fourth luck: oh, shit!

3.3K 458 190
                                    

PARK JIMIN

"Onunla olduğumda, zaman duruyormuş gibiydi ve bu beni hiç rahatsız etmedi."

"Sence bizi fark etmiş midir?"

Nefes nefeseydik. Kilisenin önünden yaklaşık 3 cadde boyunca koşarak uzaklaşmıştık ve görünürde bizi kovalayan hiçkimseyi fark etmediğimiz için kimin olduğunu bilmediğimiz bir evin kapı girişinde saklanıyorduk. Daha doğrusu ben duvara sinmiş etrafı koloçan ediyordum, Taehyung ise omzumun üzerinden bana fısıldıyordu.

"Bilmiyorum," dedim derin bir nefes bırakarak, şimdi sırtımı arkamızdaki büyük beyaz duvara yaslamıştım ve nefesimi düzene sokmakla uğraşıyordum. "Umarım görmemiştir çünkü eğer gördüyse, biz bittik."

"Üzerine gelmeyi cidden istemiyorum ama beni dinlemeliydin ve hiç o çitin üstünden bakmamalıydık Jimin."

Gözlerimi devirdim. Sanki onu ben zorlamışım gibi konuşmasa iyi ederdi. "Üste çıkmaya çalışma Taehyung, bakmak için seni benim zorlamadığımı biliyorsun."

"Ama aklıma girdin! Ve çok mantıklı konuşuyordun sana hak vermeden edemedim!"

Bir elimle sabır dilercesine alnıma vurdum çünkü bu çocuğun masumiyeti beni.bitiriyordu.tam.anlamıyla. "Tamam şaşkoloz, her şey benim suçum ve öyle de kalacak. Şimdi evlerimize gitsek ikimiz açısından da iyi olur."

Taehyung ensesini gerginlikle kaşıyınca, bir problem olup olmadığını sorgulamak adına ona dik dik baktığımda, dilini dudaklarında gezdirip derin bir nefes aldı. "Benim evimden çok uzağız şu an ve ben o adamla tekrardan karşılaşmak lstemiyorum şayet bizi görmüşse, BENİ DE BOĞABİLİR!"

Evet orada gördüğümüz olay tam olarak buydu; bir adam, bir adamın üstündeydi ve onu öldürürcesine boğazlıyordu. Bizi görüp görmediğinden emin değiliz ama herhangi bir seks hareketi olmadığını anlamak için deha olmaya gerek yoktu. Basbaya adamı öldürüyordu ve bir an başını kaldırıp bizim olduğumuz tarafa bakınca o kadar korktuk ki, durmadan tam 10 dakikadır koşuyorduk. Bizi görmüş olma ihtimali ikimizi de delicesine tedirgin ediyordu ve biz daha polisi arayacak vakit bile bulamamıştık.

"Taehyung," dedim sesimin gayretlerim üzerine sakin çıkmasını umarak, "Sadece sakinleş."

"Yardımcı olmuyorsun." başını omzuma koyarak mırıldandı. "Hem evime gidebilmem için o kilisenin önünden geçmem gerek, bu riski alamam. Korkuyorum Jimin." onu sakinleştirmek adına omzumda olan başının üzerine kendi başımı yaslayarak kahve saçlarına sol elimi daldırdım ve yavaş yavaş parmaklarımın arasından geçen yumuşaklıklara karşı iç geçirdim. Tanrım delirmiş olmalıyım.

"Eğer istersen, bu gece bizim eve gel- yani şey bizim eve gitmek için kilisenin önünden geçmek zorunda değilsin ve bu gördüklerimiz hakkında daha detaylıca düşünebilme fırsatımız olur."

"Peki," dedi sesi bir kedi miyavlamasından farksızdı ve nasıl tedirgin olduğunu titreyen ellerinden bile anlayabiliyordum. Onun gibi ben de korktum ve tedirgin oldum ama eğer ikimiz de ipleri elimizden kaçırırsak, bu olayın polise ulaşmadan bizde patlama olasılığı çok yüksek olurdu. Bu yüzden ilk işimiz, ankesörlü bir telefondan polisi aramaktı.

"Bir ihbarda bulunacağım-evet-hayır bakın, 26.caddedeki kilisenin bahçesinde biri öldürüldü. Evet-evet gördüm ve zanlı beni fark edince kaçmak durumunda kaldım. Evet- lütfen efendim- teşekkür ederim- geleceğim."

"Ne dediler?" Taehyung'la bir telefon kulübesine nasıl iki kişi olarak sığabildim inanın bilmiyorum ama dışarının ayazı yerine bu sıcak telefon kulübesini tercih edeceğim kesin. Arkamı-biraz da Taehyung'la yüzyüze çarpışmamak adına kendimi geri çekerek- döndüm. "Birazdan bir ekip yollayacaklarını ve endişelenmem gerektiğini söylediler. Bir de karakola gelip ifade vermem gerekliymiş."

lucky charm √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin