Bakmasam da Taehan 'ın da gülümsediğini biliyordum. Üçümüzün de aklına aynı anı gelmişti çünkü.

Bir sürü sakız almak için paralarımızı biriktirerek markete gidip de canım çektiği için tüm parayı bir tane cipse verip kaldırımda ortaklaşa yiyen sekiz yaşındaki Sunyeon, Taehan ve Han Se...

"Bu Doktor Kim değil mi?"

Taehan omzunun üzerinden bir noktaya bakarken ben ve Han Se de işaret ettiği yere bakmıştık. Cidden de söylediği gibi Doktor Kim Namjoon oradaydı.

Onu gördüğüm zamanlardaki halinden daha farklı görünüyordu. Siyah bol bir eşofman ve gümüş renkli hoodie giymişti. Ayaklarında spor ayakkabıları vardı ve siyah bir şapkayı gelişigüzel takmıştı.

"Ben bir yanına gidip selam vereyim." İkisinin de cevabını beklemeden elindeki sosları inceleyen Doktor Kim 'in yanına ilerlemiştim.

Karşısında dikilmeye başlarken Doktor Kim Namjoon kafasını ilgilendiği soslardan kaldırıp bana baktığında şaşırmıştı.

"Bayan Min, sizi burada görmeyi beklemiyordum." Dışarıda olmamı ima etmişti.

"Artık bazı şeyleri kabullenmeye başlıyorum ve... ailem de biraz dışarı çıkmamın sorun olmayacağını söyledi."

"Mm, anlıyorum. Sizin adınıza sevindim Bayan Min."

Ellerimi belime yaslayarak ona bakmıştım. "Aslında Bayan Min dendiği zaman kendimi yaşlı hissediyorum. Eh, fazla ciddiyete alerjim var ve lütfen beni daha bu genç yaşımda ajummalar gibi hissettirmeyin Namjoon-sshi."

Doktor Kim Namjoon gözleri kısılacak şekilde güldüğünde gülüşüne gülmüştüm. Çok güzel gülüyordu.

"Bunu aklımda bulunduracağım Sunyeon-sshi."

O an içimden gelen dürtüyle kollarımı bedenine sararak ona sarıldığımda kesinlikle hiçbir şey düşünmüyordum.

"Sadece... teşekkür ederim, her şey için."

Kollarımı geriye çekip yüzüne dahi bakmadan Han Se 'nin yanına giderken kafamı deve kuşu misali kuma gömmek istiyordum.

Çünkü kalbim anlamsızca hızlanmıştı.

psychologist | namjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin