we both knew i lied

4.5K 224 39
                                    

Multimedia Koray

"Bu bölümü taslağa kaydettim bugün. İçimden de 'birkaç gün sonra atarım' dedim ama taslağa bölüm kaydedince dayanamayıp atasım geliyor:( "

İyi okumalar ❤️


Araba yolculuğu boyunca bir şey konuşmamıştık. Arabalı feribot ile Bursa'ya geçiyorduk. İkimizde feribotun kenarında durmuş denize bakıyorduk.

"Zümrüt'ü aradım." dedim aniden.

"Ne zaman?"

"Ilgaz'ın kolyesini bulduğumda aradım. Ama sorduklarımın hiçbirine cevap vermedi."

"Ne kolyesi?" diyen Emre'ye döndüm. Aniden aklıma ona hiçbir şeyden bahsetmeyişim geldi.

"Müzik odasında piyanonun üstünde Ilgaz'ın kolyesini buldum. Belki bir şeyler anlatır diye Zümrüt'ü aramak gibi bir hata yaptım. "

"Tabi ki hiçbir şey demedi" dediğinde kafamı salladım. "Hiçbir şey demedi."

"Bursa'ya vardığımızda, ne yapacağız?"

"İzmir'e gideriz diye düşünmüştüm." dedim aklımdakileri saklamayarak. "Olabilir." dedi Emre de.

"Bu gecelik bir otel bulalım ama bu kafayla araba kullanamayız." dediğinde kafamı salladım.

O karanlık ruh hali tekrar bedenimi ele geçirmiş gibiydi. Konuşmak istemiyor Emre'nin dediklerine ufak sesler çıkararak ya da kafa sallayarak cevap veriyordum.

Feribot kıyıya yaklaşamaya başladığında Emre'yle beraber arabanın içine geçtik konuşmadan. Ağır ağır yaklaşan karaya baktım. "Anlamıyorum." dedim. "Ilgaz böyle birisi değildi. Ne oldu anlamıyorum."

"Koray yapma." diyen arkadaşıma döndüm.

"Neyi yapmayayım Emre? Canımdan çok sevdiğim çocukluk arkadaşımızın, çok sevdiğimiz diğer arkadaşımızın cenazesi sonrası bizi terk etmesini mi?"

"Ya da şeyi düşünmeyeyim Ilgaz'dan günlerce haber alamadığımızı sonra ise darp edilmiş bir şekilde evimin önünde bulduğumu mu?"

"Adli Tıp'ın o yanmış cesetin Ufuk'un olup olmamasını teyit ederken günlerce hastane kapısında Ilgaz'ı beklememizi mi?"

"O bedenin Ufuk'a ait çıkmasını mı düşünmeyeyim?"

"Hangi birini düşünmeyeyim Emre? Söylesene hangi birini düşünmemeliyim. Bir şeyler oldu belki de hâlâ oluyor. Bizim bilmediğimiz çok fazla şey dönüyor ve benim tek yaptığım şey feribotun içinde oturup bunları düşünebilmek."

"Ben 3 yıldır düşünüyorum." diye bağırdı bir anda. "Tek sen mi biliyorsun bunları ha? Tek senin mi aklında. Bazen geceleri uyuyamıyorum Koray."

"Ben de arkadaşlarımı özlüyorum ulan ben de Ufuk'a noldu bilmek istiyordum. Ama sen dağılmıştın, mahvolmuştun. Ilgaz gitmişti, Zümrüt konuşmuyordu. Birinin ayakta kalması gerekiyordu ve o kişiyi oynamayı ben hiç istemezken rol bana verildi. Hepiniz dağılmıştınız ama..."

"En çok sen yıkıldın. Dağıldın.Ya ben de dağılsaydım? Ya ben de dağılsaydım Koray?" diye bağırdı. "Beni kim toplardı söylesene? Bizi kim tekrar toplardı?"

"Yanınızda olmazsam sizi de kaybedicem diye o kadar korktum ki. İkiniz ağlarken ağlayamamak daha yorucuydu. Yıllarca gözyaşlarımı saklayıp siz gidince ağladım ben. Siz kendinizi umursamazken de ben sizi düşündüm."

Dedikleriyle boğazıma bir taş oturmuşçasına sustum. Aramızda en metanetlisi hep oydu. O günlerde bizi toplayan da Emre'ydi. Bencillik yapmıştım. Ilgaz'ı veya Ufuk'u tek kaybeden ben değilken aylarca susup bencillik yapmıştım. Emre'ye acısını yaşatamamıştım. Bunları yeni fark etmemle kalbime bir ağrı saplandı. Gözleri kıpkırmızı olmuş arkadaşıma döndüm.

"Özür dilerim." dedim fısıldar gibi. Sanki sesimi kaybetmiştim. Zaten sesim olsa da dediklerine bir cevabım yoktu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Bunun bir özürle düzelmeyeceğinin de farkındaydım.

"Özür dilemen için söylemedim hiçbirini. Sadece..."

"Sadece?" dedim. Birkaç saniye sustu.

"Sana düşünme diyorsam düşünme. Çünkü benim seni tekrar toparlayabilecek kadar halim kalmamış olabilir."

"Düşünmem, söz."

İkimiz de yalan söylediğimi biliyorduk.

Olaylar yavaş yavaş açığa kavuşucak gibi ne dersinizzz heyecanlı mı?

Bu arada hikaye nasıl gidiyor beğeniyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim
Yorum okumaya bayılıyorum...

dolunay| yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin