Cüretkâr Teklif

• Yirmi Birinci Bölüm •

     Çınar

  Kolumu yatağın diğer tarafına uzattığımda karşılaştığım şey koca bir hiçlikti. Zorlukla doğrulup oturdum. Hüma neredeydi?

  "Sevgilim?" diye seslendim boşluğa doğru. "Neredesin?"

  Başımdaki korkunç ağrıyı yok saymaya çalışarak yataktan kalktım. Şimdi şaşkınlıkla üzerime bakıyordum. Gömlek ve pantolonla uyumuş olmam bir tarafa dursun, bunu hatırlamıyordum bile!

  Dün geceye dair anılar sinsi bir şekilde zihnimi ele geçirirken olduğum yerde birkaç dakika durdum ve en sonunda dudaklarımdan tek bir kelime firar etti. "S*ktir!"

  Yere düşmüş olan cep telefonum görüş açıma girdiğinde hızla eğilip telefonu elime aldım. Bir sürü cevapsız arama ve mesaj vardı ama hiçbiri Hüma'dan değildi. Çifte S*ktir!

  Telefon birden çalmaya başladı, arayan Pars'tı. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm. "Efendim?"

  "Cidden b*k beyinlisin! Güzelim ilişkini mahvederken aklın g*tüne mi kaçmıştı Çınar?"

  "Açıklamama izin ver."

  "Git Hüma'ya açıkla! Tabi öncesinde Lina'ya, Eylül'e hatta Eva'ya açıklaman gerek! Hepsi bir araya toplanmış seni mahvetme planı yapıyorlar!"

  Elimi saçlarımın arasından geçirdim. "Gelip beni evden al, arabam mekanda kalmış olmalı. Sonra konuşuruz. Aslan'ı da çağır."

  "Emrin olur g*t beyinli!"

  "Beni sinir etme Pars! Vakti zamanında Lina'ya neler yaşattığını bilmiyoruz sanki! Ben de biliyorum her şeyi mahvettiğimi ve öyle boş boş oturup durumu kabullenecek değilim, düzeltmenin bir yolunu bulacağım! Gel ve konuşalım! Yoksa taksiye binip yanına gelir ve gördüğüm ilk şeyi g*tüne sokarım!"

  "Tamam!" diye gürledi Pars. "Aslan'ı da arayayım, geliriz birlikte."

  "İyi," dedikten sonra aramayı sonlandırıp telefonu cebime yerleştirdim. Şimdi Pars gelene dek bekleyecektim.

~~~

  "Şunu bir kez daha anlat!" dedi Pars.

  Gözlerimi devirdim. "Aslan, Nihal'i masaya davet etti. Birlikte içki içtik ama g*t beyinli arkadaşım bana ne içirdiyse hemen sarhoş oldum!"

  Bahsi geçen g*t beyin, ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Sana o içeceğin çok sert olduğunu söyledim dostum."

  "O içkiyi söylemeseydin o zaman Aslan! Ben kolay sarhoş olan bir adam değilim, nereden bilebilirdim ki?"

  "Yine de bu suçlu olduğun gerçeğini değiştirmez. Her sarhoş olan sevdiği kadına ihanet etse işimiz var."

  Masanın üzerindeki kahve fincanını elime alıp kahvemden birkaç yudum içtim ve fincanı masaya geri bıraktım. "Aslan, piste dans etmeye diye gitti ve bir daha geri dönmedi. O an Nihal eve bırakmayı teklif edince neden olmasın dedim. Bir an önce eve gider ve uyurdum. Çabucak sabah olur ve kadınıma kavuşurdum. Yol boyunca Nihal'e Hüma'yı anlattığıma eminim. Hatta ona evlilik teklifi edeceğimden bile bahsettim."

  Aslan, adeta haykırarak, "Ona evlilik mi teklif edeceksin?" diye sordu.

  Merakla kaşlarımı çattım. "Evet?"

  Çevremizdeki insanların dikkatini çektiğini fark eden Aslan duruşunu dikleştirip sesini alçalttı. "İyi de neden?"

  "Çünkü onu seviyorum."