A: hey!
A: günaydın.
A: dün cevap verdin.
A: bir ay sonra ilk defa.
A: seni tanıyorum Koray.
A: bitti inadın artık.
A: bir kere bozdun mu inadı daha inat etmezsin sen.
Koray: neden dün öyle bir şey söyledin?
A: ne söyledim ki?
Koray: boşver saçma bir şey zaten.
Koray: sana daha yazmayacağım.
Koray: takıl kafana göre.
A: hayır.
A: yazacaksın.
Koray: nasıl kendinden bu kadar emin olabilirsin ki?
A: işte böyle.
A: bak yazdın işte mesaj.
A: bundan sonra konuşabiliriz anlamına mı geliyor?
Koray: her şeye kafa yorma
Koray: yazmak istedim yazdım
Koray: bi anlama falan geldiği yok
A: beni bu kadar terslemenin sebebi ne?
A: bu soruya hiç cevap vermiyorsun.
Koray: seni tanımamam?
Koray: hakkında öğrendim küçük bilgilerin bile beni rahatsız etmesi?
Koray: sana neden güvenmek için sebebim yok.
Koray: benimle dalga geçmiyorsan ve gerçekten bana karşı bir şeyler hissediyor olsan bile
Koray: bu yaptığın şey başlı başına saçmalık
Koray: beni de buna uydurduğuna inanamıyorum.
Koray: seninle konuşmam gerekenden fazlasını bile konuştuğumu düşünüyorum
A: sadece merak ediyorum
A: normalde nasılsın
A: o soğuk kişiliğin altında kim var?
A: arkadaşlarıyla kafeteryayı inleten çocuğu merak ediyorum.
A: kahve içip boş bakışlarla etrafı süzeni değil.
A: biraz daha umudu olanı istiyorum ben.
A: insanlara biraz daha nazik olamaz mısın?
A: seni seven insanlara inanamaz mısın?
Koray: sana inanmak istemiyorum.
Koray: beni sevdiğini düşünmek istemiyorum.
A: kendimi kast etmemiştim.
Koray: lafımı bölme.
Koray: çünkü bunlar sorumluluk demek.
Koray: sen mesaj attığında kibar olmaya çalışmak demek.
Koray: seni kırmamaya çalışmak demek.
Koray: ya da ne bileyim beni bir kızla görsen ve sorsan.
Koray: seni üzmemeye çalışarak açıklama yapmak demek.
Koray: bir insanın benim yüzümden ağladığını bilmek demek.
Koray: bunlar sorumluluk tamam mı?
Koray: benim kaldırabileceğim türden değil ama.
Koray: ben bunlara tahammül edemem.
Koray: ben kırarım, umrumda da olmaz.
Koray: kafeteryadaki çocuk arkadaşlarına özel, o insanların yanında düşünmüyor çünkü.
Koray: artık düşünceli olmak istemiyorum.
Koray: elimden geldiğince düşünmemek istiyorum.
Koray: yani benden böyle bir şey isteme.
Koray: daha kibar olmayı falan,
Koray: çünkü
Koray: ben böyle bir şey istemiyorum.
A: duvarların var.
A: çok fazlalar.
A: ve çok da güçlüler.
A: içerisini görmeyi geçtim, çatlak bile yok içeriden ışık sızdırıcak.
A: kendini böyle yalnız bırakma.
Koray: yanılıyorsun.
Koray: çatlak var. hem de bir sürü.
Koray: ama içeride ışık yok.
A: özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolunay| yarı texting
Teen FictionTüm dünyan altüst olurken ve bildiğin her şey yeniden inşaa edilirken; Geçmişinden en fazla ne kadar kaçabilirsin? -------- Bilinmeyen Numara: Seni kantinde görmüştüm. Bilinmeyen Numara: Açıkcası ürkütücü bakışların var. Bilinmeyen Numara: Bazen i...