fifth luck: why don't you meet my friends?

3.6K 445 410
                                    

PARK JIMIN

"Onu arkadaşlarımla tanıştırdığımda, yüzlerindeki şaşkınlık unutulmayacak gibiydi."


Chase Atlantic - Friends


Daha önce hiç sevgilim olmadı ya da nasıl desem, birinden delicesine hoşlanmadım ve gidip ona çıkma teklifi etmedim. Takıldığım kişiler elbet oldu ama kalbimi küt küt attıran biri dahi hayatıma girmediği için, annem ve arkadaşlarım genellikle bana umutsuz vaka olarak bakardı. Bu benim birini değil, birinin beni sevmesiyle alâkalı bir durumdu, yani şöyle; diyelim ki ben birini seviyorum, delicesine aşığım, öyle böyle değil ve gidip o kişiye açılıyorum, bunda sıkıntı yok çünkü duygularımı karşımdakilere söylemek benim için hiçbir zaman güç bir durum olmamıştır, her şey bu sahneye kadar güzel ilerlerken, açıldığım kişinin beni tanımama, sevmeme, gıcık kapma olayları oldukça mümkün olabiliyor. Kaçındığım durum tam olarak bu.

Benim birini değil, birinin beni sevmesi olayını abarttığımı düşünen anneme göre, aşk anlık, sevgi ömür boyuymuş. Bu yüzden aşkı değil, sevgiyi ara derdi bana sevgili bulma konusunda akıl verirken. Ayrıca ben sevilmeyecek bir çocuk kesinlikle değilmişim ve eğer birini sevecek olurmuşsam kaslarımı açıp göstermem karşımdakini etkileyebilirmiş, bu yüzden okula giderken atlet giymeme izin vermiyor. Annem işte, pek sorgulamıyorum.

Kısacası şu zamana kadar kimseyle çıkmadığım için, arkadaşlarım ve annemle başka birini tanıştırmakla uğraşmamıştım ya da onunla aynı yatakta yatıp sabahın köründe onun kolları arasında nefes alamazken uyanmamıştım. Evet, doğru tahmin! Sabahın köründe derin uykumdan uyanmamın sebebi tam olarak buydu, Taehyung'un beni uzun kollarıyla sımsıkı sarışı ve benim bulunduğum durum yüzünden nefes alamamış olmam. Tabi sonrasında, beni çok sıkı sardığını fark etmiş olmalı ki, nefes almama izin vermişti ama hâlâ uykulu olduğum için kıçımı devirip geri uyumuştum.

İkinci uykumdan kalktığımda, gözlerimi henüz yeni aralamışken, karşılaştığım ilk kişinin annem olmasını bekliyordum, koca gözleriyle üzerimde beni izleyen bir Taehyung olmasını değil. Bana şaşkın şaşkın bakıyor ve gözlerini kırpıştırıyordu, ne yaptığını anlamak için kaşlarımı çatarak ona baktım.

Kocaman gülümseyerek "Günaydın!" dedi. Günün aydığını onun yüzüne bakıp da anlayabilirdiniz çünkü şu an yüzü ve gözleri parıl parıl parlıyordu. Unutun bunu.

"Sana da günaydın Taehyung." dedim onun üzerimden kalkmasını sağlamak adına uzandığım yerden doğrulurken "Rahat uyudun sanırım, bu kadar neşeli olduğuna göre?"

Kendini yanıma atıp başını salladı, bacaklarını bağdaş yapmış ellerini de bacaklarının altına sokmuş saf saf bana bakıyordu. "Evet, kesinlikle. Ayrıca beni evine davet ettiğin için teşekkür ederim."

Önemli değil dercesine elimi salladım ona doğru. Sabahleyin beni sıktıktan sonra bu kadar neşeli olması normaldi, resmen tüm sinirini benden çıkarmış gibiydi. "Peki uyandığımda neden üzerimde olduğunu sorabilir miyim?"

"Ah- şey," bir elini kahküllerinin üzerine bırakıp gözlerini kısarak gülümsedi bana, "Annen seni uyandırmamı istedi ve ben de seni nasıl sinirlendirmeden uyandıracağımı düşünürken, hop uyanıverdin."

"Üzerimde mi düşünüyodun peki bunu?" bir kaşımı kaldırıp ona baktığımda, kocaman olmuş gözleriyle bana baktı, ardından ellerini önünde sallayarak "Hayır-hayır!" diye sesini kontrol edemeden bağırdı. (Aniyo aniyo dediğini hayal edin....)

lucky charm √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin