Yanıma zorlukla kuzenlerim Taehan ve Han Se'yi almış, sabah daha hava tam aydınlanmadan yola çıkmıştık.
"Sen tam bir aptalsın, bunu biliyorsun öyle değil mi?"
"Biraz kibar olmayı denemeye ne dersin Taehan?"
"Taehan ve kibar olmak? Duvara söylersen olma ihtimali daha fazla olur."
Han Se oturduğu yerde homurdanmış ve çenesini ellerinin arasına alarak pencereden dışarıyı seyretmeye başlamıştı.
Taehan yola verdiği dikkatini dağıtmamaya çalışarak arka koltuktan ona söylediğim yere dönmüştü.
"Cidden, kim sabah sabah alt tarafı bir çikolata almak için bu kadar yolu gider ki? Psikolojini tedavi ettirirken aklına da bir baktırmalıydık bence."
"Ben hasta değilim Taehan. Şuradan sağa dön."
"Tüm parayı çikolataya harcayacakmışsın gibi geliyor. Gerçekten, neden çikolata alıyorsun? Birine mi vereceksin?"
Yanaklarım yanmaya başlarken ağzımı açıp bir şey söyleyeceğim sırada dikiz aynasından Han Se ile göz göze geldik. Gözleri bana dikkatle bakıyordu, anlamış olmalıydı.
Han Se iki gözünü de bir defa kapatıp açınca kaşlarımı çatarak ona baktım. Bir şey mi söylemeye çalışıyordu?
"Sanırım annemin karnındayken ortaklaşa kullanmamız gereken tüm zekayı ben almışım, sana bir şey kalmamış. Boş boş konuşma da dikkatini yola ver Taehan. Düşük IQ içeren konuşmaların kulaklarımı kanatıyor."
Gözlerim ilk defa Han Se'nin beni korumasıyla irice açılırken Taehan ağzının içinde bir şeyler homurdanmış, Han Se ise gözlerini kapatarak başını cama çevirmişti.
-
"Evet, tam olarak öyle yazacaksınız."
Görevli kız çikolatanın üzerine koyacağı karta söylediğim cümleleri zarif bir yazıyla yazarken çikolataların parasını ödeyip omzumun üzerinden arabanın içimde bekleyen Taehan ve Han Se'ye baktım. Han Se uyurken, Taehan saatine bakarak ofluyordu.
"Buyrun, çikolatalarınız. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkürler!"
Gülüşü IU kadar güzel olan görevliden çikolata kutusunun içinde olduğu karton poşeti alarak başımı hafifçe eğip mağazadan çıktım. Jungkook olsa gülüşüne düşerdi.
Arabaya biner binmez Taehan yine bitmek bilmez homurdanmalarına başlamış, onun tüm gününü yok ettiğim hakkında uzun uzun konuşup durmuştu.
"Taehan hastaneye gidelim, bugün doktor randevum var."
"Oldu, babanın uşağı sandın sanırım sen beni! Burası taksi değil!"
"Taehan sikik çeneni kapat ve hastaneye sür artık."
Han Se gözlerini camdan çevirmeden alçak ama buz gibi bir sesle konuşunca Taehan anında susmuş ve eve giden yoldan dönerek hastaneye giden sapaktan dönmüştü.
"Senin randevuna daha bir saat yok mu? Bana bir işler karıştırıyormuşsun gibi geliyor."
"Mesaj geldi, randevu saatimi öne çekmişler." Yalan bir.
"Niye?"
"Benden önceki hasta randevusunu iptal etmiş." Yalan iki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychologist | namjoon
أدب الهواةKim Namjoon, Stockholm Sendromu olan bir hastanın psikiyatristiydi.