BÖLÜM -1-

37.9K 1.5K 704
                                    

EFSANEVİ REKABET

--Geleneği bozmayalım ve yeni maceralara geçmeden lütfen başlama tarihimizi yazalım😇😊--

Hava yaz sonu olmasına rağmen boğucu, esen rüzgar bile nem yüklüydü. Her nefes alındığında nem ağızdan giren kum gibi soluk borusunu kurutuyor sanki ciğerlerine yapışıyordu. Buna rağmen hayallerinde ki akademiyi kazanan gençler, sıcaktan kuruyup sararan çimenlerin arasından oryantosyan girmek için önceden belirlenen alana doğru yürüyordu.

Bu gün KOÜ'nün Spor Akademisi'nde oryantasyon günüydü.

Bir tepenin üzerine kurulmuş olan kampusun ait olduğu okul ülkenin en büyük kampüsüne sahip üniversitelerinden biri olma özelliğini taşıyordu. Öyle ki kampüsün bir ucundan diğer ucuna gitmek için otobüse binmek zorunda kalan öğrenciler genellikle kendi fakültelerinin olduğu alandan başka bir alana gitmeyi tercih etmiyordu.

Mevsimlerde dağın zirvesinde ki bu kampüsü sınırlarına kadar zorluyordu. Kışları çetin geçen kampusta yazları ise oldukça sıcaktı. Yine de ara da esen sert rüzgâr bazen insanın iliklerine kadar titremesine neden oluyordu. Ne zaman havanın değişeceği ise gizemini korurdu. Kampüste hava durumu misafirliğe gelen komşu çocuğu gibi değişkenlik gösterirdi.

Spor akademisi ise üniversite var olduğundan bu yana her daim olan bir fakülteydi. Kampüsün en uç noktasında ormanın ortasında yer alıyordu. Kendi salonları, yemekhanesi ve yurtları ile kampüsün içinde kampüs gibiydi. Spor ile uğraşan ve milli takım gibi önemli takımlara seçilen öğrencilerin bir nevi kamp alanında kalması amaçlanmıştı. Bu şekilde özel öğrenciler diğer öğrencilerden izole ediliyordu.

İşte tüm bunların ışığında o gün yeni öğrenciler kazandıkları okulun bahçesinde belli bir amaç doğrultusunda ilerliyorlardı.

Alanın tam ortasında ise yeni gelen öğrencileri etrafında toplamak için elinde tuttuğu pankart ile dikilen üst sınıftan öğrenciler vardı. Aralarında durmadan kıpırdanan ve parmak uçlarına kalkıp etrafı inleyen öğrencinin boynunda küçük bir megafon asılıydı. Oldukça heyecanlıydı. Kendini tutmasına rağmen arada dudaklarının heyecanlı bir gülümsemeyle kıvrılmasına engel olamıyordu. O sene son senesiydi ve yeni öğrencileri karşılamak için son kez gönüllü olmuştu. Genç kadın sarı saçlarını başının tepesinde sıkı bir topuz yapmış ve gökyüzü cam gibi parlak olsa da esmeye devam ettiği için akademinin armasını ve renklerini taşıdığı ceketini giymişti. O her zaman diğerlerine göre daha çok üşürdü. Çevresindeki herkes terle boğuşurken o ceketiyle rahat görünüyordu.

Yeni öğrenciler ürkek ve meraklı adımlarla üst sınıftan öğrencilerin durduğu yere gelmişti. Hepsi Spor Akademisinin zorlu parkurundan geçerek fakülteye girmeyi başaran genç öğrencilerdi ve o gün oryantasyon için  fakültelerinin geniş bahçesinde bir araya gelmişlerdi. Farklı bölümlere ait olsalar da hepsi akademinin öğrencileriydi. Kimisi merakla kimisi sıkılmış halde kalabalığın arasında beklemeye devam ediyordu.

Onların etrafından toplanmasını bekleyen dört öğrenci ise hepsinin kendilerine ulaşmalarını izliyordu. Heyecanını artık bir sırıtma ile belli eden genç kızın arkadaşı ona bakarken eleştirel bir ifade takınmaktan kendini alamadı.

Elinde ki pankartı yere atıp ağrıyan omzunu hareket ettirirken arkadaşına sitem etmeye başladı. "Her sene bunu yapmak zorunda mıyız gerçekten? Tamam, ilk sene eğlenceliydi ama böyle devam edeceğimizi düşünmemiştim." Sesi istemediği bir işi yaptığı zamanlarda çıktığı gibi huysuz çıkmıştı. Kahverengi gözleri memnuniyetsiz bir bakışa sahipti. Genç kadın arkadaşına baktı. Memnuniyetsiz, huysuz bir cadı gibi davranırken bile oldukça tatlı görünüyordu. Açık kızıl rengi saçları iki örgü halinde omuzlarından aşağıya dökülüyordu. Güneş yüzünde daha fazla çil oluşturmasın diye şapka takmıştı. Onu gören üniversite son sınıf öğrencisi olduğunu düşünmezdi. Kırılgan ve minyon hali daha genç görünmesine neden oluyordu.

Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin