"Kimden bahsettiğinizi anlayamadım." Neden ondan bahsetmemi istiyordu?
"Siz zeki bir kadınsınız Bayan Min. Ne demek istediğimi anladığınıza eminim."
"Neden istiyorsunuz bunu?"
"Daha hemen şimdiden ailenize sizin hasta olmadığınızı söylersem sizi başka bir doktora gönderirler. Ailenizi inandırmak istiyorsanız bu seansları en az birkaç defa daha tekrarlamamız gerekecek ve ben sizin sohbetinizin oldukça iyi olduğuna eminim."
Doktor Kim bir lafbazdı, bunu anlamıştım. Ve anladığım diğer bir nokta ise söylediklerinde son kelimesine kadar haklı olduğuydu.
"Pekala... ne anlatmamı istiyorsunuz?"
"Nasıl görünüyor? Bana onu tarif edin lütfen."
Aklımdan hiç çıkmayan görüntüsünü tüm ayrıntılarıyla hatırlayabilmek için gözlerimi kapattım. Ji Hoon 'un silueti anında gözlerimin önünde belirmişti.
Doktor Kim dikkatle beni izlerken gözlerimi geri açıp direkt gözlerine baktım. Kendimi buraya geldiğim ilk ana oranla daha fazla rahatlamış hissediyordum.
"Onun adı Park Ji Hoon. Boyu sizden biraz daha kısa ama vücudu son derece yapılı. Saçları ve gözleri kahverengi. Çenesinin altında minik bir beni var. Ve ah, çok dövmesi var. Vücudunun çoğu yeri dövmeyle kaplı. Genellikle sert içkiler içer. İyi bir dövüşçüdür ve sanırım cebinde her zaman bir çakı taşıyor. Ayrıca yanından hiç ayırmadığı susturucu takılı bir de silahı var."
Gözleri düşünceli bakıyordu. "Anladığım kadarıyla sert birisi. Kötü çocukları sever misiniz Bayan Min?"
Sorduğu soruya şaşırmıştım doğrusu. "Pek sayılmaz, kötü insanlar beni ürpertir."
Doktor Kim 'in yüzü çok önemli bir ayrıntıyı yakalamışcasına aydınlanmıştı. "Ama onu seviyorsunuz. O da bir kötü çocuk. Peki neden onu seviyorsunuz? Nedenleriniz neler?"
Gözlerim irice açılırken ellerim terlemişti. "B-ben bilmiyorum." Neden bilmiyordum?
Doktor Kim bileğindeki zarif saatine baktı. "Sanırım süremizin sonuna geldik Bayan Min. Sizinle sohbet etmek çok zevkliydi. Tekrar görüşmek üzere."
Kafa karışıklığıyla yerimden kalkıp kapıya ilerlerken Doktor Kim masasına geçerek bir dosyayı incelemeye başlamıştı. Gözlerimi kısarak odadan çıktım ve beni bekleyen iki çam yarması kuzenime baktım. "Sizden nefret ediyorum."
Han Se ve Taehan sırf kaçmayayım diye tekrardan beni kollarımdan tutup kaldırırken oflamakla meşguldüm. Havada böyle amaçsızca asılı kalmaktan hiç hoşlanmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychologist | namjoon
Hayran KurguKim Namjoon, Stockholm Sendromu olan bir hastanın psikiyatristiydi.