•2•

6.9K 202 72
                                    

   Silgiyi tekrar kağıdın üzerinde gezdirip yazdıklarımı sildim ve derin bir 'Of' çekip tekrar soruya baktım.  Yaklaşık 10 dakikadır aynı soru üzerindeydim ve kafam artık almıyordu sanki. Ancak yapacak başka bir şey de bulamıyordum.

Ve kendime karşı dürüst olmam gerekirse kafam çok da soruda değildi. Evet 1 hafta olmuştu ve tahminlerimin doğruluğu kanıtlanmıştı. O adamı bir daha hiç göremedim. Defalarca aynı yerden aynı saatte geçmeme rağmen. "Böyle saçmalık mı olur?" diye düşünebilirsiniz. Haklısınız. Ben de anlam veremiyorum işte.

Ama sebepsizce onu düşünüyorum ve tekrar görmenin yollarını arıyorum. Bu da benim serseri yıkık stilim.

En sonunda "Yeter!" diye bağırarak kalemi masaya fırlattım ve elimle masadan destek alarak sandalye ile birlikte kendimi geriye doğru ittim. Ancak ani bir şekilde sandalyem kaydı ve kendimi yerde buldum.

Sakar bir kız değildim fakat arada böyle olayların başıma gelmesine engel olamıyordum. Özellikle bu bir haftadır. Ne bir haftaydı ama...

Kapımın açılmasıyla kafamı sağa çevirdim. Annem gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "Bihter! Ne yapıyorsun yerde kızım?" diyerek yanıma geldi.

Yattığım yerden umursamazca omzumu silktim ve "Düştüm." dedim. Elini alnına götürerek yeşil gözlerini devirdi.

Gözlerimi annemden almışım.

Ancak saçlarımı değil. Sizlere bir bilgi vermeliyim ki, kızıl saç gen değildir. Anne karnında geçirdiğimiz bir mutasyon türü kızıl saçlı olmamıza neden olur. Bu yüzden kendime mutant demekten çekinmem.

"Kızım kalksana yerden." Diye söylendi annem. Hâlâ yerde olduğumu fark ettiğimde ellerimle yerden destek alarak oturdum ve bu sefer de öyle durmaya başladım. Annem elini alnına götürerek ovuşturdu ve bana baktı. Gözlerimi anneme diktim.

"Bu akşam önemli misafirlerimiz var. Bana yardım edersen, tabii dersini bitirince, sevinirim." Dedi.

'Bugün sabahlayacağım. Bitmeyecek.' Demek istesem de başımı sallamakla yetindim ve yerden kalktım. Annem de bana tuhaf bir yaratıkmışım gibi baktıktan sonra odadan çıktı. Tekrar sandalyeme oturdum. Derse devam edecekken telefonum titredi.

Gönderen: Ablam
Mesaj: Alışverişe çıkalım mı?

Normal şartlarda olsaydık, kafamın sakin olmasından bahsediyorum, bu mesaja çoktan 'Hayır.' Diye yanıt vermiştim bile. Ancak ablamla biraz vakit geçirmemin kafamı dağıtabileceğini düşünerek 'Olur.' Yazdım ve gönderdim. Muhtemelen şaşıracaktı.

Sandalyemden kalktım ve dolabımın toz pembe kapaklarını açtım. İçinden kot pantolonumu ve beyaz tişörtümü çıkardım. Giydiğimde aynadan kendimi süzdüm. Belki
havalı yürüyüşler yapsam ve saçlarım kumral olsa Mavi reklamından fırlamış gibi olacaktım.

Üzerimi son kez düzeltip saçlarımı geriye attım ve odamdan çıktım. Annemle karşılaştığımda başını hafifçe sola yatırdı.

  "Nereye?"

Şirince sırıtmaya çalışarak çaktırmadan kapıya doğru ilerledim. Gülümsememi bozmadan "Hiçbir yere anneciğim." dedim ve küçük adımlarla kapıya doğru ilerlemeye devam ettim.

"Ne işler çeviriyorsun yine?" diye sorarken gerçekten meraklı görünüyordu.

Kapıya iyice yaklaştığımda ani bir hareketle kapının kolunu aşağı indirdim ve evin önünden ayakkabımı alıp çıplak ayaklarımla koşmaya başladım.Bahçeden çıkmadan annemin bağıran sesini duydum.

Under the Moonlight | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin