lucky charm √

thirteenth luck: hands, heartbeats and knife

Seokjin ve Jimin wp konuşması

Seokseok hyung:

Jimin

Nerdesin?

[21.00]

Pjimin:

Taehyung'la kafedeyiz hyung

Ne oldu?

[21.45]

Seokseok:

Yok bir şey

Sadece merak ettim

Çıkmıyor musunuz artık

Saat çok geç oldu

Pjimin:

Haklısın baya geç olmuş

Projeyle uğraşırken fark etmemişiz

5-10 dakikaya çıkarız

Seokseok hyung:

Tamam

Dikkat edin kendinize

√√

🍀

KURBİŞİN AĞZINDAN

"Kaldı 2+1"

"Yok artık!"

Seokjin, kuzeni Yoongi'yle birlikte zar zor ikna ettiği arkadaşlarını bu soğuk havada, ıssız bir parka çağırmış ve Jimin'le Taehyung arasındaki ilişkiyi onlara alıştıra alıştıra söyledikten sonra keyifli surat ifadesini yüzüne yerleştirmiş bir şekilde gülümsemekteydi. Arkadaşları ise.. Eh onlar da verebilecekleri en iyi tepkiyi vermiş ve iri iri açmış oldukları gözleriyle Seokjin'e bakmaktalardı.

"Ne yok artık ya, bence çok belliydi. Yok efendim dibinden ayrılmamalar, ödev bahanesiyle bizim yanımıza bile uğramamalar falan." Hoseok sesine yansıyan şaşkınlığı örtercesine konuştuğunda, Jungkook hâlâ olayın şokunu atlatamamış bir şekilde boş gözleriyle abilerine bakmakla yetiniyordu.

"Evet, Hoseok'u kıskandıracak kadar takılmış onunla. Teyit etmiş olduk."

"Hı hı," Hoseok kollarını Namjoon'un imasından ötürü göğsünde birleştirerek somurttu. "Ben bugün çok mutluyum üzerime gelmesene."

"İyi, iyi." Namjoon gözlerini devirerek tekrardan odağı toplayan Seokjin'e döndü. "Peki neden bu soğukta dışarıdayız ve 5 kişiyi bir ağacın arkasına saklamaya çalışıyoruz?"

Yoongi omuzlarını silkerek topu Seokjin'e attı, genç oğlan ise ellerini sevimlice çenesinde birleştirerek kendinden beklenmeyecek kadar ince bir sesle "Çünkü onları gözetleyeceğiz." diye mırıldandı.

"Peki neden böyle bir şey yapıyoruz?" Hoseok, kolunu bu soğuk havada biraz ısınabilmek adına Namjoon'un koluna sardı ve kafasını montunun içine sakladı. "Sevgililerse eninde sonunda bize söyleyeceklerdir."