• İkinci Bölüm •

74.4K 3.1K 708
                                    

     Çınar 

  Pars, yüzünü buruşturarak, "Bence gereksiz," dedi. Duvarda asılı olan fotoğrafa bakıyordu.

  Aslan, "Ben sevdim," dedi. "Bunu alacağım."

  Gözlerimi devirdim. Yakın çevremizden birinin fotoğraf sergisine gelmiştik. Aslan'ın almaya niyetlendiği fotoğrafta da, bir aslan vardı.

  "Buraya neden geldiğimizi biri hatırlatsın," dedim.

  "Davet edildik."

  Pars'ın bu sözlerine, "Her davet edildiğimiz yere gidiyor muyuz?" diye sorarak karşılık verdim.

  "Yine formundasın," dedi Aslan. "Tabi sen de Pars. Bu kadar sıkıcı olmak için özel bir çaba harcıyor musunuz? Benim gibi şahane, hayat dolu bir adam neden sizinle arkadaşlık yapar ki?"

  Bir kez daha gözlerimi devirdim. "O kadar şahanesin ki midemi bulandırıyorsun."

  "Bak bu komikti. Şaka yapmaya başladın. Epey geliştirdin kendini. Pars da epey gelişti. Sohbet falan ediyor artık."

  "Şu fotoğrafı al da gidelim," dedim.

  "Elbette alacağım. Bunu alıp Hüma'ya hediye edeceğim hatta. Ev hediyesi olur. Hem de çok manidar."

  Pars, dirseğiyle Aslan'ın karnına sertçe geçirirken, ben dişlerimi sıkmakla yetindim. "Hüma'yı ne zaman unutacaksın acaba?" diye sordum.

  "Neden unutayım ki? Kadın son derece çekici."

  Pars, "Lina'nın kardeşinden bir obje gibi bahsetmen çok çirkin," dedi.

  Aslan birden ciddileşti. "Saçmalama Pars. Kimse hakkında böyle düşünmeyeceğimi ikiniz de iyi biliyorsunuz. Ama sırf ondan birazcık hoşlanıyorum diye kalkıp birden ciddi bir ilişki hayal etmemi bekleyemezsiniz."

  "Konuyu kapatabilir miyiz?" diye sordum. "Hüma ve sen olmayacaksınız, nokta. Anladın mı?"

  Aslan, gözlerini kısarak bana baktı. "Bu seni neden ilgilendirsin?"

  "Neden ilgilendirmesin? Ondan uzak dur Aslan. Uzun süredir bu duruma sesimi çıkarmıyorum ama cidden bu olay sıkıcı olmaya başladı."

  "Sakin ol," dedi Aslan. Bir süre yüzümü inceledi. "Şu andan itibaren Hüma mevzusu benim için kapanmıştır."

  "İyi olur."

  Pars, "O kadar dil döktüm ama seni vazgeçiremedim," dedi, Aslan'a bakarak. "Çınar'ın özel bir ikna gücü falan mı var?"

  Pars'ın cep telefonunun melodisi sessizliği böldü. Telefonunu cebinden çıkarıp galerinin arka kısımlarına doğru giderek aramayı cevaplayıp konuşmaya başladı.

  "Ne zamandır?" diye sordu Aslan. "İnan bana bilseydim hakkında tek kelime dahi etmezdim."

  "Neyden bahsediyorsun?"

  "Hüma'dan ne zamandan beri hoşlanıyorsun?"

  Birden kaşlarımı çattım. "Saçmalıyorsun. Öyle bir şey yok."

  "Bak, bilmelisin ki onun hakkında söylediğim her şey şakadan ibaretti. Size takılıyordum. Zaten öyle bir niyetim olsa ne Pars'ın ne de Lina'nın iğneleyici laflarını önemsemezdim. Hüma'ya çoktan açılırdım. Farkındaysanız ona sadece sizin yanınızda takılıyorum. İşin şakası yani. Eğer ona karşı bir şeyler hissediyorsan ve sorun bensem, inan bana Hüma benim için sıradan bir arkadaş."

  "Ona karşı bir şey hissettiğim falan yok Aslan. Bunu da nereden çıkardın? Ne b*k yersen ye umurumda değil. O fotoğrafı da al g*tüne sok."

Cüretkâr TeklifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin